Koray Çalışkan
(Radikal/27 Şubat 2012)
CHP'de kurtların sessizliği
Siyasetin kurtları ilk kez sessiz. Baykal ve Sav yoklar. Eskiden seçtikleri delegelerin çoğu salonda Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Sav Anıtkabir’e çıkacak kadar bile delege toplayamadı. Muhaliflerin bir bölümü de salonun çevresinde dolaştı durdu. Bazıları imzasını geri istemeye kalktı. 361 muhalif 176’ya düştü...
Sezaryen kurultay aceleye geldi. Tüzük komisyonu hızlı çalıştı. “Organizasyona da zaman kalmadı, kesin kötü olur” diye düşünmüştüm. Tam tersi. Şimdiye kadar katıldığım en iyi siyasi parti kurultayı oldu. Hazırlıklar, çevredeki yardımcılar, sakin ve çalışkan CHPliler göz doldurdu. Bir tek konuşmacıların mikrofona bağırması değişmemiş. Gerçekten dayanılmaz.
CHP’deki değişimin nereye gittiğini anlamanın en kısa yolu yeni tüzüğe kısaca bir bakmak. Tüzüğün başı CHP’nin amacını tanımlar. Eski tüzük partinin ilk amacını ‘ülkenin güvenliği ve bütünlüğünü korumak’ olarak tanımlıyor. Yeni tüzükte ilk amaç ‘insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir düzen’ oluşturmak.
Kürtler: CHP’ye döndük
Önder Kalay Vanlı bir BDPli. Partisinden istifa etmiş. CHP’ye katılmış. “Nereden çıktı?” diye soruyorum: “Yeni bir CHP var. Eskiden oy vermezdim, şimdi üye oldum. Buraya da geldim. CHP samimiyet testinden benim için geçti. Gençlik örgütünde çalışıyorum.”
İrfan Önal CHP’ye daha da angaje bir Kürt. Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı. “Ben Türk’üm Sırrı’ya oy veriyorum, sen Kürtsün, CHP’desin. Garip değil mi?” diye soruyorum. Gülüyor: “Siz de verirsiniz bize. BDP Türkiye toplumunu çok da hazırlamadan çözüm öneriyor. Çok önden gidiyor. Türkiye toplumu onları anlamakta zorlanıyor. CHP olarak sorunlara biz çözüm olacağız, BDP değil”.
Ali Haydar Fırat’la karşılaşıyoruz. Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan ana dilinde eğitilmeyen çocukların çektiklerini anlattıkları İki Dil Bir Bavul’u onun hikâyesinden esinlenerek yazmışlardı. Filmin de senaryo danışmanı. “Sen ne yapıyorsun burada?” diye soruyorum. CHP’nin sosyal medyadan sorumlu basın koordinatörüymüş! Doğrudan Genel Başkan’la çalışıyor. Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacağım. CHP değişti diyoruz, ama bu kadar da değil! Ali Haydar Bey’e soruyorum: “Ana dilde eğitimi savunmayan bir partiyle ne işin var senin?” Sakince yanıtlıyor: “Kürt sorunu ancak özgürlükçü solla çözülür. CHP çözüme BDP’den daha yakın. Ana dilde eğitim de zaman içinde çözülecek. Bunu CHP’den başka kimse çözemez. Bu yüzden CHP’deyim.”
VİP salonunda CHP’nin yıldızlarından Oxford’lu hukukçu Mehmet Karlı Sosyalist Enternasyonel Genel Sekreteri Luis Ayala’yla bir röportaja davet ediyor. Soruyorum, sakin sakin anlatıyor: “Eskiden CHP’yle sorunlarımız oldu. Artık ciddi bir değişim var. 163 parti üyedir Enternasyonel’e. CHP bunların içinde çok önemli bir parti. Birçok otoriter ülkeden partimiz vardır. Bir tek CHP’nin genel başkanının dokunulmazlığı sorgulandı. Eskiden Türkiye’deki demokratikleşme konusunda umutluyduk. Şimdi Türkiye’de bir geriye dönüş var. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dinlediniz. Güçlü demokrasiye vurgu yapıyor. Sosyal adalete vurgu yapıyor. CHP farklı. Sorunlara çözüm olabilecek Türkiye’deki tek parti. Biz de bunu desteklemek için geldik.”
CHP’de yüzü en çok gülenler gençler ve kadınlar. Gençler ana kademeden CHP tarihinde ilk kez ayrılıyor. Gençlik Kolları Başkanı doğrudan Genel Başkana bağlı MYK üyesi olacak. Bağımsız bütçesi olacak. Kadınlar yüzde 33 kotasını kazandılar. CHP Türkiye’de kadınların en güçlü olduğu kitle partisi olmaya aday. Partideki en önemli değişiklik yerel yönetimlerin bütçenin yüzde 40’ına sahip olması. Genel merkezin büyük ölçüde gücünü tabana devrettiği bu kurultay Türkiye siyasi hareketi için bir ilk.