Adana'da kendisine şiddet uygulandığını ileri süren 47 yaşındaki İsmail Tokalı'nın şikayeti sonucunda, 50 yaşındaki eşi Ayşe Tokalı'ya 1 ay evden uzaklaştırma cezası verildi. İsmail Tokalı hakkında da daha önce 4 kez eşine yaklaşmama ve evden uzaklaştırma cezası verilmişti.
Seyhan ilçesinde 23 yıl önce evlenen Ayşe Tokalı ve İsmail Tokalı değişik tarihlerde çeşitli nedenlerle tartışıp, kavga etti. Geçen 21 Haziran'da tekrar tartışan çiftin kavgası komşularının müdahalesiyle önlendi. Olayın ardından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na giden İsmail Tokalı, eşinin kendisine şiddet uygulayıp, hakaret ve tehditlerde bulunduğu yönünde şikayetçi oldu.
Karara itiraz etti
Evde 6 çocuğu ve 2 torunuyla yaşadığını, gidecek yerinin bulunmadığını söyleyen Ayşe Tokalı, evden uzaklaştırma kararına karşı Adana Adliyesi'ne giderek itiraz dilekçesi verdi. Kocasının kendisini tehdit ettiğini ileri süren Tokalı, dilekçesinde evden uzaklaştırma kararının kaldırılmasını ve eşinin kendisi ile çocuklarına yaklaşmamasını istedi.
"3 dakikada polis geliyor"
Ayşe Tokalı'nın suçladığı İsmail Tokalı da, merkez Seyhan ilçesinden geçen D-400 Karayolu kenarındaki bir otomobil tamirhanesinde tek başına yaşamaya çalıştığını, evine gidemediği için sandalyelerin üzerinde uyuduğunu söyledi. Eşine yönelik suçlamalarda bulunan İsmail Tokalı, şu ifadeleri kullandı:
"Evden uzaklaştırma kararını, beni darp ettirdiği için aldırdım. Eşim zaten beni eve almıyor ki. Sokakta, tren yolunda yattım. Üşüdüm, hasta oldum. 103 kiloydum, 83 kiloya düştüm. Sanki ben uzaklaştırılmışım gibi tehdit var, evime gidemiyorum. Kızımı bile damadımdan ayırmaya çalışan bir anne bu. Ben de defalarca evden uzaklaştırma cezası aldım. Yalan dolanla polisi aradığı zaman hemen işlem yapıyorlar. Kadın hakları tamam. Zaten saygım var kadın haklarına. Tamam ben dövsem, kovsam haklı ama ters baksam 155'i arıyor. Burayı aradı mı zaten 3 dakikada polis geliyor. 6'ncı dakika karakoldasın. 10'uncu dakika uzaklaştırma kağıdını eline veriyorlar. Gidemiyorsun eve. Eşim evden uzaklaştırma kararına uymazsa yapacak bir şey yok. Savcılarımız var, hakimlerimiz var. Kimin haklı kimin haksız olduğunu biliyorlar ama kitapta öyle yazmıyor. Kadın hakları var ama erkek hakları hiç mi yok Türkiye'de? Bu erkek hakkı yani baba hakkı değil mi? Ben babayım ya. Yatacak yerim yok ki. Bu tamirhanede kalıyorum. Uzaklaştırma kararı var ama eve tehditler yüzünden gidemiyorum. Savcılarımıza hakimlerimize güveniyorum."