Politika

Sedat Peker: Ergenekon ne vefasız bir örgütmüş, hiç arayan soran olmadı!

CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu üyeleri, Ergenekon davasının son duruşmasından sonra Ergenekon davasından hükmen tutuklu kişilerle görüştü

08 Ağustos 2013 16:52

Hülya Karabağlı / Ankara

 

CHP Cezaevleri Komisyonu'nun, Ergenekon davasını hükmen tutuklularıyla görüşmesinde, Sedat Peker “Beni arayan soran olmadı. Ergenekon ne vefasız bir örgütmüş!” dedi.

10 yıldır tutuklu olduğunu anlatan Peker, “Nasıl bir örgüte üyeymişim ki 10 yıldır içerde yatıyorum, bir üyesi telefon açmamış, bir üyesi mektup yazmamış, bir üyesi ziyarete gelmemiş. 10 yıl ceza aldım üyelikten. Ne vefasız bir örgütmüş bu Ergenekon” diye konuştu. 

Peker'in CHP heyetine yaptığı değerlendirmeler şöyle:

 

‘Bilinen biri olduğum için üye yaptılar’

 

“Terör örgütüne üyelikten 10 yıl ceza aldım. Diğer siyasi davalarda üyelik en alt sınırdan verilirken, bu davada hep en üst sınırdan ceza verdiler. Bana da 10 yıl verdiler. Kelebek dosyasındaki bilgileri alıp aynı şekilde bir kez daha ceza veriler. Bu hukuka, insanlığa aykırıdır. Tamamen benim üzerime yapışmış kötü ünden, Sedat Peker isminden dolayı bana bu ceza verildi. Benimle ilgili tek suçlama Güler Kömürcü ve Veli Küçük ile telefon görüşmem. Ancak bilinen biri olduğum için Ergenekon’a beni üye yaptılar. 2004’ten beri içerdeyim. Ama nasıl üyeyim ben anlamadım? 2004’ten bugüne kadar hiçbir ilişkim olmamış bu örgütle. Yargılanıyorum ama örgütten kimse ile görüşmemişim. Telefon etmemişler, beni aramamışlar. Ziyaret etmemişler. Mektup yazmamışlar. Bu nasıl vefasız bir örgütmüş böyle anlamadım. Nasıl bir örgüte üyeymişim ki 10 yıldır içerde yatıyorum, bir üyesi telefon açmamış, bir üyesi mektup yazmamış, bir üyesi ziyarete gelmemiş. 10 yıl ceza aldım üyelikten. Ne vefasız bir örgütmüş bu Ergenekon!”

 

‘Adalet hukuk benim de hakkım’

 

“Veli Küçük babamın arkadaşı idi. Babamın cenazesine geldi, orada karşılaşmamız suç sayıldı. Güler Kömürcü’yü benimle ilgili yaptığı haberden dolayı tanıyorum. Onun dışında bu örgütten bir tek insanla selamım, tanışıklığım yok. Aslında verilen ceza benim ismime verildi. Bilinen biri olduğum için bu ceza verildi. Normalde benim örgüt üyeliği dışında bir bağlantım bulunmadı. Ama ‘Sedat Peker dışarıda, komutanlar gazeteciler içeride’ demesinler diye beni de içerde tutuyorlar. Külahlı, silahlı bilindiğimizden her şeyi yakıştırıyorlar. Adalet hukuk benim de hakkım değil mi?

Tutuksuz yargılanıyordum Ergenekon’da. Öbür cezamın bitimine 5 -10 gün kala Ergenekon’dan tutuklandım. Tutuklama gerekçem ortadan kalktı. Ama tutuklamaya devam ettiler. Kelebek davasından tutukluydum. Ergenekon’dan ise tutuksuzdum. Şimdi bu karar çıktı. Çünkü sembol isim olarak davada ismim anılsın istiyorlar.”

 

CHP heyetinden Silivri raporu

 

Manisa Milletvekili Özgür Özel, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'tan oluşan CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu (CHP-CK) üyeleri olarak 5 Ağustos 2013 tarihinde Ergenekon davasının son duruşmasından sonra Ergenekon davasından hükmen tutuklu kişiler ile görüşme kararı aldı.

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Gazeteci Tuncay Özkan, Malatya İnönü Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ, Emekli Orgeneraller Hasan Iğsız ve Hurşit Tolon, İşçi Partisi Eski Genel Başkanı Doğu Perinçek, İstanbul Üniversitesi Eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve Sedat Peker'le görüştü.

CHP Heyeti Silivri Raporu'nda şu değerlendirmeyi yaptı:

“Davayı hukuk davası değil siyasi bir dava olarak gördüklerini ve bu yüzden kendilerini en kötüye hazırladıklarını,

Bu davada adalet ve hukukun aranamayacağını,

Özel Yetkili Mahkemelerin, Sıkıyönetim mahkemelerinden ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nden çok daha hukuksuz yargılamalar gerçekleştirdiğini,

Delillerin tartışılması gibi yargılamanın en olmazsa olmaz safhasının atlanmış olmasının başlı başına bir hukuk skandalı olduğunu,

Savcıların kin ve nefretle hazırladıkları iddianameyi, hiç taviz mütalaa olarak mahkemeye sunmayı kendileri için erdem gördüklerini,

İddianame ile mütalaa arasında savcıların lehe delil toplama görevini kesinlikle yerine getirmediklerini,

17 dosyanın birleştiği, 100 milyon sayfalık iddianamesi olan, okumaya kalkılsa ömürlerin yetmeyeceği bir davada bir tane bile lehe delil bulunamamasının ve dosyaya ilave edilmemiş olmasının savcılar tarafından gösterilen niyeti açığa çıkarttığını,

Kin ve nefret ile görev yapan savcılara mahkeme heyetinin yargılama süresince olduğu gibi karar aşamasında da yürekten iştirakinin manidar olduğunu,

Çeşitli terör örgütleri için 6 yıl-3 ay uygulan cezanın artırılarak ve en üst sınırda uygulanmış olmasının anlamlı olduğunu,

Bugüne kadar ki adalet arayışında CHP’nin gerek Cezaevi Komisyonu, gerek milletvekilleri gerekse Genel Başkan düzeyindeki katkısının ve dayanışmasının kendileri açısından son derece değerli ve unutulmaz olduğunu ifade etmişlerdir.”

 

CHP Cezaevi Komisyonu’nun Ergenekon tutuklularıyla ilgili hazırladığı raporun tam metnini okumak için tıklayınız.