Karadeniz’deki sit alanlarında santral kurmaya hazırlanan yatırımcılar bazı projelerde yürütmeyi durdurma kararı alınması üzerine harekete geçti. Bu bölgelerde yenilenebilir enerji yatırımı yapılması için yasa hazırlığı başlatıldı.
Karadeniz’de sit alanı olarak tescil edilmiş bölgelere yapılması planlanan santrallarda Rize İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma ve iptal yönündeki kararları, aynı bölgede 6 bin megavat kurulu güçte santral kurmayı planlayan yatırımcıları harekete geçirdi.
Radikal'in haberine göre, Rize İdare Mahkemesi geçtiğimiz günlerde Hemşin Vadisi’ndeki HES’e iptal, Çağlayan Vadisi’ndeki HES’e ve Senoz Deresi üzerine kurulacak Uzundere Regülatörü ve HES’ine verdiği yürütmeyi durdurma kararın ardından telaşa kapılan yatırımcılar soluğu Çevre ve Orman Bakanlığı’nda aldı.
Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun kapısını çalan yatırımcılar, çevrecilerin Tabiat ve Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nu etki altına aldığını ve sadece proje yapılan alanlara ilişkin doğal sit alanı kararı alındığını savundu. Bunun üzerine Bakanlık, yatırımcılardan gelen doğal sit alanlarına yenilebilir enerji yatırımının yapılabilmesini içeren düzenleme talebini gündemine aldı.
6 bin megavat kurulu güce sahip santralların 7.2 milyar TL değerinde olduğu belirtildi. Ayrıca söz konusu santral projelerinin sahipleri arasında hükümete yakınlığı ile bilinen Karadeniz Elektrik Üretim A.Ş. ve Sanko Holding gibi şirketler de bulunuyor.
Sit alanında santral
Uzun süredir Karadeniz’de çevreciler ile yatırımcıların arasında yaşanan santral kavgası, İdare Mahkemesi’nin projelere ilişkin yürütmeyi durdurma kararlarının ardından yeni bir dönemece girdi. Karadenizli vatandaşlar, HES’lere karşı duruş gösteren tutumunu mahkeme nezdinde sonuçlandırırken, bölgeye yatırım yapmak isteyen yatırımcılar ve elektrik üretimi artırma çabası içinde olan Çevre Bakanlığı, yapımı planlanan diğer projelere ilişkin de benzer kararların alınması korkusu ile yeni formül arayışına girdi.
Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Çevre Bakanlığı ile konuyu ele alan yatırımcılar, doğal sit alanı olan yerlere yenilenebilir enerji yatırımlarının yapılabilmesi için kanuni düzenlemeye gidilmesini talep etti. Ayrıca toplantıda nehir tipi hidrolik santralların yapımının politik nedenlerle durdurulduğunun ileri sürüldüğü öğrenildi. Toplantıya katılan HESİAD Başkanı Fahrettin Arman, sivil toplum kuruluşlarını halkı kışkırtmakla şuçlarken, şunları söyledi:
“Çevreci kuruluşlar projenin ne olduğuna bakmadan projelerin olduğu alanları sit alanı olarak ilan ettirmeye çalışıyor. Kurul da etki altında kalıyor. Hidroelektrik santralları çevreye zarar veren santrallar değildir. Proje ne tür bir zarar veriyor diye kurulların da bir çalışması yok. Yöre halkına hoş görünmek için karar alınıyor. Doğal sit alanı ilan edilen alana bakıyorsunuz, sadece projenin olduğu yer sit alanı ilan edilmiş. Orada mahalleler var yapılaşmaya uygun, buralar cep şeklinde sit alanının dışında tutulmuş. Vadi sit alanıysa, tamamı kapsama alınmalı. Sadece proje arazisini sit alanı ilan etmek doğru değil. İlgili itirazları yapacağız.”
STK’lar halkı kışkırtıyor
Bu arada Hidrolik Santralları Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) Çevre ve Orman Bakanlığı’na raporda sundu. Sivil toplum örgütlerini yöre insanını kışkırtmakla ve Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları’nı etkilemekle suçladığı dernek raporunda, sadece projelerin bulunduğu alanların ‘doğal sit’ kapsamına alındığı öne sürüldü.
Raporda, “Çevreci bazı sivil toplum kuruluşları, yöre insanını projelere karşı kışkırtmakta ve maalesef Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları’nı da etkileyerek sadece projelerin bulunduğu alanları ‘doğal sit’ kapsamına aldırmakta. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu belgesi alınan projeler için de mahkemelerden yürütmeyi durdurma kararı çıkartmaya çalışıyorlar. Bu durumun önüne geçilebilmesi için, bir kanun düzenlemesi ile nehir tipi santralların yapımının önünün açılması gerekiyor, aksi halde buradaki hidroelektrik potansiyel değerlendirilemeyecek” denildi.
Bu kapsamda bakanlığın, kurulu gücü 6 bin megavatı geçen projelerin durmaması için yeni bir düzenleme üzerinde çalıştığı belirtildi. Bakanlık yetkilileri, sit alanlarını projelere açan bir düzenleme yapma kararının alınmadığını, seçenekler üzerinde çalışıldığını aktardı.
‘BM’ye şikâyet ederiz’
Senoz Deresi Derneği Avukatı Münir Yazıcı, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 6 bin megavat kurulu gücündeki projelerin hayata geçirilmesi için düzenleme kapılması halinde Türkiye’yi Kyoto Protokolü’nü ihlal ettiği gerekçesi ile Birleşmiş Milletler’e şikâyette bulunacaklarını söyledi. Yazıcı, bu projelerin hayata geçirilmesi durumunda Karadeniz’de ikinci Çernobil faciasının ortaya çıkabileceğini savundu. Yazıcı, şunları söyledi: “Sit alanlarının santrallere açılması mümkün değil. Sit alanı olmayan yerler var. Sit alanı edilmesi için başvurular yapıldı. Kyoto protokolü gereği küresel ısınmaya karşı ülkenin mücadelesinden bir tanesi bu bölgedeki suların tünellere aktarılmasını engellemek. Bu projelerin tamamlanması ile bölge çölleşecektir. Bu suların kullanılması Kyoto anlaşmasına aykırı olacaktır. Türkiye’nin bu protokolü yerine getirmemesi durumunda Birleşmiş Milletlere başvuru yapacağız. Doğu Karadeniz dünyada Çernobil’den dolayı kanser vadisi haline gelmiştir. Bu projelerin tamamlanması ile vadiden geçen yüksek gerilim hattının neden olacağı radyasyon kanser vakalarını artıracaktır.”