T24 Kültür-Sanat
Aktör Robert De Niro çok uzun bir süre röportajlarda suskun kaldı. Daha sonra Donald Trump başkan seçildi ve De Niro politika konusunda açıkça, öfkeyle, bıkkınlıkla konuşkan biri haline geldi. Trump, De Niro gibi bir New York'luydu ama De Niro için “ulusal bir felaketti”. De Niro, bir röportaj sırasında şunları söyledi: "Daha fazla insanın onun aleyhinde konuşması gerektiğini, bu konuda kibar davranmaması gerektiğini düşünüyorum."
De Niro, The Guardian'a verdiği röportajda, “Ülkemde içinde bulunduğumuz siyasi durum çılgınca ve saçma; kontrolü kaybettik. Trump olgusunu görüyorum, insanların ona karşı çıkmaması olgusunu, daha iyi bilmesi gereken insanları… Ülkede büyük endişeye, kaygıya neden oluyorlar. Bana öyle geliyor ki, o sahneye çıktığından beri sanki istismarcı bir ebeveyn bir haneyi yönetiyormuş gibi, bu sadece bir haneyi değil, tüm ülkeyi yönetiyor. 'Bu adam bundan sonra ne yapacak? Bizi ne konuda kızdıracak?' dedi.
"Trump gibi birinin siyasi sistemde bu kadar ileri gidebilmesi beni çok üzüyor"
De Niro sözlerine şöyle devam etti: "Daha fazlasının ortaya çıkmasına izin verdi, ırkçılık, umursamazlık. Lider olmanın temel görevlerinden biri sorumluluktur, liderlik etmektir. Kitleler belli bir yöne yönelse bile onlara doğru yolu göstermek zorundasınız. Bu da kişisel bütünlüğünüze, doğru bildiğinizin ve yanlış olduğunu bildiğinizin, neyi savunduğunuza bağlıdır. Trump patron olmak için elinden geleni yapıyor. Sadece sorumlu olmak istiyor. Ahlak merkezi yok."
Birkaç yıl önce, De Niro'nun sahibi olduğu New York restoranlarından birine şüpheli bir paket gönderildi. Benzer paketler, o zamanlar eski başkan yardımcısı olan Joe Biden da dahil olmak üzere Trump'ı açıkça eleştiren diğer kişilere de iletildi. Olay, De Niro'nun işlerin yolunda olmadığı yönündeki endişesini kanıtladı. Şimdi "Çılgın biri tarafından gönderilmişti diye anımsıyorum" dedi.
“Birçok New Yorklu onun ne olduğunu anladı ama onun yarattığı kırılganlık halen orada.Yani keşke medya ona fazla ilgi göstermese, görmezden gelse. Ama bir tren kazasını izlemek gibi. Sen ona hayransın. Sonunda ne olacak, o da ölecek. Sonradan akla bile gelmeyecek. Tıpkı salgın gibi. Elimizdeydi. Artık insanlar unutuyor. Ve bu yalnızca üç yıl önceydi.”
De Niro, Franklin Roosevelt'in Demokrat başkanlığı sırasında New York'ta doğdu. Ressam olan babası Robert De Niro Sr, Alman göçmenler Josef Albers ve Hans Hofmann'ın yanında çalıştı, oyun yazarı Tennessee Williams'ın yanında kısa bir süre ve Guggenheim Müzesi'nde gece bekçisi olarak çalıştı. De Niro'nun annesi, sanatçı Virginia Admiral yazardı. De Niro'nun erken yaşamı bohemdi. Tek çocuktu, yetişkinlerin ve kitapların yanında sessizce büyüdü, sevildi ama şımartılmadı. Ona Bobby adını veren ebeveynleri, o iki yaşındayken ayrıldılar. O, gelecek vaat eden bir kariyere rağmen resim yapmayı bırakıp başarılı bir daktilo işine başlayan annesiyle birlikte yaşadı.
Yine de De Niro'nun hayatında büyük önem taşıyan kişi De Niro Sr. Kariyerinin başlarındaki seçmelerde De Niro, cast direktörünün adını duymuş olması ihtimaline karşı babasının adını söylerdi. Daha sonra babasının kariyerine ilgi uyandırmak için babasının resimlerini restoranları da dahil olmak üzere ticari girişimlerinin tüm duvarlarına astı. Mirasın De Niro'nun dikkate aldığı bir konu olup olmadığını sorulduğunda "Onun mirasını düşünüyorum. Bunu sürdürmeye çalıştım. Bana göre o büyük bir sanatçıydı, gerçek bir sanatçıydı. Ve onun yaptığını yeniden canlandırmak istediğimden değil sadece çocuklarımın, torunlarımın onun kim olduğunu, neyi temsil ettiğini bilmesini istiyorum" dedi.
De Niro Sr, 1993 yılında 71. doğum gününde öldü; Admiral 2000 yılında 85 yaşında öldü. De Niro, babasını esprili ve şefkatli, ancak yalnızlığa ve şiddetli özeleştiriye yatkın biri olarak tanımladı. Kıdemli sanatçının yıldızının asla patlamaması, yavaş yavaş acıya yol açtı ve yoksulluğa düştü. De Niro daha önce babasının yaptığı işin farkındalığını sürdürmeyi, yani "hakkını almasını görmeyi" kendi sorumluluğu olarak gördüğünü anlattı.
De Niro, "İyi bir ilişkimiz vardı. Yanımda değildi, birlikte yaşamadık. Ama onu gördüm, vakit geçirdim. Her zaman onun gösterilerine giderdim, çocukları açılışlarına götürürdüm.” Bazen baba ve oğul sokakta karşılaşıp konuşuyorduk ya da ben çalışırken babamı ziyaret ediyordum. İnsanların anlaşma diyebileceği bir şey yaşadık. Bazı açılardan yakındık ama bazı açılardan değildik. Sürekli olarak portre için oturmamı isterdi ama hareketsiz oturamazdım" dedi.
Birkaç yıl önce De Niro, bir gazeteciye sadakatle koruduğu babasının SoHo stüdyosunu gezdirirken şunları söyledi: "Babama işi hakkında daha dikkatli konuşabilmem için keşke onu daha fazla dinleseydim"
De Niro'nun yeni doğan yedinci çocuğu, şu anki kız arkadaşı aktör Tiffany Chen'den ilk çocuğu. De Niro çocuk yetiştirme konusunda şunları söyledi: "Bu her zaman iyi ve gizemlidir ve ne olacağını bilemezsiniz."