Yaşam

Siber casuslar artık üniversitede yetişiyor

James Bond öğrenci olsaydı her halde Buckingham Üniversitesi’ne giderdi. İngiltere’deki özel üniversite güvenlik ve istihbarat konusunda yüksek lisans eğitimi sunuyor. Müfredatta siber casusluk da var.

02 Şubat 2014 15:16


İşte elektronik casusluğun başladığı yer.

Bletchley Park İkinci Dünya savaşında İngiliz bilgisayar öncülerinin istihbarat konusundaki başarılarını gözler önüne seriyor. Savaş sırasında İngiliz istihbaratı ilkel hesap makineleriyle Alman ordusu tarafından kullanılan Enigma adlı ünlü şifreleme makinesinin şifresini çözmüştü.

Bletchley Park NSA ya da İngiliz GCHQ gibi modern dinleme yöntemlerinin atası olarak nitelenebilir.

'Teknoloji savaşın sonucunu belirledi'

Marika Josephides ve Sam Garcia da bu eski makinelerden gözlerini alamıyor. Her iki genç de güvenlik ve istihbarat bilimleri fakültesinde okuyorlar.

Marika Josephides: "Bence bu teknoloji savaşın sonucunu belirledi. Yani, tank gibi bir donanım gücüyle istihbarat arasındaki sinerji savaşın sonucunu belirlemiş oldu."

Sam Garcia: "İşlerini iyi yaptılar, böylece müttefiklerin ve demokrasinin kazanmasını sağladılar. Bugün de durum aynı. Elimizde sırlar var ve bu sırlarla umarım yine kazanacağız."

Bu iki gencin de başarılı bir yolda olduğu söylenebilir. Birçok endüstri şirketi ve devlet kurumu iyi eğitimli güvenlik uzmanı arıyor. Özel Buckingham Üniversitesi'nin kampüsüne göz atınca, öğrencilerin neredeyse yarısının yurt dışından geldiği görülüyor.

İnternet denetimi derslerde ağırlıklı işlenen konulardan biri.

Edward Snowden nasıl etkiledi?

Kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliği hakkı mevcut elektronik ortam dinleme sistemleriyle bağdaşmadığından, Snowden skandalından bu yana öğretim üyeleri bu konuya daha fazla eğilmek zorunda kalıyorlar.

Buckingham Üniversitesi'nden Prof. Anthony Glees: "Snowden öğrencilerin fikirlerini birçok konuda etkiledi. Zaten hâlihazırda istihbarat birimlerine karşı çekimser olan öğrenciler daha da şüpheye kapıldı. Diğer yandan olayın ne olduğunu bilen ve zaten bu branşta çalışmış olan öğrenciler ise istihbarat birimlerinden çok Snowden'a daha şüpheli yaklaşıyor."

Her ne kadar öğrenciler burada gözetleme konusunda tüm bilgilere sahip olsalar da Marika Josephides yine de maillerini yazmaya ya da Facebook kullanmaya devam ediyor.

Marika Josephides: "İnternette dolaşırken sadece dikkatli olmak gerekiyor. Bunun istihbarat servislerinin ne yaptığıyla bir ilgisi yok, eğer istihbaratçılar bunu gözetliyorsa. Kullanıcı bilgilerini kimseye vermemek, güvenilir olmayan sayfalardan alışveriş yapmamak alınabilecek tedbirlerden birkaçı. Örneğin ben özel olduğunu düşündüğüm, arkadaşlarıma normalde açıklamayacağım hiçbir şeyi internette paylaşmam."

İstihbarat servislerinin çılgınca topladığı bilgiler ve internet şirketlerinin topladığı kullanıcı profillerinden sonra bu cümleleri duymak gizlilik savunucularının tüylerini diken diken etmeye yetiyor olmalı. Öğrenciler ise medyanın konuyu abarttığını ve normal bir vatandaş için hiçbir şeyin değişmediğini savunuyor.

Sam Garcia: "Yanlış bir şey yapmadıkça sorun yaşamazsın. Seni ciddiye bile almazlar. İsteseler gözetleyebilirler ama bunun için bir gerekçeleri olmaz zaten. Sen onlara bir mazeret sunmadıkça seni denetlemezler. Yasal olmayan bir şey yapmadıkça, durup bakmazlar bile."

Bilgisayarların hayatımıza girmesinden bu yana bilgi toplama konusundaki imkânlar da oldukça gelişti. İnternetle yetişen yeni neslin bir bölümü de belli bir seviyeye kadar devlet gözetlemesini kabul etmiş gibi görünüyor.