Habertürk yazarı Sevilay Yükselir, , Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda görüşülen ve partili cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifiyle ilgili olarak "Şimdiden uyarıyorum. Eğer bu soruların cevapları karşılık bulmazsa, referanduma yangından mal kaçırır gibi gitmeye kalkarsanız o sandıktan evet çıkmaz" dedi.
Sevilay Yükselir'in "Bizim oğlan, bizim kızla bu iş yürümez!" başlığıyla yayımlanan (13 Ocak 2017) yazısı şöyle:
“Muhalefete blokaj hayra değildir” başlıklı yazım epeyce ilgi gördü. Hemen hemen her kesimden söz konusu yazımda dile getirdiğim ifadeler destek aldı. Bunların başında da Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum geliyor. Dün kendisiyle uzun bir telefon konuşması gerçekleş- tirdik. Anayasa değişikliği konusunda bence mevzusuna çok hâkim bir isim Uçum. Kendisine de söyledim, “Bu değişikliği keşke herkes sizin gibi anlatabilse!” diye.
Gerçekten de Uçum’un anlatımıyla Anayasa değişikliği konusunda en yalın ve en doğru tespitleri yapma şansı yakalıyorsunuz. Bir kere eğmiyor, bükmüyor. Çok net bir biçimde değişikliğin aslında neyi amaçladığını dile getiriyor. Mesela muhalefetin, “Bu revizyonun amacı rejimi değiştirmek, Cumhuriyet’i ortadan kaldırmak!” iddiasına karşı diyor ki: “Muhalefet doğruyu söylemiyor! Bir kere bu bir revizyon değil, reformdur. Ama amacı Cumhuriyet’i ortadan kaldırmak falan değil bilakis var olan Cumhuriyet rejimini modernleştirerek değer katmaktır! Yani değişen rejim değil, mevcut hükümet sistemidir.”
Ben de aynen katılıyorum Uçum’un söylediklerine. Bu bir rejim değişikliği değil özü itibarıyla, bu bir yönetim değişikliği ama muhalefet işine öyle geldiği için bunu bu biçimde dile getiriyor. Amaçları sadece zihinleri bulandırmak. Başarılı oluyorlar mı peki? Bence oluyorlar. Zihinler gerçekten bulanık. Hem de öyle böyle değil. AK Parti’ye ölesiye bağlı olduğunu bildiğim bazı arkadaşlarım muhtemelen nisan ayında yapılacak referandumda ret oyu vermeyi düşünüyor mesela.
Dün daha saçlarımı emanet ettiğim kuaförüm Yavuz, 15 Temmuz gecesi ilk sokağa fırlayan, köprüye gidip tankların önüne ilk atlayanlardandır. Diyor ki: “Referandumda hayır oyu vereceğim!” “Niye?” diye soruyorum. “Çünkü bu başlı başına bir rejim değişikliği getiriyor. Atatürk’ün güç bela kurduğu Cumhuriyet’i ortadan kaldıracak, ülkenin yönetimini bir kişinin iki dudağı arasına bırakacak bir değişikliğe onay vermem!” yanıtını veriyor.
İşte benim başından beri anlatmaya gayret ettiğim husus buydu. Bu değişiklik doğru anlatılamıyor halka. Anlatabilen çok az kişi var. Mehmet Uçum bunlardan biri. Belki başka isimler de vardır bilmiyorum ama bu değişikliğin halka anlatımında öne çıkacak insanlar, kesinlikle bu değişikliği içselleştirmiş insanlar olmalı. Uçum mesela bu yüzden başarılı. Çünkü içeriğine hâkim. Neler getirip götüreceğine vâkıf bu değişikliğin.
Bence daha çok konuşmalı. Gerekirse ekranlara çıkarılıp karşısına sadece bu değişikliğe karşı olan gazetecileri oturtup soru sordurulmalı. O kadar faydalı olur ki bu yöntem. Halkın kafasındaki, özellikle muhalefetin argümanlarını muhalif gazeteciler sorsun, Uçum ve onun gibi meselenin özünü idrak eden uzmanlar da cevaplasın.
İktidara yakın TV’lerde olsun ama bu dediğim. Çünkü o TV’lerde izledikleri dolayısıyla bazılarının devreleri yanıyor. Bu iş biz bize konuşalım, bizden başka kimse konuşmasın anlayışıyla yürümez. Aksine ters etki yapar. Çünkü bu sıradan bir seçim değil. Bu ciddi bir dönemeç Türkiye için. Ölümüne Erdoğancı olan kuaför Yavuz’un bile kafası bi ton! Diyor ki: “Valla geçen gün her zaman izlediğim x haber kanalında konu Anayasa değişikliği idi. Baktım bizim oğlan, bizim kız konuşup duruyorlar. Ve işin komik tarafı birçoğu konuya da hâkim değil. Kapattım kanalı!”
Tabii Yavuz aslında bir örnek. Böyle milyonlarca insan var, kafasında deli sorular olan. Şimdiden uyarıyorum. Eğer bu soruların cevapları karşılık bulmazsa, referanduma yangından mal kaçırır gibi gitmeye kalkarsanız o sandıktan evet çıkmaz!