Sosyal Güvenlik

Sendika ve odalardan krize karşı güç birliği

KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve Çiftçi Sen yaşanılan ekonomik krize karşı emekçilerin taleplerini dile getiren bir 'Sosyal Dayanışma Programı' hazırladılar.

29 Ekim 2008 02:00
KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve Çiftçi Sen yaşanılan ekonomik krize karşı emekçilerin taleplerini dile getiren ortak bir basın açıklaması yaptılar.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ekonomik krizlerin bedellerini hep çalışanların ödediğini belirterek, "Emekçiler olarak artık bu yükü çekmeyeceğiz ve emek mücadele hattını çekeceğiz" dedi.

DİSK, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Çiftçi Sendikaları Konfederasyonunun (Çiftçi-Sen) oluşturduğu "Krizden Çıkış için Sosyal Dayanışma ve Demokratikleşme Programı", Taksim Hill Oteli'nde düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı.

Programı hazırlayan kuruluşlar adına basın açıklamasını okuyan KESK Genel Başkanı Sami Evren, tüm dünyanın büyük bir krizle çalkalandığını anımsatarak, Türkiye'de de geçen yıldan bu yana baş gösteren ekonomik durgunluğun bu krizle birleşerek ekonomik ve sosyal sonuçlar doğurmaya başladığını bildirdi.

Türkiye'nin son 15 yıl içinde 3 büyük ekonomik kriz yaşadığını dile getiren Evren, henüz 2001 yılındaki krizin etkilerinden Türkiye'nin kurtulamadığını savundu.

Evren, Türkiye'nin içinde bulunduğu krizin tek nedeninin uluslararası piyasalarda yaşanan kaos olmadığını ileri sürerek, krizin nedenlerinin 2001 yılından sonra uygulanan ekonomik programlar ve bu dönemlerde iktidarda olan siyasi partiler olduğunu iddia etti.

Bu dönemde krize karşı oluşturulacak mücadele programının ekonomik alanda olduğu gibi sosyal ve siyasal alanlarda alınacak tedbirlerle desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Evren, şöyle devam etti: "Krizin bedeli emekçilere ödettirilemez. AKP'nin, IMF bürokratları ve sermaye çevrelerinin talepleri doğrultusunda uygulayacağı ekonomik programı, kriz fırsatçılığını, işten atmaları, İşsizlik Fonu'nun talan edilmesini kabullenmemiz mümkün değildir. Üretimi ve istihdamı teşvik eden, iş güvencesini etkinleştiren, gelir dağılım adaletsizliğini ortadan kaldıran, emeği koruyan önlemlere öncelik verilmelidir."

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de Türkiye'de yaşanan kriz sürecini çok daha önceden tespit edip alınması gereken önlemleri ifade ettiklerini belirterek, "Ülkeyi yönetenler ise 'Bunlar felaket tellallığı yapıyor' diye toplumu yanılttılar. Yaşanan kriz çok büyük bir dalga. Durum çok ciddi. Bu kriz dalgasından en çok çalışan kesimler etkileniyor. Bugüne kadar tüm krizlerin bedellerini hep çalışanlar ödedi. Emekçiler olarak artık bu yükü çekmeyeceğiz ve emek mücadele hattını çekeceğiz" diye konuştu.

Krizden önce tekstil ve otomotiv sektöründe işten çıkarmaların başladığını ve bazı iş yerlerinde ücretsiz izin uygulamalarına gidildiğini dile getiren Çelebi, yılbaşından bugüne kadar sadece DİSK üyesi 20 bine yakın işçinin işinden olduğunu söyledi.

TTB Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, kriz dönemlerinde en büyük hak kayıplarının sağlık alanında yaşandığını, Dünya Sağlık Örgütünün uluslararası bir alarm verdiğini ve yaşanan krizden sağlık alanında ciddi sıkıntılar meydana geleceği konusunda uyarılarda bulunduğunu anlattı.

Gürsoy, Türkiye'de devletin kamudaki sağlık alanından çekilmeye devam etmesini de eleştirerek, bu tür dönemlerde kamudaki sağlık hizmetlerinin önemli olduğunu söyledi.
Toplantıda daha sonra ekonomist Mustafa Sönmez, "Krizden Çıkış için Sosyal Dayanışma ve Demokratikleşme Programı"nı sundu.

Sönmez, bu dönemde Türkiye'nin istihdamı koruma politikaları geliştirmesi ve IMF'den uzak durması gerektiğini belirterek, 2009 bütçesinde de hane halkına, tarıma ve küçük işletmelere daha çok ödenek ayrılması gerektiğini dile getirdi.