Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 103 emekli amiralin 'Montrö' bildirisine ilişkin olarak, "Hükümet bu bildiriden önceden haberdarmış zaten. İsteseler bildirinin yayınlanmasını engelleyebilirlerdi. Fakat yayınlanmasını özellikle istediler çünkü buradan bir güç gösterisi yaparak toplumsal baskıyı arttırmak gibi bir hedefleri vardı." değerlendirmesini yaptı. Demirtaş, "Ama bu plan tutmadı. Çünkü toplum, artık hükümetin hiçbir yalanına inanmıyor, hiçbir politikasına güvenmiyor. AKP’nin hiçbir entrikası seçmen desteğine dönüşmüyor. AKP vazosu kırıldı ve büyü bozuldu. Bunun geri dönüşü yok artık." düşüncesini dile getirdi.
Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Demirtaş Medyascope'tan Ferit Aslan'ın sorularını yanıtladı.
Demirtaş şunları kaydetti:
-Bazı çevreler iktidara “mağduriyet yaratacak” malzeme verilmemesini isterken, bazı kesimler ise tam tersini düşünüyor, bu konudaki fikriniz nedir?
Muhalefet ne yaparsa yapsın AKP her halükarda oradan bir mağduriyet çıkarmaya çalışıyor. Dolayısıyla muhalefetin böyle bir kaygıyla hareket etmesi doğru olmaz. Bununla birlikte, tabii ki gereksiz ve politik olarak faydasız konuların üzerine fazladan düşerek AKP’ye istismar alanları sağlamamak da gerekir. Muhalefet, halkın beklentilerini ve halkın gündemini esas alırsa hata yapmaktan da kurtulmuş olur.
-Yaklaşık beş yıldır cezaevindesiniz ve sizin hakkınızda televizyonlarda sürekli her türlü şey söyleniyor (hakaretler, terörist yakıştırması) ama sizin dört duvar arasındaki mesajlarınız da televizyonlarda tartışılıyor, gündem haline getiriliyor. Bunun neye bağlıyorsunuz?
Çünkü ben tek başıma bir birey değilim, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin uzun süre yöneticiliğini yaptım, şimdi de üyesiyim ve ayrıca büyük bir halk kitlesinin gönülden desteğini ve sevgisini yanımda hissediyorum. Gücümü de tüm bunlardan alıyorum.
Bana hakaret etme yarışına girenlerin söylemleri, örneğin bana yönelik “terörist” ithamları ve hakaretleri, kendi ahlaki seviyelerini ve siyasi pespayeliklerini gösteriyor. Bu hakaretleri, yapanlara iade ediyorum ama çok da umurumda değil zaten.
-Üçüncü ittifak öneriniz ciddi bir tartışmaya neden oldu. Bunu biraz daha açar mısınız? HDP’nin öncülüğündeki bir ittifakın oluşma ihtimalini nasıl görüyorsunuz mevcut durumda?
HDP zaten kurumsal olarak demokrasi ittifakını uzun süre savundu. Bu siyasi bir modeldir, seçim ittifakı önerisi değildir. Daha ziyade, toplumsal mücadeleyi büyütmek ve siyasi işbirliklerini hayata geçirebilmek amacıyla mücadele ortaklığı kurmaktır. Yani demokrasi için birlikte mücadele etme iradesidir. Bunun bir seçim ittifakına dönüşüp dönüşmeyeceğine, seçim sürecinde duruma bakılarak karar verilir.
Eğer bugünkü muhalif ittifak bileşenleri, demokrasi mücadelesinde HDP ile yan yana durmaktan çekinirlerse HDP demokrasi mücadelesinden vazgeçecek değildir. Tek başına da kalsa ilkeleri doğrultusunda mücadele yürütmeye devam eder. Bunu yaparken de nicel durumuna bakmaksızın birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütüyle görüşerek üçüncü bir ittifakı harekete geçirebilir. Seçim zamanı gelince de demokrasi ittifakı olarak diğer ittifaklarla ilkeler çerçevesinde görüşmeler, işbirlikleri yapılabilir.
-“HDP’yi eleştirseler bile HDP ve kitlesine saygılı yaklaşan herkes ile işbirliği yapılabilir”
HDP herhangi bir ittifaka dahil değil diye mecburen ve kerhen başka bir ittifakı desteklemek zorunda değildir. HDP seçmeni ancak görüşmeler, ilkesel uzlaşmalar ve ahlaki bir zeminde kurulacak işbirlikleriyle harekete geçecektir. HDP’yi yok sayan, HDP kitlesine, seçmenine her gün hakaret eden kişi ve gruplar bizzat HDP seçmeni eliyle asla iktidar olamazlar. Bununla birlikte demokrasiyi savunan, barış ve özgürlüklerden yana olan, HDP’yi eleştirse de HDP’ye ve kitlesine saygılı yaklaşan herkesle işbirliği yapılabilir.
Tabii bunlar tümüyle benim kişisel düşüncelerimdir, kurumsal olarak HDP’yi bağlamaz. Ben fikrimi ifade ederim, elbette HDP yönetimi tüm düşünceleri, önerileri olduğu gibi benimkileri de tartışır ve alacakları karar ben dahil tüm HDP’lileri bağlar. Bizdeki demokrasi bu şekilde işliyor ve hepimiz buna saygılı yaklaştığımız için HDP kendi bütünlüğünü ve gücünü korumaya devam ediyor.
-Bir gazeteci (Abdulkadir Selvi) üçüncü ittifak çıkışınızın siyasette karşılık bulduğunu ancak HDP ve Kandil’in bundan memnun olmadığını, sizde eksik olan tek şeyin yeteri kadar cesur olmamanız olduğunu yazdı. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Gerçekten bir şeyler söylemek isterdim ama adını andığınız kişiye cevap vererek kıymetli kelimelerimi ziyan etmek istemiyorum.
-Bugüne kadar mahkemelerde hiç tahliye talebinde bulunmadınız. Bu tavrınız böyle devam edecek mi? Cezaevinden çıkmanıza halkın karar vereceğini söylüyorsunuz, bunu yakın zamanda olası görüyor musunuz?
Evet, şimdiye kadar hiç tahliye talep etmedim, etmeyeceğim de. Belki iktidar bizleri bu şekilde içeride tutabilir ama kendisi de bunun bedelini halk desteğini kaybederek siyaseten ödüyor. Dolayısıyla hapisliğimiz boşuna çekilen zulümler değil. İktidar eriyor, halkın iradesi büyüyor. Bizleri özgür kılacak olan da işte halkın bu iradesidir.
Biz kimseden merhamet dilenmiyoruz, mahkemelerden sadece adalet bekliyoruz. Adalet yok diye de ağlayıp sızlanmıyoruz. Mücadele ediyor, direniyoruz.
Bizleri içeride tutanlar son yerel seçimlerden ders çıkarmamışlarsa yapacak bir şey yok. Biz direnmeye devam edeceğiz. Yani dewamke "
Ne olmuştu?103 emekli amiral imzasıyla, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın "sarık ve cübbe" giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin olarak ortak bir bildiri yayımlandı. Bildiride "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denilirken, Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine ilişkin olarak da "Kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur" ifadesi kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bildiriye "Haddinizi bilin" sözleriyle tepki gösterirken, TBMM Başkanı Şentop da bildiri için "darbe çağrışımlı" nitelemesi yaptı. Bildiri hakkında soruşturma başlatıldı, 10 emekli amiral gözaltına alındı. 4 amiral de ifade vermek üzere Ankara'ya gitmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 103 emekli amiralin 'Montrö ve sarıklı amiral bildirisi'ne ilişkin olarak başlattığı soruşturmada gözaltına alınan 14 emekli amiral adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. |