Zachary Stockill'in sürekli olarak sevgilisinin eski cinsel tecrübelerini kıskanması ilk ciddi ilişkisini berbat etmişti. Stockill bir süre sonra saplantısının, binlerce kişinin yaşadığı bir psikolojik sorun olduğunu öğrendi. Öyküsünü Megha Mohan'a anlattı:
"Yirmili yaşlarımın başlarındaydım ve ilk kez aşık olmuştum. Bir akşam kız arkadaşımla birçok çiftin ilişkilerinin başında yaptığı bir şeyi yaptık ve geçmişimizi konuşmaya başladık.
Sohbet döndü dolaştı ve birbirimize daha önceki ilişkilerimizi anlattık. Beynimde bir düğmeye basılmıştı sanki. Söylediklerinde hiç sıra dışı bir şey yoktu. Ayrıntılar çok özel, şaşırtıcı hatta seksi bile değildi. Ama içimde bi şey değişmişti. Sevgilimin geçmiş aşk hayatı dışında hiçbir şey düşünemez hale gelmiştim.
Kanada'da Ontario'nun kuzeyindeki küçük bir kasabada büyümüştüm. Anne ve babamın harika bir evlilikleri vardı ve onlarla genel olarak çok iyi bir ilişkim olmuştu. O zamana kadar depresyon, anksiyete veya obsesif kompulsif bozukluk gibi ruh sağlığı sorunlarım olmamıştı.
"Harika bir kızla tanıştım"
Kadınlardan hoşlanıyordum ve sekiz yaşındayken iki 'kız arkadaş'ım vardı. Daha büyüdüğümde ise daha çok klasik lise aşkı tarzı ilişkilerim olmuştu. Sonra üniversiteye gittim ve karşıma daha önce tanıdığım kızların hiçbirine benzemeyen biri çıktı. Güzel, müthiş zeki, sanatçı ruhlu ve deneysel biriydi.
Fakat geçmişiyle ilgili şeyleri anlatmaya başladığında daha önce hiç hissetmediğim duygular yaşamaya başladım. Çoğumuzun 'normal' kıskançlığın nasıl bir şey olduğu hakkında bir fikri vardır. Birlikte bir yere gittiğinizde birinin gözleri sevgilinize takıldığında ya da sevgiliniz bir tanıdıktan fazlaca söz ettiğinde içinizde hissettiğiniz burulmadır kıskançlık.
Çoğu insan sevgilisini başka biriyle mesela eski sevgilisiyle birlikteyken düşünmekten rahatsız olur ama benimkisi bambaşka bir şeydi. Benim aşk hayatım aslında onunkinden 'daha renkli' idi fakat onun benden başka biriyle yakın olmuş olması fikri beni hasta etmeye başlamıştı. O sırada bu saplantının bir adı olduğunu bilmiyordum. Meğer buna 'geçmiş kıskançlığı' da deniyormuş. Sonraki yıllarda bu konuda epeyce şey öğrendim.
Onu kafamda yarattığım senaryolarda eski sevgilisiyle birlikte düşünüyor ve bütün bunlar şu an benim gözlerimin önünde gerçekten yaşanıyormuş gibi hissediyordum. Beni aldatıyor duygusu içindeydim.
"Onun geçmişi benim şimdiki zamanım olmuştu"
Saçma sapan bir detaya takılıyor ve onun etrafına capcanlı bir senaryo örüyordum. Önemsiz şeyler kafamda eklediğim ayrıntılarla büyük hadiseler haline geliyordu. Bir yere yemeğe gittiğimde onun da eski sevgilisiyle aynı lokantaya gelip gelmeyeceğini merak ediyor, birlikte yürürken bir otelin önünden geçsek, eski sevgilisiyle orada sevişip sevişmediğini düşünüyordum.
Onun eski ilişkileriyle uyanıyor ve yine onun eski aşklarını düşünerek uyuyordum. Sosyal medya bu sorunu daha da büyüten bir olgu. Sevgilinizin geçmişinden kalan eski sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar, yorumlar oracıkta duruyor. Bunlara daldım. Bir dedektif olmuştum adeta.
"O günlerdeki davranışımı düşündükçe utanç duyuyorum"
Onunla tanışmamızdan önce koyduğu fotoğraflara tek tek bakıyor, altına yazılan yorumları okuyor, kimin kim olduğunu, onun hayatında nasıl bir yerleri olduğunu, bana söylemediği ilişkileri de olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Bunları kendi kendime yaparken ilişkimiz de ister istemez bunun bedelini ödüyordu.
O günlerdeki davranışımı düşündükçe utanç duyuyorum. Kız arkadaşımı sürekli sorguluyordum. Eski ilişkileri yüzünden suçlu hissetmesini istiyordum. Bu inanılmaz bir ikiyüzlülüktü çünkü benim de onunkine benzer bir aşk geçmişim vardı. Benim tam aksime o benim geçmişimle hiç ilgilenmiyordu.
"Sevgilim çok çaba harcadı"
Bu durum sevgilim için dayanılmaz hale gelmeye başlamıştı. Düşünün, sevgiliniz sürekli geçmişinizi kurcalıyor ve sizi yargılıyor. Saçma sapan, önemsiz, utanılacak, pişman olunacak bir yanı olmadığı gibi şu an anlamı da olmayan şeylere takılıp kendinizi kötü hissetmenize sebep oluyor.
Bütün takıntılarıma karşın sevgilim bana çok sakin ve şefkatli yaklaşıyor, kaygılarımı yatıştırmaya çalışıyor ve kalbinde çok özel bir yerim olduğunu hissettirmeye uğraşıyordu. Bu bir süre işe yaradı, sonra takıntılarım daha bir şiddetle geri gelmeye başladı.
İstenmeyen düşünceler ve tecessüs, ardından sevgilimin beni yatıştırma çabaları ile gelen hafif bir rahatlama. Bu adeta cehennemi bir döngü haline geldi. Bir süre sonra yine başa dönülüyordu. İlişkimiz birkaç yıl sürdü ama sonunda esas olarak benim kıskançlığım yüzünden sona erdi.
"İlişkimiz sırasında yaşadıklarımızı düşündüğümde ürperiyordum"
Ayrıldıktan sonra uzun bir süre kendimi suçlu hissettim ve utandım. İlişkimiz sırasında yaşadıklarımızdan bazılarını düşündüğümde ürperiyordum. Aptalca kavgalar, tamamen gereksiz tartışmalar. Böyle davrandığım için kendimi çok suçladım. Bu kişi ben olamazdım. Evet biliyordum bu bendim ama aynı zamanda sanki bir küçük şeytan tarafından ruhum ele geçirilmişti.
Söylediklerim çok dramatik gelebilir, ama gerçekten kendimi kontrol edemez hale gelmiştim. Hissettiklerimi arkadaşlarımla, ailemle hatta terapistlerle paylaşmak pek işe yaramadı. Kimse tam anlamıyordu. Genel olarak "Aş artık bunları" gibi şeyler söylüyorlardı.
Google'da "kız arkadaşın geçmişine takıntı" gibi aramalar yapmaya başladım ve internet forumlarında "geçmiş kıskançlığı" kavramına rastladım.
"İnternet sitelerinde kadın düşmanlığı"
Bu az bilinen bir kavram fakat geçmiş kıskançlığı yaşayan kişiler saplantılar, acı verici duygular, irrasyonel-incitici hareketler ve sonuçta kendinden nefret etme döngüsüne giriyor. Okuduğum kadarıyla çoğu psikolog bunu obsesif kompulsif bozukluk kategorisi içinde görüyor.
Internet sohbet sitelerinden tek tük güzel sesler de gelmedi değil ama yazılanların büyük çoğunluğu bana basmakalıp ve zehirleyici geldi. Kadınlardan nefret eden çok sayıda erkek vardı mesela. Bir kısmı kıskançlıklarını mazur göstermek için forumlarda kadınları suçluyordu.
"Bugün bu sorunla boğuşan birinin destek alabileceği bir internet ortamı var"
Bütün bunlar kafamı çok karıştırmıştı. İlk kez ne yaşadığımı anlayan birileriyle karşılaşmıştım ama aynı zamanda ortamdaki inanılmaz kadın düşmanlığı ve olumsuzluktan rahatsız olmuştum. Forumlarda diğer uçtaki bir grup insan da bu sefer başka bir aşırılığa giriyor, sevgilisinin eski ilişkilerinden huzursuz olan herkesi irrasyonel ve kötü ilan ediyorlardı. Buna da katılmıyordum.
Durumuma uyan bir sosyal ortam bulamamıştım. Buna çözüm bulmak istedim. Öncelikle dengemi bulmam gerekiyordu. Bunun için meditasyon merkezlerine gittim, Budizm hakkında bilgimi artırdım. Bunlar egomu yenmekte önemli birer adım oldu. Bundan sonra ayrıntılı bir araştırmaya giriştim.
Bunu da bir blog açmak ve kitap yazmak izledi. Yaşadıklarımdan utandığım için kitabı takma bir isimle yayınladım. Bunlar büyük yankı uyandırınca da internet üzerinden bir kurs başlattım. Bugün bu sorunla boğuşan birinin destek alabileceği bir internet ortamı var.
"Artık yalnız değiliz"
İnternet sitemi ziyaret eden insanların sayısı geçen yıl boyunca 120 bini aştı. Bunlar arasında dünyanın hemen her ülkesinden insanlar var ve hemen yarısı kadın.
Geçmiş kıskançlığının esasen erkeklere ve özellikle de heteroseksüel erkeklerin egosuyla ilgili bir şey olduğunu düşünürdüm. Ama durum böyle değil. Bu sıkıntıyı yaşayıp internetten bana ulaşanlar arasında heteroseksüel kadınlar, lezbiyen ve gayler, ergenlikten 70'li yaşlara kadar her türlü insan var.
Suudi Arabistan ve Hindistan gibi insanların cinsel yaşamları hakkında çok açık olmadığı yerlerden de yazışmalar geliyor. YouTube'da videolarla kursları sürdürdüğümde ilgi çok daha büyüdü. Geçmiş kıskançlığı yaşayanların partnerlerinden de yürek parçalayıcı mektuplar geliyor. Sevgililerine destek olmak için ne yapabileceklerini soruyorlar.
Fakat ben daima bu konuda nihai sorumluluğun sorunu yaşayan kişiye ait olduğunu vurguluyorum. Bunu kendi deneyimimden biliyorum. Benim sevgilim bütün çabalarına rağmen benim geçmiş kıskançlığımı tedavi edemedi.
Bu semptomlar size de tanıdık geliyor mu?
Bu satırları okuyup 'işte ben' diyen varsa onlara söyleyeceğim ilk şey şu: Ömür boyu böyle kalmayacaksınız.
Bu, kesinlikle üstesinden gelinebilir bir sorun; ben ve dünyanın dört bir köşesinde benim gibi bir grup insan bunun canlı örnekleriyiz.
Eski sevgilime gelince, bu uzun bir hikaye. Bazı zor sohbetlerimiz oldu ama uzun lafın kısası şu an iyi arkadaşız. Sanırım o da böyle hissediyor. Geriye dönüp baktığımda hayatımı bu ilişki olmadan düşünebiliyorum. Bana daha önce mümkün olduğunu bilmediğim alanlarda gelişme, büyüme ilhamı verdi.