Soma’nın Yırca köyünde santral için 6 bin zeytin ağacının kesilmesiyle gündeme gelen arazilerin imara açılması tarımı tehdit ediyor. Son 5 yılda 2 milyon 712 bin dönüm tarım arazisi imara açıldı. İmara açılan alanlar bu yıl üç kat artış yaşandı.
Son yıllarda milyonlarca dönümlük tarım arazisi imara açılarak kullanılamaz hale geliyor. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamı dışına çıkarılan tarım alanı büyüklüğü son beş yılda 2 milyon 713 bin dönüme ulaştı. Diğer bir ifadeyle Tuz Gölü’nün iki katı kadar verimli arazi imara açıldı. Tarım Bakanlığı verilerine göre bu yılın ilk dokuz ayında amaç dışı faaliyete izin verilen toprak büyüklüğü, geçen yıla kıyasla üç kat arttı. 2010’da 394 bin dönüm arazinin tarım dışı kullanımına izin verilirken, bu yılın ocak-eylül döneminde 1 milyon 94 bine yaklaştı.
Şaban Gündüz’ün Zaman’da yer alan haberine göre, amaç dışı kullanımın en yaygın görüldüğü alanlar sanayi, inşaat, turizm, madencilik ve ulaştırma amaçlı kamu yatırımları. TÜİK verilerine göre tarım arazilerinde en çok kayıp yaşanan iller Konya, Yozgat ve Diyarbakır diye sıralanıyor. Tarım alanlarını yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getiren sebeplerin başında mevzuat yetersizliği geliyor. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda korumaya yönelik hükümler olsa da uygulamada zorluklar yaşanıyor. Ranta dayalı yerel yönetim politikaları ise arazilerin sonunu hazırlıyor.
2011 yılına göre tarım arazilerinin tarım dışı kullanımına yönelik sektör bazlı değerler konut amaçlı 124 bin dönüm, sanayi amaçlı 224 bin dönüm, turizm amaçlı 12 bin dönüm, madencilik amaçlı 79 bin dönüm ve ulaştırma amaçlı 6 bin 500 dönüm olmak üzere toplam 445 bin dönüm oldu.
Son olarak Manisa’nın Soma ilçesi Yırca köyünde Kolin Şirketler Grubu’nun termik santral yapmak için kestiği 6 bin zeytin ağacı ile bir kez daha gündeme gelmişti. TBMM’ye gönderilen, zeytinliklerin enerji yatırımlarına açılmasını öngören tasarısının kanunlaşması halinde verimli tarım topraklarının yok olması daha da hızlanacak. Tarım alanlarının yapılaşma tehdidi altında olduğu, Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Tarım Arazilerinin Sürdürülebilir Kullanımı Özel İhtisas Komisyonu Raporu’na da yansıdı. Rapora göre tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı, bu arazilerin sürdürülebilirliğini ve dolayısıyla tarım üretimini tehdit ediyor. Türkiye’deki tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı hızlı nüfus artışı, yaygınlaşan plansız şehirleşme ve gelişen endüstrileşmeyle birlikte hızlı bir biçimde artıyor. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının özellikle verimli tarım arazilerinin bulunduğu sahalarda yoğunlaşması, konunun önemini daha da artırıyor.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na rağmen tarım alanlarının yok olması önlenemiyor. Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda önemli tespitler yer alıyor. Buna göre tarım alanlarının amaç dışı kullanım talepleri hızla artarken, yerleşim alanlarının sürekli ve aşırı büyümesi, verimli toprakları yapılaşma baskısı altına itiyor. Şehirlerin büyümesinin tehdit ettiği doğal alanların başında tarım arazileri geliyor. Hızla büyüyen şehirlerin genişleme ihtiyacı ve eğilimi, verimli tarım toprakları yok olma tehdidiyle karşı karşıya bırakıyor. Meselenin kaynağında, tarım alanlarının korunmasıyla ilgili mevzuat yetersizliği bulunuyor. İmar Kanunu, tarım alanlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlayacak araçları yeterli düzeyde içermiyor. Ayrıca Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında tarım arazilerinin korunması ve rasyonel kullanımına ilişkin hükümler getirilmiş olsa da uygulanmasında zorluklar yaşanıyor. Ranta dayalı yerel yönetim politikaları ise tarım alanlarının sonunu hazırlıyor.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, tarım topraklarının kaybedilmesinin sebeplerini şöyle sıralıyor: “Toprakların insanların şahsi menfaatleri nedeniyle imara açılması. Plansız ve çarpık kentleşme. Yanlış tarım politikaları ve yasal düzenlemeler. Toprakların miras yasası nedeniyle küçülmesiyle tarımın rantabl olmayışı ve bu nedenle tarım topraklarının farklı sektörlere kayması. Turizm sebebiyle yapılan gereksiz büyüklükteki konaklama alanları. Toplum olarak aşırı lüks tüketim alışkanlığı.”