Devletin geldiği noktayı önemsiyoruz" diyen Sırrı Sakık, barış görüşmelerini engellemesi durumunda PKK'nın yakasına yapışacaklarını söyledi. Sakık, Kılıçdaroğlu için de "zenci" benzetmesi yaptı
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Muş Milletvekili Sırrı Sakık, ''(İmralı görüşmeleri) Devletin geldiği noktayı önemsiyoruz. Evet doğru adreste doğru görüşmeler yapıyorsunuz. Biz bunun bedellerini ağır ödedik ama doğru olmanız bizi sevindiriyor, bizi yüreklendiriyor'' dedi.
Partisinin Bursa il örgütünce Ankara yolu üzerindeki bir düğün salonunda düzenlediği, ''Halkla Dayanışma Gecesi''ne katıldı. Sakık, burada yaptığı konuşmada, demokratik zeminin inşasından bu güne kadar hergün yollarda olduklarını, hak, hukuk, adalet, özgürlük ve eşitlik mücadelesini sürdürmek için hep yollarda olacaklarını söyledi.
''Çare yoksa, yok çaredir. Çare yoksa idam çaredir. Çare yoksa dağ çaredir. Çare yoksa ölüm çaredir diyoruz'' ifadelerini kullanan Sakık, bir halkın özgürleşmesi için çok mücadele verdiklerini sonunda da ''önemli mevziler'' kazandıklarını gördüklerini belirtti.
Sakık, son günlerdeki görüşmeleri çok önemsediklerini, barış sürecinin ete kemiğe bürünmesi için hem çaba hem dua ettiklerini, ayrıca bütün dostların bu sürece katkı yapmaya çalıştığını anlattı. Kürtlerin bugüne kadar çok acılar çektiğini dile getiren Sakık, şunları söyledi:
''Ağır bedeller sonucu da olsa Kürt halkı eşit yurttaş olmak, Türk halkıyla Anayasa'da ve yasalarda eşitçe yaşamak istiyor. Bunu daha önce söylediğimizde bizi tutukladılar. Bugün 10 binin üzerinde KCK operasyonu adı altında tutuklanan arkadaşlarımız, 'adres İmralı'dır, müzakereleri Öcalan yapacaktır' dedikleri zaman bize saldırdılar. 'Sayın' dendiği için binlerce insan tutuklandı. Şimdi devletin geldiği bu noktayı önemsiyoruz. Evet doğru bir adreste doğru görüşmeler yapıyorsunuz. Biz bunun bedellerini ağır ödedik ama doğru olmanız bizi sevindiriyor, bizi yüreklendiriyor. Ama doğru adreste doğru politikalarla Kürt sorununu çözün. Eğer gerçekten siyasal iktidar 90 yıllık Kürt sorununu çözmek için bu müzakereleri sürdürüyorsa, doğru yoldadır. Ama Kürt sorununu çözmek yerine PKK'yı çözmeye çalışıyorsa, PKK'yı tasfiye etmeye çalışıyorsa yanlış yoldadır.''
Kürtlerin, faili meçhul ve İstiklal Mahkemeleri'nde yıldırılmaya çalışıldığını öne süren Sakık, gelinen noktada mücadelenin müzakereye dönüştüğünü, doğru adreste müzakerelerin başlamasından mutlu olduklarını, BDP olarak bu sürece büyük bir destek sunduklarını, önemsediklerini belirtti.
''Sayın Başbakanı da bu konuda yürekli olmaya davet ediyoruz'' diyen Sakık, şöyle konuştu:
''Birçok ülkenin azizleri, kahramanları ülkelerine barış getirdikleri, ülkelerindeki kavgaya, şiddete, savaşa son verdikleri için kahraman olmuştur. Sayın Başbakanın da bu konuda Türkiye halkı üzerinde ciddi bir etkinliği var. Arkasında milyonlarca insan var bunu inkar etmiyoruz. Büyük bir şans ama Öcalan'ın da Kürt halkı üzerinde önemli bir noktada ciddi gücü vardır. Kürtler Öcalan'ı önemsiyorlar. Kürtler, onu bir siyasi aktör olarak görüyorlar. Türkler ve Kürtler üzerinde etkinliği olan sayın Başbakan ve Kürtler üzerinde etkinliği olan Öcalan el ele verirlerse, bu ülkede barışı, kardeşliği sağlayabilirler. Yeterki Başbakan bu konuda samimi ve inançlı olsun.''
Sakık, Başbakan Erdoğan'ın Mardin'de 'Savaş çok kolaydır ama barış zordur' dediğini anımsatarak, ''Biz de bunu biliyoruz. Barış zordur, emek ister, sabır ister. Biz bu konuda kararlıyız. Bu ülkede, bu halka, Türkiye halklarına barışı getirmeye and içtik, bedeli ne olursa olsun'' görüşünü iletti.
Kılıçdaroğlu'na ''zenci'' benzetmesi
Mecliste iki partinin anadilde savunma konusunda kendilerine şiddet uyguladığını iddia eden Sakık, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili de konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun kendisi gibi bir Kürt olduğunu dile getiren Sakık, şöyle devam etti:
''Ama o da ne diyor biliyor musunuz? Diyor ki; ana dilde eğitim ülkeyi böler. Anası yaşıyorsa dönüp diyordur ki; 'ey Kemal seni doğuracağıma bir taş doğursaydım. Benim dilim niye ülkeyi bölsün.' Bunun ataları Dersim'de katledilmiş. Benim gibi, sizin gibi bir Kürt. Senin ananın dili keskin bir bıçak mıdır, bu ülkeyi ortadan ikiye bölsün. Senin ananın dili bir mayın mıdır, bomba mıdır bu ülkeyi paramparça etsin. Tıpkı anasının dili neyse Türk'ün anasını da babasının da bir anne-baba dünyaya getirdi, Kürt'ün anasını babasını da... Bizleri onlar dünyaya getirdi. Onların dili ne kadar haksa bizim dilimizde o kadar hak. Hani siyahların, beyazlar içerisinde beyaza benzemesi gibi Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı, bu ülkenin bir zencisi. Bizim gibi bir zenci ama beyazlarla birlikte olmak istiyor. Beyazlara mesaj vermek istiyor, dönüp ana diline hakaret ediyor. Yüzündeki zenciliği boya ile kapatmak istiyor. Onlara yaranmaya çalışıyor ama elini uzattığında o siyah derisi gözüküyor. Çünkü o bir zenci, o bir Kürt. Onunda ana diline bu ülkede yasaklar konulmuş.
Dönün bakın, başka bir parti sürekli 'koparım dağa çıkarım' diyor. Irkçılıktan nemalanan siyasi parti, bakın biz barışı sağlayacağız. Siz engel olursanız, barış sevenler artık çocuklarını dağlara göndermeyecekler. Sizin yüreğiniz yetiyorsa alın çocuklarınızı gidin dağlarda savaşıyorsanız, yolunuz açık olsun.''
İmralı'ya kimin gideceği tartışmaları
Sırrı Sakık, son günlerde İmralı Adası'na kimin gideceği yönünde tartışmalar olduğunu anımsatarak, adaya kimin gideceğine BDP olarak kendilerinin belirleyeceğini, başka bir siyasi partinin bu kararı veremeyeceğini bildirdi.
BDP'nin siyasi bir parti, kurum olduğunu, kendi işleyişlerini de kendisinin belirleyeceğini ifade eden sakık, ''Onun için gidecek her şahsiyet, bizi kurum olarak temsil ediyordur. Eminim ki önümüzdeki hafta pazartesi 3 kişilik bir heyet İmralı'ya gidecek ve görüşmeleri orada sürdürecek'' dedi.
Sakık, görüşmeler sürdürülürken toplumun da bilgilendirileceğine işaret ederek, ''Geçmişte bütün görüşmeler yapıldığında ne zaman canları istese görüşmeleri askıya alıyor, Kürt tarafını suçluyorlardı. Biz de artık görüşmeleri açık, şeffaf, aleni bir şekilde yapılmasını istiyoruz. Görüşmelerin bir bütününü kamuoyuna yansıtmak ters gelebilir görüşmeler olgunlaşmadığı için ama Türkiye'de barış isteyen tüm halklar görüşmelerde ne konuştuğunuzu, tartıştığınızı bilmek istiyor. PKK bu barış görüşmelerini engellerse biz PKK'nın yakasına yapışırız'' değerlendirmesinde bulundu.