İsmail Özcan*
Biz Türkler, sözlü iletişim geleneği güçlü, yazılı iletişimi zayıf bir toplumuz. Bütün ömrü yazmakla geçmiş olan Çetin Altan bu yüzden her fırsatta, "Türk insanına en zor gelen şeylerden biri herhangi bir konuda yarım sayfalık yazı yazmaktır" tespitini tekrarlardı.
Mizahımızın unutulmaz yazarlarından Rıfat Ilgaz, ölümünden kısa bir süre önce katıldığı bir TV programında yazmanın kolay olmadığıyla ilgili olarak şu gözlemini anlatmıştı:
"Anadolu'nun birçok yerinde köy kahvelerinde çok hoşunuza giden fıkralar, hikâyeler anlatan köylülerle karşılaşırsınız. Onlara, 'Yahu şu anlattığın fıkrayı ya da hikâyeyi yaz da bana ver' derseniz, apışıp kalırlar. Çünkü anlattıkları o güzelim fıkra ve hikâyelerin yazıya nasıl döküleceğini bilmezler."
Türkiye, internetin dünyada en yoğun kullanıldığı ülkelerden biri. Neredeyse nüfus sayımız kadar internet aboneliği var. Herkes sanal alemde enine boyuna dolaşıyor. Herkes klavye kullanıyor. Hele yazışma amaçlı olarak Facebook, WhatsApp, Twitter gibi sosyal medya ortamlarını kullanmayan çok az. Bu kötü mü? Elbette değil. Sorun, insanımızın yazarken kendini hiçbir kurala bağlı hissetmemesi, olabildiğince gelişigüzel bir şekilde meram anlatmaya kalkışmasıdır.
Dilin yazım, anlatım, noktalama gibi her alanında yanlışlar yapılmaktadır. Ama en fazla yanlış; bağlaç olan ve mutlaka ayrı yazılması gereken "de", "da"ların, "ki"lerin, ve soru eki olan "mi"lerin bitişik; ek olan ve mutlaka bitişik yazılması gereken "-de", "-da" ve "-ki"lerin ayrı yazılmasıyla yapılmaktadır. Bütün yazışmalarda, elbette en başta da sosyal medya yazışmalarında en fazla göze batan, en çok rahatsız eden yanlış bunlardır. Ne yazık ki bu yanlışları yükseköğrenim görmüş insanlar, öğretmenler, akademisyenler vb. de yapıyorlar. Gazete ve dergilerde, internet gazetelerinde yazı yazanların bir bölümünün de bunları yanlış yazmaktan kurtulamadıkları görülmektedir.
Yalnızca sözünü ettiğimiz yazım yanlışları yapılmasa, sosyal medyadaki yazım yanlışları en az yüzde 60 oranında azalır. Ama ne yazık ki bu yanlışların yapılmaması için hiçbir çaba harcanmıyor. Yine ne yazık ki her derecedeki eğitimli insanlar bu yanlışları yapıyor.
ÖRNEKLER
Bağlaç olan "de", "da"
Yanlış: Bunu seninde görmeni istedik.
Doğru: Bunu senin de görmeni istedik.
Yanlış: O kitap banada lazım.
Doğru: O kitap bana da lazım.
Yanlış: Bu yazıyı Mehmet'te okudu.
Doğru: Bu yazıyı Mehmet de okudu.
Burada ayrı yazılan "de" ve "da"lar, "dahi", "bile" yerine kullanılmaktadır. "Bu yazıyı Mehmet de okudu" yerine, "Bu yazıyı Mehmet dahi, Mehmet bile okudu" da denebilir.
Bağlaç olan "ki"
Yanlış: Öyle bir yağmur yağdıki her tarafı sel aldı.
Doğru: Öyle bir yağmur yağdı ki her tarafı sel aldı.
Yanlış: O kadar sis vardıki göz gözü görmüyordu.
Doğru: O kadar sis vardı ki göz gözü görmüyordu.
Yanlış: Bilsemki geleceksin, karşılardım.
Doğru: Bilsem ki geleceksin, karşılardım.
Ek olan "de", "da"
Yanlış: Aradığın kitap ben de vardı.
Doğru: Aradığın kitap bende vardı.
Yanlış: Bunun bilgisi arkadaşım da bulunuyor.
Doğru: Bunun bilgisi arkadaşımda bulunuyor.
Not: Bağlaç olan ve bu yüzden ayrı yazılan "de", "da" ile ek olan ve bunun için bitişik yazılan "-de", "-da"ları ayırmanın bir yöntemi şudur: Bir cümle içindeki "de"ler, "da"lar kaldırıldığında anlam çok fazla kayba uğramıyorsa o "de", da" bağlaçtır. Anlam bozuluyor ise o "de", "da" ektir.
Örnek:
Yemekte çorba da vardı. Buradaki "da"yı kaldırdığımızda anlam biraz daralıyorsa da hepten bozulmuyor. Buradaki "da" bu yüzden bağlaçtır.
Cüzdanda para vardı. Buradaki "da"yı kaldırdığımızda cümlenin anlamı bozuluyor, bunun için buradaki "da" ektir.
Ek olan "ki"
Yanlış: Adamın sırtında ki yük yüz kilo vardı.
Doğru: Adamın sırtındaki yük yüz kilo vardı.
Yanlış: Şehirde ki hayat köyde kinden daha rahattır.
Doğru: Şehirdeki hayat köydekinden daha rahattır.
Soru eki olan "mi" her durumda ayrı yazılır:
Yanlış: Emaneti teslim aldınmı?
Doğru: Emaneti teslim aldın mı?
Yanlış: Sen de geliyormusun?
Doğru: Sen de geliyor musun?
Yanlış: Bu başarımı ödüllendirmeycekmisin?
Doğru: Bu başarımı ödüllendirmeyecek misin?
Bunlar biraz üzerinde durulunca kolayca öğrenilecek yazım kurallarıdır. Yeter ki doğru yazmayı önemseyelim ve dilimize saygı duyalım. Bunun için de ilk koşul olarak elimizin altında bir yazım kılavuzu ve kapsamlı bir Türkçe sözlük bulundurmayı unutmayalım.
* Eğitimci - yazar