Sağlık

Şişman hamilelerde diyabet riski daha yüksek

Kilolu olarak gebeliğe başlanması hem anne adayının hem de doğacak bebeğin sağlığını tehlikeye sokuyor.

01 Aralık 2008 02:00
Kilolu olarak gebeliğe başlanması hem anne adayının hem de doğacak bebeğin sağlığını tehlikeye sokuyor. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Milliyet Cafe’deki yazısında (01.12.08), hamilelik öncesinde dengeli beslenerek yavaş kilo vermek gerektiğini söylüyor. Koçak’ın yazısı şöyle: 

Gebelikte diyet mümkün

Şişmanlarda gebelik zehirlenmesi riski fazla

“Hamile kalmayı planlıyorsanız ve fazla kilonuz varsa, kendiniz ve bebeğinizin sağlığı için dengeli beslenerek, yavaş kilo vermelisiniz. Çünkü hamilelik öncesi hızlı kilo kaybı kesinlikle önerilmiyor.

Hem bebeğiniz hem de sizin için yeterli ve dengeli beslenmek hamilelik boyunca tek hedefiniz olmalı. Eğer planlı bir gebelik ise ve fazla kilonuz varsa kendiniz ve bebeğiniz için depolarınızı dolu tutacak şekilde yavaş kilo verip dengeli beslenme prensipleri çerçevesinde kendinizi tabii ki daha uygun ağırlıkla hamileliğe hazırlayabilir-siniz. Ancak hamilelik öncesi hızlı kilo kaybı besin öğeleri açısından yetersiz bir diyet kesinlikle önerilmez.

Et, süt, meyve, sebze, tahıl ve ekmek besin gruplarından yeterli ve dengeli tüketmeniz, hamilelik döneminde artan besin öğesi gereksiniminizi karşılamanın en kolay ve zahmetsiz yoludur. Bebeğinizin gelişimini sağlayabilmek için günlük almanız gereken enerji miktarına 300 kalorilik bir enerji ilavesi yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Böylelikle gereksinimlerinizi karşılamış ve sağlıklı olan düzeyde, vücut ağırlığındaki artışı sağlamış olursunuz.

Hamilelik öncesi diyet yanlış mı?

Hamilelik döneminin anne ve bebek açısından sağlıklı geçmesi, yeterli ve dengeli beslenme ile ilişkilidir. Bu dönemde anne hem kendi ihtiyaçlarını hem de bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Bu nedenle eğer anne adayı kilolu ise gebelik öncesi yetersiz ve dengesiz diyet uygulamalarıyla depolarının boşalmasına neden olabilir. Bu dönemde anne adayı için program, beslenme biliminin ilkelerine uygun olarak bir diyetisyen tarafından hazırlanmalıdır. Kilolu olarak gebeliğe başlanması anne adayında gestasyonel diyabet riskini doğurabilir. Bu duruma bağlı olarak kan basıncında artış ve 4,5 kg üstünde doğum gelişebilmektedir. Aynı zamanda zor ya da maalesef ölü doğum gelişmesi de söz konusudur.

Kilolu hamile kalan anne adayları diyet yapabilir mi?

Gebeliğe fazla kilo ile başlandıysa, ilk üç ay alınan kaloriyi çok fazla artırmaya gerek yoktur. İlk üç ay kilo almamak sorun yaratmaz. Ancak ağırlık kaybına neden olabilecek davranışlarda bulunmak veya ağırlık kazanımını katı bir şekilde sınırlandırmak da gebelik dönemi için uygun bir davranış değildir.

Anne diyet yaparsa bebek de zayıflar mı?

Uygun ağırlık kazanımı bebeğin doğum ağırlığını etkileyecektir. Eğer vücut ağırlığındaki artışı uygun olmayan şekilde sınırlandırırsanız, bebeğinizin düşük doğum ağırlığı ile doğmasına, yeterli olarak gelişimini tamamlayama-masına sebep olabilirsiniz. Bebeğin 2,8 kilodan düşük ağırlıkta doğması, daha fazla ağırlıkta doğan bebeklere göre, hastalıklar açısından zayıf olmasına yol açmaktadır.

Hamilelikte diyet yapılır mı?

Bebek, anne rahminde annenin yedikleriyle beslenir, büyür ve gelişir. Gebelik süresince sağlıklı bir bebeğin gelişimini sağlamak için çoğu besin öğesinin gereksinimi artmaktadır. Bu nedenle hamilelikte beslenme çok büyük önem taşımaktadır. Anne adayı bu dönemde diyet yapmaktan kaçınmalı. Onun yerine yeterli ve dengeli beslenerek, planlı hareket ederek, fiziksel aktivitesini uygun düzeyde tutarak hem bebeğinin gelişimine katkıda bulunur, hem de sağlıklı ve rahat bir hamilelik geçirir. Gebelik döneminde 9 -12 kg ağırlık kazanımı normaldir, ancak gebeliğe fazla kilo ile başladıysanız 7 - 8 kg ile gebeliği tamamlamak da mümkün olabilir. Eğer ikiz bebek bekliyor-sanız ortalama 17 - 22 kg ağırlık kazanımı normaldir.

Hamilelik dönemi için önemli besin öğeleri

Protein

Proteinler bebeğin büyüme ve gelişmesinin sağlanması için de gereklidir. Hamileler için günlük alınması önerilen protein miktarı 60 - 70 gramdır. Eğer günde 3-4 porsiyon protein içeren süt, yoğurt, peynir ve de 120-150 gram kırmızı et, tavuk veya balık tüketiyorsanız, bu ihtiyacınızı karşılıyorsunuz demektir. Bebeğin beyin gelişimi için haftada iki kez balık tüketin.

Demir

Demir; yumurta, et ve türevleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kuru meyvelerde bulunur. Gebelikteki demir ihtiyacını yeterli miktarda sağlamak zordur. Çünkü etkin bir şekilde emilimi sağlanamaz. Bu nedenle demirden zengin bir diyete ek olarak, hekiminizin verdiği demir takviyesini kullanmanız gerekir. Bu takviyelerin en iyi şekilde emilimini sağlamak içinse, yemeklerle birlikte değil, aç karnına veya meyve suyu ile alınması önerilmektedir.

Kalsiyum

Gebelik süresince kemik yapısını oluşturan kalsiyumun yeterli miktarda alınması, bebeğin iskelet yapısını geliştirdiği gibi, annenin de kemik kütlesini korumasına yardımcı olur. Süt, yoğurt, peynir, pekmez, fındık, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler zengin kalsiyum kaynağıdır.

Çinko

Bebeğinizin hücre büyümesinde ve beyin gelişiminde çinkonun önemli bir rolü vardır. Kırmızı et, deniz ürünleri, süt, yoğurt ve türevleri, yumurta ve yağlı tohumların tüketilmesi, çinko alımı için gerekli besinlerdir. Fazla miktarda alınan demir çinkonun emilimini engelleyebildiğinden, uzmanınızın önerdiği dozda demir takviyesi kullanmanız gerekir.

Folik asit

Folik asit kaynakları; koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, et, süt, yoğurt ve türevleri, yumurta ve tahıllar olarak sıralanabilir. Folik asidin yetersiz alımı ile düşük doğum ağırlıklı bebekler, nöral tüp defektleri ve annede magaloblastik anemi oluşabilir. Folik asit kaynağı olan besinlerin tüketiminde pişirme yöntemlerine dikkat edilmelidir. Gebelikte folik asit ihtiyacı belirgin şekilde artar ve günlük ihtiyaç iki katına çıkar. Anne adaylarının gebe kalmadan en az bir ay önce folik asit kullanımına başlaması önerilmektedir.

B12 Vitamini
Gebelik sırasında DNA sentezinin yapılabilmesi için B 12 vitaminine ihtiyaç vardır. Bu vitamin süt, yoğurt, yumurta, peynir ve et gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. Hatalı hazırlama ve pişirme yöntemleri, B12 vitamininin vücutta kullanılmasını engeller.”