Politika

Soylu'dan İBB'ye teftiş açıklaması: Siyasal bir tarafı yok, güvenlik tarafı var; şehirdeki terörizmle mücadele etmeyecek miyiz?

İçişleri Bakanlığı, İBB'de çalışan bazı personelin "terör örgütleri ile iltisaklı veya irtibatlı olduğu yönündeki ihbar ve tespitler üzerine" özel teftiş başlatıldığını duyurmuştu

27 Aralık 2021 11:17

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi personellerine, terör örgütleriyle iltisaklı oldukları iddiasıyla ilgili olarak özel teftiş başlatılması hakkında, "Dağdaki teröristlerle mücadele ediyoruz. Şehirlerde terörizmle mücadele etmeyecek miyiz? Bizim kimsenin belediyesiyle işimiz yok, bizim terörle mücadele ile işimiz var" dedi. 

Bakan Süleyman Soylu, İBB'de işe alınan bazı çalışanların terör örgütleriyle iltisakı olduğunu söyleyerek, "DİAYDER soruşturmasında, İBB'ye gassal olarak alınan, sözde imam olarak alınan, PKK KCK terör örgütü tarafından, hatta maaşlarının bir bölümünün, terör örgütüne nakledildiği konusunda anlayışların olduğu ve bu konuda bir organizasyon içinde bulunanların bir kısmı tutuklandı. Bunlar belediyede çalışıyorlar. Daha yeni, bu dediğim olay 10 15 günlük..." dedi. 

Soylu, teftişin siyasal bir yanı olmadığını, güvenlikle ilgili olduğunu söylerken, "'Biz bu konuda elimizdeki verileri size verelim, siz yardımcı olun' demek varken, bunu siyasal mesele haline getirmek, benim üzerime geliyor demek, bir sorumsuzluk örneğidir. Bizim derdimiz terörle mücadele etmektir" diye konuştu. 

Soylu, gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Milletimize hem saygılarımızı hem de bu konuda hürmetlerimizi ileterek sözlerime başlamak istiyorum. Türkiye, terörle ilgili önemli tecrübelerden geçti. Büyük sınamalardan geçtik. Türkiye büyük bedeller ödedi ve bu bedellerin hâlâ travmaları, hala yaşadığımız acılar, hâlâ kayıplarımız bizim üzerimizde, hatıralarımızda. Ve buna ait de ülke olarak millet olarak tüm tedbirleri alma zorunluluğumuz söz konusu.

Türkiye'de 15 Temmuz oldu. Sadece İçişleri Bakanlığı'ndan 50 bin kişi ihraç edildi. Niçin? Neden? Terör örgütleriyle irtibatı ve iltisakı olduğu için. Yani bunların kamuda çalışmasının, devlette çalışmasının sakıncalı olduğu ve bunların bize büyük bir maliyet yükleyeceği için... Bunların içinde FETÖ var, PKK var, DHKP-C var,  MLKP var. Ve bütün örgütler. Biz bunu niçin yapıyoruz? Dağdaki teröristlerle mücadele ediyoruz, şehirlerdeki terörizmle, teröristle mücadele etmeyecek miyiz?

Fehriye Erdal kimdi? Sabancı Center'a nasıl girmişti? Kimi katletti? Şırnak'taki adliyenin altına bomba koyanlar orada çalışanlar değil miydi? En son Cihan Güven katledildi Cizre'de... Nasıl katledildi? PKK ve KCK'nın YPS olarak nitelendirdiği, HDP'nin de kendi gençlik kolları mensubu olarak nitelendirdiği, PKK ve KCK'nın talimat vererek, siyaset içerisinde meşru bir kılıfa büründürerek sağladığı bir kaplama ile birlikte katlettiler. 

Biz; kendimizle ilgili, devletle ilgili, devlette çalışanlarla ilgili bir terör irtibatı ve iltisakı bulduğumuzda kendimizi suçlu mu hissediyoruz? Hayır, tam tersine; burayı temizlemeye, yarın öbür gün başımıza gelebilecek bir felaketi engellemek için terörle devletin terör irtibatı ile devletin bir arada olmayacağını ortaya koymak için bunu gerçekleştiriyoruz. 

Yarın yapılacak bir eylem, bu kişiler üzerinden gerçekleştirilirse, sizin göreviniz ne, siz ne iş yapıyorsunuz demezler mi? Beni bağışlayın ama sosyal medya çığırtkanlığı ile biz terörle mücadele etmiyoruz, laf cambazlığı ile de...

Türkiye'nin her yerinde uzun vadeli güven var, bunu sağlamaya çalışıyoruz.

DİAYDER diye bir dernek var. Bu dernek tamamen örgüt elebaşı APO tarafından talimatla kurulmuş, dini istismar etmek üzere niteliklendirilmiş bir dernek. Biz bununla ilgili bir çalışmaya daha ulaştık. Buradan referansla İBB'ye insanların girdiğini, burada çalıştıklarını tespit ettik ve gördük. Bunu biraz genişlettik. PKK ve KCK ile iltisaklı, hapse girmiş, dağda bulunmuş, başka terör örgütlerinde polisimizin öldürülmesi eylemlerine katkı vermiş, yargı tarafından tescil edilmiş, FETÖ'den ihraç ettiğimiz, TSK'dan ihraç edilen bylock kullancısı birçok kişinin yoğunlaştırılmış olarak buraya, İBB'ye işe alındığı...  

Burada işe alınanların bir bölümü kamunun çok kritik yerlerinde çalışabilme kabiliyeti sahip. Biz bunları takip etmeyelim mi? Gelebilecek herhangi bir tehdide karşı önlem almayalım mı? Bizim kimsenin belediyesiyle işimiz yok, bizim terörle mücadele ile işimiz var. Biz bunu yapmak zorundayız. Türkiye'yi alarma tutmak zorundayız. Etrafımızdaki coğrafyanın hangi halde olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin içerisine sızdırılan, dışarıdan gelen, bazen yabancı uyruklu bazen kendi uyruğumuzda insanlarla hangi terör belaları ile karşı karşıya kaldığını yaşadık, yaşıyoruz. Yüzlerce eylemi sadece bu yıl engelledik. Nasıl engelledik? 

Biz anayasanın ve kanunların bize verdiği yetkiye dayanarak böyle bir ihbarı, şikayeti, araştırmakla mükellefiz. DİAYDER soruşturmasında, İBB'ye gassal olarak alınan, sözde imam olarak alınan, PKK KCK terör örgütü tarafından, hatta maaşlarının bir bölümünün, terör örgütüne nakledildiği konusunda anlayışların olduğu ve bu konuda bir organizasyon içinde bulunanların bir kısmı tutuklandı. Bunlar belediyede çalışıyorlar. Daha yeni, bu dediğim olay 10 15 günlük, bizim 6 7 aydır takip ettiğimiz...

Milletimize sormak isterim; siz, terör örgütünden bylockçu olduğu için, TSK'dan FETÖ'cü olduğu için ihraç edilen bir kişiyi kendi şirketinize alır mısınız? Bunun siyasi bir tarafı yok, güvenlik tarafı var. Her meseleyi kendine ait bir siyasal kaldıraç olarak kullanıp kendini muhafaza etmek için... 'Beni şöyle sıkıştırıyorlar'...  Bin tane iş yapıyorsun, ben hangi meselende, kimin hangi meselesi ile uğraşıyoruz? Anayasanın bize verdiği yetki... Biz milletimizi muhafaza etmek korumak zorundayız. Siz bir personelin alım kriterlerini bu ülkenin temel olarak güvenlik esasına dayandırmaz, iltisakı, irtibatı olanları, FETÖ'den ihraç edilenleri, APO'nun serbest kalması için defalarca eyleme katılmış olanları, sözde kendisini din görevlisi olarak tanımlayıp bu konuda dini istismar ederek PKK KCK tarafına evirmeye çalışanları bir kuruma alırsanız bu normal mi? 

'Biz bu konuda elimizdeki verileri size verelim, siz yardımcı olun' demek varken, bunu siyasal mesele haline getirmek, benim üzerime geliyor demek, bir sorumsuzluk örneğidir. Bizim derdimiz terörle mücadele etmektir. "

Tartışma nasıl başladı?

İmamoğlu'nun İBB seçimlerini kazanmasının ardından işe alınan personel arasında terör örgütleriyle bağlantılı kişilerin olduğu yönündeki iddialar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Meclis'teki bütçe görüşmeleri sırasında dillendirildi.

Bakan Soylu İBB'ye yaklaşık 33 bin kişinin işe alındığını söylediği konuşmasında, "Bu 33 bin kişiden 12 bin kişiye ancak bakıldı. 455 tanesinin PKK ve KCK kaydı var. 80'inin DHKP-C, 20'sinin MLKP, 2'sinin MKP kaydı var ve diğerlerinin kayıtlarını da gönderebilirim" dedi.

Ardından ise Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 Aralık'ta AKP'li belediye başkanlarının katıldığı Kızılcahamam kampında yaptığı konuşmada, CHP'nin kazandığı belediyelerden tek bir kişinin bile işten çıkartılmayacağı yönünde vaatlerde bulunduğunu ancak buna karşın 15 bin kişinin İBB'deki işinin sonlandırıldığını savundu.

Erdoğan konuşmasında, "Bunun yerine de çoğu kim olduğu, ne olduğu belli olmayan bir kısmı terör örgütleri ile iltisaklı çıkan 45 bin kişi belediyeye doldurdular" dedi.

İmamoğlu: Cumhurbaşkanı'na mektup yolladım

24 Aralık'ta İYİ Parti'nin düzenlediği 'Kalkınma Kongresi'ne katılan İBB Başkanı İmamoğlu ise gazetecilere verdiği demeçte Erdoğan ve Soylu tarafından verilen sayıların tutarsız olduğunu vurgulayarak, "21 binin biraz üzeri bir sayıda insan işe alındı ve bu insanların nasıl işe alındığı da tek tek, kalem kalem belli" diye konuştu.

İşe alınan personelden bazılarının terör örgütleri ile bağlantılı olduğu yönündeki iddialara da değinen İmamoğlu şunları söyledi:

"Ben 10 gün önce, Sayın İçişleri Bakanı'na yazı yazdım. Bizzat kendim, bizzat şahsına. Bu '500 küsur terörist dediği sayı kimdir? Bize yaz, gönder; biz de bilelim.' Bir. İki; devletin kurumlarından bu insanlar temiz kağıdı alıp biz de işe başlıyor. Bunun terörist olduğunu ifade edip ve bunu afişe edip de birilerine terörist damgası vuran bir kısım medyayı da kınıyorum.

"Devletin bakanı çıkıp, '500 küsur kişi isim listesi var elimizde' diyor. Ben, yazı yazdım kendisine. Bütün bu bilgileri de yazdım. Kendisine yalan yanlış ifadelere göz yummasın diye, bizimle irtibat kursun diye Sayın Cumhurbaşkanı'na da bugün sabah saatlerinde mektubumu yolladım. Oradan net, gerçek bilgileri görebilir. Bilgi kaynağını düzeltsin Sayın Cumhurbaşkanı."

Erdoğan: Utanmadan sıkılmadan bana mektup gönderiyor

Pazar günü AKP'nin İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Namus sözü verdiğini hatırlıyorsunuz. 13 bin 500, bir hesaba göre 15 bin kişiyi işten çıkarıp yerine aralarında terör örgütüyle iltisaklı olan 45 bin kişiyi işe aldı. Şimdi utanmadan sıkılmadan bana mektup gönderiyor, 'böyle bir şey yok' diyor" dedi.

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da Pazar gecesi Twitter'da "İçişleri Bakanı, efendisinden fırça yemiş olacak ki, 17 gün önce Meclis'te attığı iftiralarla ilgili bugün Erdoğan konuştuktan sonra adım atıyor" mesajını paylaştı.

İçişleri: Özel teftiş başlatıldı

İçişleri Bakanlığı, Pazar günü yaptığı yazılı açıklamada "İBB, bağlı kuruluşları ve şirketlerinde işbaşı yaptırılan personelden, 455'inin PKK/KCK, 80'inin DHKP-C, 20'sinin MLKP, 2'sinin MKP, ayrıca bazılarının FETÖ ve diğer terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikayet ve elde edilen tespitler üzerine, konunun tüm yönleriyle soruşturulması için Bakanlığımızca özel teftiş başlatılmıştır" ifadelerine yer verdi.

İmamoğlu: İstanbul'a hizmet eden 86 bin yol arkadaşımın yanındayım

İBB Başkanı İmamoğlu İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına sosyal medya hesabından tepki gösterdi.

İmamoğlu daha önce söylediği "Hak yemem hakkımı da yedirmem" sözlerini tekrarlayarak, "İstanbul'a hizmet eden 86 bin yol arkadaşımın yanındayım, ezdirmem" ifadelerini kullandı.

Suçu olan kişilere karşı sonuna kadar birlikte mücadele etmeyi teklif eden İmamoğlu, "Ama şu bilinsin ki; İBB ailesine saldıranlar karşısında beklenmedik bir birliktelik ve güç görecek" dedi.

İBB Sözcüsü Murat Ongun ise Twitter'da yaptığı paylaşımda, "Bu saatten sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu millete emanettir" diye yazdı.