Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler için, "Gök yere inse de değişmeyecek" dedi. "İki ülkenin bayrağı da toprağı da azizdir" diye konuşan Davutoğlu, Azerbaycan'da bulunan Türk Şehitliği'ndeki Türk bayraklarının indirilmesiyle ilgili haberleri de eleştirdi ve "Şehitlik Azerbaycan'ın onuruna emanettir" dedi.
Davutoğlu, Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Jan Kohout ile görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtladı.
Azerbaycan ile ilişkiler
Bakan Davutoğlu, "Bizim Azeri halkıma güvenimiz tamdır. İki millet arasında nifak sokma çabaları sürerken bu çabalara en iyi tepkiyi Azerbaycan verecektir" diye konuştu.
Davutoğlu, Azerbaycan topraklarının Türkiye toprakları kadar kutsal olduğunu ve bu toprakların işgalden kurtarılmasının kendileri için en temel milli meselelerin başında geldiğini kaydetti.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kere bu pozisyonumuz böyle devam edecek. Eski bir Türk deyişiyle; gök yere inse, Türkiye'nin bu pozisyonu değişmez. Bu, ilkesel bir tutumdur. Azerbaycan'ın bağımsızlığı için Anadolu'nun her bir köşesinden ve şu anda sınırımız içinde olmayan Balkanlar'dan, Ortadoğu'dan, Halep'ten gelip de Azerbaycan topraklarında şehit düşmüş şehitlerimiz, bu şehitlerimizin gölgesinde uyuduğu bayrağımız ve o şehitlerimiz için fatiha okunan şehitlik camimiz, her şeyden önce Azerbaycan halkının izzetine, onuruna emanet edilmiştir.
Biz bu izzet ve onura saygı gösterileceğini bekliyoruz, gösterileceğinden de eminiz, bu konuda bir tereddütümüz yoktur. Bize söylenen geçici bir düzenleme, bir restorasyon faaliyeti çerçevesinde bu tedbirlerin alındığıdır. Bu emanet bizim ortak emanetimizdir."
Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız daha geçen gün Başkan Obama'yı aradığında gündeminde Karabağ vardı. Cumhurbaşkanı Gül'ün gündeminin ilk sırasında Karabağ var" ifadesini kullandı.
"Nifak sokma çabaları..."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin her zeminde verdiği güvencelere rağmen böyle nifak sokma çabalarının ortaya çıkması durumunda buna en doğru cevabı "Azerbaycanlı kardeşlerin, kaderdaşların, tarihdaşların, soydaşların" vereceğinden emin oluğunu söyleyen Davutoğlu, bu konuda tereddütleri bulunmadığını bildirdi.
Bu konudaki çabaların bundan sonra da artarak devam edeceğini ifade eden Davutoğlu, hem Cumhurbaşkanı ve Başbakanın, hem de kendisinin tüm görüşmelerde işgal altındaki Azeri topraklarını gündeme getirdiklerini ve bu sorun çözülünceye kadar da her fırsatta bunu gündeme getirmeye devam edeceklerini belirtti.
"Kim ne söylerse söylesin, Türkiye'nin bu politikası devam edecektir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının işgalinin bitmesi yönündeki politikamız da, bu konudaki ilkesel tutumumuz da, bu konuya çözüm bulunana kadar devam edecek. Türkiye açısından herhangi bir spekülasyona mesnet teşkil edecek bir politika değişikliği söz konusu değildir" diyen Davutoğlu, bunun özellikle Azerbaycan halkı tarafından doğru algılanmasına büyük önem verdiğini söyledi.
Azerbaycan'ın doğal gaz konusunda "Türkiye'yi pas geçecek hatlar" arayışında olunduğuna dair açıklamalar yapıldığının hatırlatılması üzerine de Davutoğlu, halen taraflar arasındaki müzakerelerin devam ettiğini, bu müzakerelerin sadece Türkiye ile Azerbaycan arasında değil, uluslararası konsorsiyum tarafından yürütüldüğünü, kendisinin olumlu netice alınacağına inandığını ifade etti.
Davutoğlu, uzun dönemli perspektiften bakıldığında da Hazar-Anadolu-Avrupa geçişinin herkes için stratejik bir geçiş olduğunu belirterek, bunların ticari mantık içinde ele alınması gereken konular olduğunu kaydetti.
Bakan Davutoğlu, Bakü'de yapılacak olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısına katılıp katılmayacağının sorulması üzerine de, bu ziyaretinin planlanmış bir durumda olduğunu, ancak Türkiye'nin gündeminin bilindiğini söyleyerek, sadece Kafkaslar'da değil, bölgede de son derece önemli konular olduğunu ve yarın da Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapılacağını belirtti.
Davutoğlu, "Şu anda tabii planlanmış bir ziyaret var, ama olağanüstü bir şey olursa zaten haberdar ederiz" dedi.
Protokoller
Ermenistan ile imzalanan protokollerin TBMM'ye sevkine ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, hükümetin protokolleri Meclis'e sevk etmesi ile Meclis tarafından onaylanmalarının ayrı şeyler olduğunu anımsatarak, sevk işleminin doğal seyri içinde gerçekleşen bir süreç olduğunu, bunun bu hafta içinde olacağını, kendisinin de bu çerçevede Meclisi çarşamba günü bilgilendireceğini bildirdi.
Davutoğlu, "Ama bunun onay işleminin ne zaman olacağı Yüce Meclisimizin takdiridir. Biz her zaman bunu söyledik, hiçbir zaman ilkesel olarak ileride yanlış yorumlanacak yanlış bir söz, ne Cumhurbaşkanımız, ne Başbakanımız, ne de benden gelmiştir. İlkesel tutumumuz budur ve böyle devam edecek" diye konuştu.
Azerbaycan'ın tutumundan üzüntü duyup duymadığının sorulması üzerine de Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin sıradan bir ilişki olmadığına inanıyoruz. Tarihin çok testinden geçmiştir. Azerbaycan için bizim tarih boyunca neler yaptığımızı da, bağımsızlığını kazanmasından bu yana neler yaptığımızı da herkes bilir. Ve şunu tekrar temin ederek Azerbaycan halkına seslenerek söylüyorum; bundan sonra yapacaklarımız da şimdiye kadar yapacaklarımızdan daha az olmayacak, çok daha fazla olacak. Bu konuda hiç kimsenin tereddütü olmamalı."
Bakan Davutoğlu, kendisinin "üzülmesi gibi bir şeyin" söz konusu olmadığını ifade ederek, ortada bu anlamda histen çok rasyonel bir stratejik perspektif olduğunu, bölgesel barış kararlılıklarının sürdüğünü belirtti.
Dağdan inişler
Dışişleri Bakanı, PKK'lılar dağdan inişlerine yönelik bir soru üzerine de, "Yürüyen bir süreçle ilgili yorum yapmamak sürecin doğası açısından en doğrudur. Terörle mücadelenin tek bir boyutu yok. Türkiye-Irak sınırı artık bundan sonra güvenli bir sınır olacaktır. Irak'la dış politika anlamında bağlantılarımız devam edecektir" dedi.
Suriye-İran Arabulucuğu
Davutoğlu, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Türkiye'nin arabuluculuğunu "dürüst bulmadığı ve istemediği" yönünde çıkan haberlerle ilgili olarak, "Bizim ne kadar dürüst bir arabulucu olduğumuzu geçen seneki İsrail-Suriye dolaylı görüşmeleri göstermiştir" dedi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Türkiye'nin arabuluculuğunu "dürüst bulmadığı ve istemediği" yönünde çıkan haberlerin sorulması üzerine Davutoğlu, çeviri yapılırken "dürüst" kelimesinin yanlış anlamalara sebebiyet verdiğini, aslında kullanılan kelimenin "tarafsız" olduğunu belirterek, "Bizim ne kadar dürüst bir arabulucu olduğumuzu geçen seneki İsrail-Suriye dolaylı görüşmeleri göstermiştir. O zaman, zamanın İsrail hükümeti tarafından da, Suriye hükümeti tarafından da takdir edilen bir arabulucuk girişimimiz olmuştur. Türkiye her zaman sadece bu konuda değil bölgesel ve küresel bütün konularda ilkeli bir tutum benimsemiştir ve benimsemeye devam edecektir" dedi.
Türkiye'nin şu anda belli konularda gösterdiği hassasiyetin bu ilkesel tutumdan kaynaklandığını kaydeden Davutoğlu, ilkesel tutumunu sağlam zemine oturtmuş ülkelerin en doğru arabuluculuğu yapabileceğini kaydetti. "Bölgemizin tekrar barış dinamizmine dönmesi lazım" diyen Davutoğlu, bu gerçekleştiğinde ve taraflar da talep ettiğinde Türkiye'nin elinden geleni yapacağını vurguladı ve "Biz arabuluculuğu bizatihi değerli görmüyoruz. Arabuluculuk barışa doğru gidiyorsa değerlidir. Barışa gitmeyen arabuluculuğu, sadece PR (halkla ilişkiler) kastıyla yapmadık, yapmayız da..." diye konuştu.
"Hizbullah'ın Türkiye'deki İsrail ve ABD hedeflerine yönelik saldırı yapacağı bilgisinin doğru olup olmadığı" sorulan Davutoğlu, bütün dış temsilciliklerin Türkiye'nin garantisi altında olduğunu ve onların her türlü korumasının alındığını ve alınmaya da devam edileceğini söyledi.
Son zamanlarda basında Türkiye'de yaşayan Yahudilere yönelik saldırılarda bulunulacağı yönündeki haberleri de hatırlatan Davutoğlu, "Onlar bizim vatandaşlarımızdır, onların güvenlikleri azizdir. Kesinlikle Türkiye'de antisemitik bir tutum olmamıştır. Tarih boyunca olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır... Hem dış temsilcilikler, hem Yahudi kökenli vatandaşlarımız, diğer vatandaşlarımız gibi aynı haklara sahip olma bakımından, bizim güvenlik tedbirlerimiz altındadır" dedi.