İçişleri Bakanlığı tarafından yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, kayyum atanmasını ajansımıza değerlendirdi. Mızraklı, belediyeye kayyIm atayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu, Almanya kitlesel propagandada “Büyük Yalan” olarak bilinen tekniğini kullanan Nazi Partisi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’e benzetti.
Kendileri için halkın hakikati ve sözü önemli olduğunu söyleyen Mızraklı, şunları söyledi:
“Tarihe baktığımızda basının çok iyi bildiği Goebbels Yasaları diye bir tarif edilen Alman faşizminin Propaganda Bakanının, Türkiye’de birçok kez kullanılmış yöntemlerini bugün yeniden servis edildiğini görüyoruz. Orada der ki 'Yalanınız ne kadar büyükse inandırması o kadar kolay olur.' İçişleri Bakanı’nın yaptığı da budur. Bir yalanı siz defalarca tekrarlayın bir süre sonra toplum o yalanı gerçekmiş gibi algılamaya başlar. Biz Türkiye’de bugün yalanın, iftiranın hakikate ve gerçeğe rağmen bir sürü dolaşıma sokulan yanlış belgenin ortaya konulduğunu görüyoruz. Bunların birçoğuna cevap verme gereği bile görmüyorsunuz. Çünkü yalan o kadar çıplak ki işte bize gelen tebligatlara da bakıldığı zaman bu çok net görülebiliyor. Tarihi ortada, belgenin içeriği ortada, ilgili yasal mevzuat ortada ve bütün bunlarla beraber havuz medyasının bir takım gücü kullanılarak bu pekiştirilmeye çalışılıyor.”
"Süleyman Soylu’nun ne söylediği halkın vicdanı karşısında benim için hiç önemli değil"
“Her şeyin mihenk taşı hakikattir, gerçektir, halkın vicdanıdır” diyen Mızraklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onlar çok iyi bilirler, gerçeği çok iyi gözlerler, Washington’da ne açıklama yaptıkları halkın vicdanı karşısında benim için de zerre kadar önemli değil. Süleyman Soylu’nun ne söylediği halkın vicdanı karşısında benim için hiç önemli değil. Benim yegane hesap vereceğim yer halkın vicdanıdır. Bir seçilmiş olarak mevzi söz konusuysa, bir mevki söz konusuysa, o da sandıktır, orada hesap veririz. Yaptığımız her şeyi hak ve adaletle yaptık, liyakata özen gösterdik. Yaptığımız her şeyde kamu yararını, halkın yararını esas alarak yaptık. O yüzden rahatız, huzurluyuz, onurluyuz. Bu toplum hiç kimsenin oyun sahası değildir. Bu toplum kendi bünyesinde, kendi iradesiyle, kendi hakkaniyet duygusuyla, kendi onur ve asaletiyle cevabını verir. Bizim de vereceğimiz cevap, halkın hakikatidir, halkın sözüdür” dedi.