Habertürk yazarı Sevilay Yükselir, kanun hükmünde kararnameyle (KHK) yüzlerce akademisyenin ihraç edilmesine muhafazakâr kesimin aydın, siyasetçi ve yazarları tepki gösterince Twitter'da bir grup kullanıcının, bu yazarlara “Siz de hainsiniz, eşkıyasınız, terörist sevicisiniz” suçlamasını yönelttiğini ifade ederek "Saldırdıklarının arasında Erdoğan’a siyasi hayatı boyunca yol arkadaşlığı yapmış, omuz vermiş insanlar dahi var" dedi. "Bunlar 'Biz Reisçiyiz' havasında milleti sosyal medya üzerinden habire tehdit ediyor" diyen Yükselir, "Bunlar bu üsluplarıyla devam ederlerse ve kimse bunlara dur demezse 'Evet' diyecek insanlar bile bunlar yüzünden “Hayır”a çevirir oyunu, haberiniz olsun" diye yazdı.
Sevilay Yükselir'in "Keskin virajlar hata kabul etmez" başlığıyla yayımlanan (15 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Geçenlerde mesela KHK kararıyla ihraç edilen ve aralarında Türkiye’nin önemli, saygın akademisyenlerinin olduğu meseleye muhafazakâr kesimin aydın, siyasetçi ve yazarları tepki gösterince bu grup bu defa da dönüp onlara saldırmaya başladı. “Siz de hainsiniz, eşkıyasınız, terörist sevicisiniz” bilmem ne diyerek. Saldırdıklarının arasında Erdoğan’a siyasi hayatı boyunca yol arkadaşlığı yapmış, omuz vermiş insanlar dahi var. Neyse...
Sonradan hükümet, gerçek dostlarının uyarılarını dikkate alıp söz konusu ihraçlarla ilgili yapılan yanlışlıkların düzeltileceğini açıkladı da herkes bir “Ohh” çekti ama bu grubun ettiği hakaretler, küfürler, tehditler de hafızalara kazındı.
Türkiye önemli bir keskin viraj dönüyor, bu kesin. Dümen doğru dürüst, profesyonelce kullanılmazsa hasar kaçınılmaz olur. Hasardan kastım illaki uçurumdan aşağı yuvarlanmak falan değil. Aşağı yuvarlanmak bitiş demektir, ölüm demektir. Allah korusun bunu düşünmek dahi istemiyorum ama viraj keskin olunca oraya buraya da çarpmamak lazım. Olabildiğince hasarsız dönmek lazım virajı. Kırmamak, dökmemek, kimsenin burnunun kanamasına mahal vermemek lazım.
Ama görüyorum ki biz daha virajın başındayken hata üzerine hata yapıyoruz. Sanki otobüsümüzü kasten götürüp virajın en keskin yerinde gümletmek ister gibi hareket ediyoruz. Hayret bir şey ama sağduyulu olunması gerekirken bunu yapmamayı tercih ediyoruz.
Esasa gelirsek... Mevcut sistemin köklü bir biçimde değiştirilmesinin oylanacağı referandumun önceki birçok seçimden çok çok daha önemli olduğunu defalarca yazdım. Bu seçim, gelmiş geçmiş hiçbir seçime benzemiyor.
Nihayetinde millet sandıkta mevcut şekilde mi, yoksa önüne sunulan şekilde mi yola devam edilip edilmeyeceği konusunda fikrini söyleyecek. Bu bir demokratik haktır ve bu hakka herkes saygılı olmalıdır. “Bu şekil devam, başka bir yönetim biçimi istemiyorum, o nedenle de teklifi reddediyorum” diyene de, “Yok ben yönetim biçiminin revize edilmesini, yenilenmesini, modernleşmesini istiyorum” diyene de saygı göstermek zorundadır herkes.
Bu iki farklı görüşün arkasına, önüne olmayacak sıfatlar yerleştirmek gerçekten hem ayıp hem de yersiz. Benim görüşüm belli. Ben yenilenme tarafındayım, çok net bir biçimde bunu dile getiriyorum, ama onlarca arkadaşım dostum var ki benimle aynı görüşte değiller. Değiller diye ne benim onları, ne de onların beni olmayacak bir kalıbın içine sokmaya hakkımız yoktur!
Umarım anlatabilmişimdir ne demek istediğimi...
Alkışlar CHP'ye
Açıkçası şaşırdım. Çünkü kulislerdeki söylentiler, CHP’nin referandum kararını Anayasa Mahkemesi’ne götüreceği yönündeydi. Bu söylentiler o kadar ayyuka çıkmıştı ki sanıyorum partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da haberdar oldu durumdan ve dün herkesin merakını giderecek açıklamayı yaptı.
Ama “Son söz Yüce Divan değil, millet divanıdır!” diyerek tersten çaktı ve çok net bir biçimde AYM’ye gitmeyeceklerini deklare etti kamuoyuna. Sık sık olmuyor CHP tarafından bu hoş hareketler, o yüzden muhakkak kutlamak, takdir etmek lazım...
Reisçilik adı altında reis düşmanlığı
Bir grup var Twitter denilen mecrada. Bunlar sözüm ona Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekliyorlar. İktidara ölümüne yandaşlar. Atıp tutuyorlar. Kesip biçiyorlar. Ellerinden gelse iktidara muhalif olan herkesi giyotine yatırıp kesecekler. Allah’tan karşılıkları yok. Kimse ciddiye almıyor bunları. Alsalar zaten inanın Türkiye aksi bir ses çıkaranın yaşaması mümkün olmayan bir ülkeye döner.
Geçenlerde mesela KHK kararıyla ihraç edilen ve aralarında Türkiye’nin önemli, saygın akademisyenlerinin olduğu meseleye muhafazakâr kesimin aydın, siyasetçi ve yazarları tepki gösterince bu grup bu defa da dönüp onlara saldırmaya başladı. “Siz de hainsiniz, eşkıyasınız, terörist sevicisiniz” bilmem ne diyerek. Saldırdıklarının arasında Erdoğan’a siyasi hayatı boyunca yol arkadaşlığı yapmış, omuz vermiş insanlar dahi var. Neyse...
Sonradan hükümet, gerçek dostlarının uyarılarını dikkate alıp söz konusu ihraçlarla ilgili yapılan yanlışlıkların düzeltileceğini açıkladı da herkes bir “Ohh” çekti ama bu grubun ettiği hakaretler, küfürler, tehditler de hafızalara kazındı.
Bunların maksadı ne bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bunları tanıdığını bile sanmıyorum. Ama bunlar “Biz Reisçiyiz” havasında milleti sosyal medya üzerinden habire tehdit ediyor. Ve işin garibi, erk sahibi hiç kimse bunlara ses etmiyor. Ben uyarıyorum: Bunlar bu üsluplarıyla devam ederlerse ve kimse bunlara dur demezse “Evet” diyecek insanlar bile bunlar yüzünden “Hayır”a çevirir oyunu, haberiniz olsun!