Sosyal medya dünyada milyonlarca insanın hayatının ayrılmaz bir parçası. Hele akıllı telefonunuz varsa, tüm günü sosyal medya başında geçirmeniz işten bile değil.
Ama belki sosyal medya kedinizin fotoğrafı, yılbaşı kutlamasının en neşeli anı veya beğendiğiniz yazıyı paylaşma ortamı olmanın ötesinde para da kazanabileceğiniz bir olanaklar dünyasıdır, kim bilir?
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Twitter'ı haber takip etmek için, Instagram'ı da fotoğrafçı olamamanın tesellisi niyetine kullanan benim gibilerin bilmediği bir dünya.
Aklınıza hemen şirketlerin Facebook'un bir kenarına verdiği veya Twitter'da önünüze çıkıveren sponsorlu reklamlar gelmesin. Çünkü bahsettiğim, sosyal medya kullanıcılarının bizler farkına varmadan reklam yapıp, bundan para kazanması.
Twitter, Instagram ve Vine'da bu işi yapıp büyük miktarlar olmasa da para kazanan kullanıcılarla görüştüm. Ayrıntıları haberin devamında anlatacağım ama anladığım kadarıyla ilk şart fenomen olmak.
Reklam sloganını twette görürseniz
Twitter ile başlayalım. @kitapherif ile @MrEgosuz deneyimlerini paylaştı bizimle. İkisinin de yüzbinlerce takipçisi var. İlki yedi-sekiz, ikincisi 20-30 iş yapmış sosyal medyada reklam için. Peki nasıl oluyor bu işler?
@kitapherif "Reklamlar genelde ajanslar üzerinden geliyor. Kullanıcı adınızla siz de başvurabilirsiniz ama genelde ajans firmaya gidiyor, bir kurgu yapıyor ve diyor ki biz twitter fenomenlerine tweet attırmak istiyoruz. Genel olarak mevzu sizin marka olmanız. Takipçi sayınız kriterlerden biri." diyerek özetliyor.
Peki nasıl yapıyorlar reklamı ve ne kadar kazanıyorlar?
@kitapherif farazi bir örnek veriyor: "Örneğin 'bardak' adında bir ürün çıkacak. Biz içinde 'bardak' kelimesi geçen tweetler atıyoruz. Kimse bardak diye bir şeyden haberdar değil. Ama iki ay sonra 'bardak' isimli bir ürün çıkıyor."
Bir başka yöntem ise markanın reklam sloganını kullanmak -- ama yine çaktırmadan. Burada biz de reklam yapmayalım diye örnek yazmıyorum ama bundan sonra espriyle kullanılmış bir reklam sloganını görünce, ne demek istediğimi eminim hemen anlarsınız.
Söylediklerine göre sosyal medyada bu tür reklamı tercih edenler daha çok büyük firmalar.
Bu alanı seçme nedenleri ise ürünün satışını değil, markanın bilinirliğini artırmak.
@MrEgosuz en çok GSM şirketlerinin, büyük içecek firmalarının ve kayıt dönemlerinde özel üniversitelerin bu yöntemi benimsediğini söylüyor.
Ancak bu kadarla sınırlı değil. Seçim dönemlerinde hemen her parti bu şekilde reklam yapılması için tekliflerde bulunmuş.
Fakat iki fenomen de buna pek sıcak bakmıyor.
Bunların dışında film yapımcıları yeni filmlerini, sanatçılar yeni kliplerini tanıtmak için bu yola başvuruyor.
'Parayla atmayacağım tweetler var'
Kazandıkları miktarlar ise 'işe' göre değişiyor. @kitapherif "En son bir sanatçının klibinin YouTube linkini paylaştım, 150 lira aldım. Onun dışında bir içecek firmasından bir reklam vardı. Üç tweet attım 1.500 lira aldım" diyor.
İki-üç yıldır bu işin yapıldığını söyleyen kullanıcılar, bu alanda kuralların henüz oturmadığını ama kendi ilkeleri olduğunu söylüyor.
Örneğin @kitapherif "Ne kadar para verirlerse versinler atmayacağım twitler var. Alkollü içecek, disko bar türü mekanların tanıtımlarını atmam. Benim tarzıma uygun değil." diyor.
Onların attıkları tweetlerin reklam içeriğine sahip olduğunu bilmiyor takipçileri. Bu durumda takipçilerini aldatmış hissediyorlar mı kendilerini peki?
@kitapherif "Yo, aldatmış hissetmiyorum. Neyin reklamını yaptığımıza bağlı. Alenen kavga ettiğim kurumsal hesaplar var. Onlardan teklif gelse asla yapmam. Samimi de olmaz zaten" diyor.
@MrEgosuz ise gelen bir tepki üzerine verdiği yanıtı aktarıyor: "Kalemini sattın diyenler oluyor. Ben de 'Kalemimi satmadım, kalem hâlâ bende' dedim. 'Bir yazarın kitabını alıp okumuyor musun, gazeteye para vermiyor musun, veriyorsun. Benimkini bedava okuyorsun. Ben bir şey istemiyorum. Buna da katlanıver' dedim. Emek veriyoruz biz de buraya."
Pozlu makinadan Instagram fenomeni olmaya
Fakat başta da söylediğim gibi reklam mevzusu sadece Twitter ile sınırlı değil. Gelin şimdi Instagram hesabında sserkan34 kullanıcı adıyla muhteşem fotoğraflar paylaşan Serkan Demirci'yi dinleyelim.
"Ben küçükken babamın makinasıyla fotoğraf çekmeye başladım. Ama içinde poz olmasa da, elime onu alıp dışarıda fotoğraf çekiyordum" diyerek anlatmaya başlıyor fotoğrafla ilişkisini.
Sonra kendi makinasını almış tabii, poz derdi olmadan fotoğraflar çekmeye başlamış.
Instagram hesabını ise bir arkadaşı açmış onun için önce. Sonra fotoğraflar yüklemeye başlamış kendisi.
İlk reklam taleplerinin takipçi sayısı çok arttıktan sonra geldiğini söylüyor.
Üstelik her zaman reklam kokmuyor bu yaptıkları. Örneğin bir otel, ondan sadece otelin bulunduğu yerden bir manzara fotoğrafı çekmesini isteyebiliyor. Tabii altına otelin adını yazması veya otelin Instagram hesabını etiketlemesi gerekiyor.
"Örneğin" diyor, "Bahçesinde kahvaltı yapıyorsun. Onun fotoğrafını paylaşıyorsun."
Instagrama ilgi gösteren firmalar
Instagrama en çok ilgi gösteren firmalar ise tekstil, kadın aksesuarları, hatta Demirci'nin deyimiyle, 'kadın ile ilgili olan her şey.' Bunun yanında restoranlar en çok teklif gönderenler arasında.
Peki ne kadar kazanıyor?
Demirci, "Projesine göre değişebiliyor. İki pozluksa daha yüksek meblağ olabiliyor. 250 TL'den başlıyor ama bu rakam artabiliyor" diyor. Bununla geçimini sağladığını söylemek zor.
Hâlâ başka bir işte çalışıyor zaten. Ama zaten çok sevdiği fotoğraf çekmek işinden para kazanmanın keyifli olduğunu söylüyor.
Tabii onun da kuralları var. Örneğin bazı firmalardan "Biz size fotoğrafı verelim, siz yayımlayın" şeklinde teklifler geldiğini ve bunu asla kabul etmediğini söylüyor. Hesabındaki tüm fotoğraflar ona ait.
Bu da Vine tarifesi
Ve son olarak Vine! Minik video kliplerden para kazanmak da seçeneklerden biri. Bunu yapan kişi adını vermek istemiyor. İlk Vine videosunu 2013 yılının Ağustos ayında çekmiş. Bir milyondan fazla takipçisi var ve her gönderisi binlerce beğeni alıyor.
Ona da ilk reklam teklifi 100 bin takipçi olduktan sonra gelmiş.
Bu alanda ise daha çok mobil oyun, program ve network sistemlerinden reklam başvurusu olduğunu söylüyor.
Videoları kendisi tasarlıyor. Proje başına ise 1.000 - 1.500 lira aldığını söylüyor.
Tabii sadece Vine'da fenomen olduğunu söylemek zor. Facebook'ta neredeyse 3 milyon, Twitter'da ise on binlerce takipçisi var bu kullanıcının.
Sonuçta sosyal medya paylaşmanın ve tartışmanın ötesinde bir işleve çoktan bürünmüş durumda ve öyle görünüyor ki, sosyal medya kullanıcılarının sayısı arttıkça buradaki reklam pastası daha da büyüyecek.