Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Testlerde pozitif çıkanların oranı yüzde 10’a düştü” açıklamasına göre, “Bu durumda önceki gün test yapılan vatandaşlarımızdan muhtemelen 11 bin kadarının pozitif çıktığını, yani virüse yakalanmış oldukları sonucuna varabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Ergin, “Sağlık Bakanı’nın geçen pazar günü yayımlanan bu açıklamasındaki kilit cümle ‘Testlerde pozitif çıkanların oranı yüzde 10’a düştü’ ifadesidir. Bu durumda bakanın verdiği orandan yola çıkarak, Türkiye’deki pozitif vakaların sayısını günlük bazda tahmin edebilmek pekâlâ mümkündür. Bunu bir örnekle göstermeye çalışalım. Önceki akşam (salı) Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan günlük test sayısı 112 bin 421’di. Eğer Koca’nın dediği gibi testlerin yüzde 10’unun pozitif çıktığını varsayarsak, bu durumda önceki gün test yapılan vatandaşlarımızdan muhtemelen 11 bin kadarının pozitif çıktığını, yani virüse yakalanmış oldukları sonucuna varabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 'Klinik belirtilere bakılmaksızın laboratuvar testinin COVID-19 enfeksiyonunu doğruladığı kişi doğrulanmış COVID-19 vakasıdır' şeklindeki tanımını esas alırsak, yapacağımız objektif tespit, Türkiye’de önceki gün DSÖ tanımına uyan 11 bin yeni vaka çıktığıdır. Bu sayı, kabul edelim ki, neresinden bakarsak bakalım bir hayli yüksek bir eşiğe işaret ediyor.” görüşünü savundu.
Ergin, “Salgının ilk patlak verdiği dönemde en yüksek eşiğe çıktığı, yani bir gün içinde en yüksek vakanın kayda geçtiği tarih 5 bin 138 vaka ile 11 Nisan günüydü. Kuşkusuz, o tarihte Türkiye’nin test kapasitesinin bugüne kıyasla sınırlı olduğu (11 Nisan’da 33 bin 170 test) dikkate alınırsa, yapılacak kıyaslamada belli bir ihtiyat payı bırakmak gerekir. Ancak böyle de olsa karşımızda ciddi bir durum var. Sağlık Bakanlığı’nın yöntem değiştirerek pozitif vakalardan yalnızca belirti gösterenleri açıklamasının yarattığı tartışma sürüyor. Bakan, “yüzde 10” gibi bir oran vererek, aslında COVID-19 pozitif vakaların kamuoyuna duyurulan hasta sayılarının çok üstünde olduğunu kabul etmiş bulunuyor. Kamuoyu, açıklanan sayı üzerinden her akşam kendi tahminini yürütecektir, zaten yürütmektedir." ifadesini kullandı.
Ergin, "Bu durumda resmi rakamla kamuoyundaki tahminler arasında belirecek ikiliğe son vermek üzere DSÖ kriterlerine uygun bir şekilde laboratuvar onaylı bütün vakaların –belirti olup olmadığına bakılmaksızın- açıklanması, şeffaflığın gereği olduğu kadar, toplum olarak önümüzü görebilmemiz bakımından da elzemdir.” düşüncesini dile getirdi.
Yazının devamı için tıklayın