CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, İstanbul’un ilçelerinin belediye başkan adayları konusunda belirleyici olduğu iddialarıyla ilgili olarak, “Ben belediye meclis üyelikleri için 80 arkadaşımın adını verdim. Hiçbiri maalesef aday yapılmadı. Ama biz büyük bir mücadele içerisindeyiz. Kamuoyunda söylenenler keşke doğru olsaydı. Büyükşehir belediye başkan adayı olarak benim önerdiğim hiçbir arkadaş aday yapılmadı” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, Agos gazetesinden Emre Ertani’ye konuştu.
Emre Ertani’nin Sarıgül ile yaptığı söyleşi şöyle:
Seçim çalışmalarınıza başladınız. İstanbulluların size ilgisi nasıl?
İstanbul halkı, değişim, dönüşüm ve yeni bir enerji istiyor. Bunu görüyorum. Biz de bunun için kimseyi ötekileştirmeden yollardayız. Geçen hafta Sultanbeyli’de binlerce yurttaşımızın bizi karşılaması, ‘Alo Fatih’ konusuyla ilgili CHP İl Merkezi’nde düzenlediğimiz basın toplantısına olan yoğun ilgi, İstanbulluların enerjisinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Anketler yaptırıyor musunuz?
Anketleri her dakika yaptırıyoruz. En büyük anket, halkın arasındadır. 18 Şubat Salı günü gece yarısı Ayazağa köyündeydim. Oradaki anketi görseydin, muhteşemdi… Binlerce vatandaş katıldı.
Vatandaşlar size neler iletiyor?
Yurttaşlarımız İstanbul’da bir yorgunluk, enerji düşüklüğü olduğunu söylüyorlar. “AK Parti kadrolarına 20 yıldan bu yana İstanbul’a yaptıkları için teşekkür ederiz ama dönüşüme ihtiyaç var” diyorlar. Şişli Belediye Başkanlığı dönemim esnasında hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden, barıştan, özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından yana bir çalışma yaptığım biliniyor. Bu anlayışla İstanbul geneline de çok önemli hizmetler sunacağımı biliyorlar.
Haliç’e yapılan metro köprüsünün yüzlerce yıllık İstanbul siluetini bozduğu belirtiliyor. Siz de bu eleştirilere hak veriyorsunuz. Başkan olursanız köprüyü yıkacak mısınız?
Başbakan Erdoğan, köprünün İstanbul’un siluetine zarar vermediğini söylüyor. Ama o köprü artık milli bir servet. Bu noktaya kadar geldi; artık tamamlandı. Biz, keşke bu köprü yapılmasaydı, diyoruz. Fakat İstanbul’un siluetini ve doğal dokusunu mutlaka koruyacağız. Bizim yapacağımız projeler, bilime, teknolojiye, hukuka ve doğal yaşama uygun olacaklar. Yazık günah değil mi? İstanbul’da bir başka Süleymaniye Camii daha var mı? Bir Ayasofya’dan başka var mı? Topkapı Sarayı’ndan bir başka var mı? Siz buraların siluetini bozduğunuz zaman atalarımızın, dedelerimizin bize bıraktığı mirasa saygısızlık yapmış olursunuz. Keşke araştırmalar yapılsaydı; Taksim’den girip Saraçhane’den çıksaydı metro. Belki maliyeti 3-5 kuruş fazla olurdu ama tarihi doku bozulmamış olurdu. O tarihi doku muhteşem bir noktada kalabilirdi. Hem şahsım hem de partim, yapılan hiçbir projeye karşı değiliz. Ama bizim karşı olup olmamamız değil mesele, çevreciler ne diyor, bilim ne diyor, hukukçular ne diyor, sivil toplum kuruluşları ne diyor? Biz projelerimizi halka sorarak yapacağız. Bizim projelerimizde bilim konuşacak, hukuk konuşacak, teknik konuşacak, çevreciler konuşacak, sivil toplum kuruluşları konuşacak. Sonuçta da yurttaşlarımız karar verecekler.
‘İstanbul, artık İstanbul’dan yönetilecek’ derken bunu mu kastediyorsunuz?
Evet, İstanbul’u İstanbul’dan yöneteceğiz. İstanbul’da kin dönemi, sevgisizlik dönemi bitecek. Barış ve demokrasi dönemi başlayacak. İstanbul’da ‘benim doğrularım’ dönemi bitecek, kentin doğruları dönemi başlayacak. İstanbul’u şu anda Başbakan Erdoğan yönetiyor. Sayın Başbakan 100 binlik planları hiç dinlemiyor. 100 binlik planlarda üçüncü köprü yok, üçüncü havaalanı yok, ‘Kanal İstanbul’ yok ama Başbakan ‘Ben yapıyorum’ diyor. O zaman şehir başka bir noktaya gidiyor.
Seçilirseniz bu projeleri durduracak mısınız?
Bunlar üzerinde çalışacağım. Kanal İstanbul projesinin yanlış olduğu konusunda Başbakan’ı da ikna etmemiz lazım. Köprü konusuna gelince, artık bunu durdurmak mümkün değil ama köprünün viyadüklerini durdurabiliriz. 20 viyadük açılırsa binlerce ağacın kesilmesi anlamına gelir bu. Demokratik ülkeler, bu tür projeleri yaparken alttan kanallar inşa ediyor, biz ise ağaçları kesiyoruz, yazık günah…
Şişli Belediye Başkanı olduğunuz dönemde azınlık sorunlarıyla yakından ilgilendiniz. İstanbul Belediye Başkanı olunca bu tavrınız sürecek mi?
Aynı şekilde devam edecek. Türkiye tarihinde ilk defa, bir ahpariği belediye başkan yardımcım yaptım; birlikte çalıştık. 15 yıldır Vazken Ahparig ile beraber çalışıyoruz. Vazken Bey, yine Şişli Belediyesi’nde başkan yardımcısı olarak görevine devam edecek. Büyükşehirde imkânlarımız ve olanaklarımız daha çok olacak inşallah; hiçbir ayrım yapmayacağız. Musevi yurttaşlarımızı temsilen Bayan Monik İpeker de bizim başkan yardımcımız. Çünkü biz insanları doğduğu zaman, nerede doğduğunu, hangi ırktan, bölgeden olduğuna bakamayız. Camilerimiz de cemevlerimiz de kiliselerimiz de sinagoglarımız da bizim. Samatya’daki bir kilise için Patriğimiz Mutafyan, “Sarıgül, bunu onarabilir miyiz?” diye sordu. Önemli bir kiliseydi, ben onardım, çok da büyük bir masraf ettik. Açılışa giderken Patriğe, “Efendim bu kilisenin tarihçesi nedir?” diye sordum. Patriğimiz de, “Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra Ermeni yurttaşlar ibadet etsin diye bu kiliseyi inşa ettirdi” demişti. Biz böyle bir tarihten geliyoruz. Biz, geldiğimiz nesil itibariyle ayrım yapamayız.
Büyükşehir belediye başkanı olursanız da gayrimüslim çalışma arkadaşlarınız olacak mı?
Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni aldığımda Vazken Barın, orada da Şişli’de de görev yapacak. Yeni arkadaşlarımız da olacak. Aram Sırpazan’ımızla konuşacağım. Agos, Marmara ve Jamanak gazetelerimizle, vakıflarımızla konuşacağım ve isim önerisi alacağım. İstanbul çok büyük bir yer. Sadece Vazken Bey kafi gelmez. Yeni arkadaşlarımız da olacak ki daha iyi çalışma yapalım. Biz cemaatlerimizin son derece mutlu ve özgür olmasını istiyoruz. Cemaatlerimizin mutlu ve özgür olması Türkiye’nin demokrasisi açısından da son derece önemlidir. İstiyorum ki, herkes kendi kültürünü, dilini, mezhebini, inancını özgürce yaşasın.
İstanbul’un ilçelerinin belediye başkan adayları konusunda sizin belirleyici olduğunuzdan bahsediliyor. Doğru mu?
Ben belediye meclis üyelikleri için 80 arkadaşımın adını verdim. Hiçbiri maalesef aday yapılmadı. Ama biz büyük bir mücadele içerisindeyiz. Kamuoyunda söylenenler keşke doğru olsaydı. Büyükşehir belediye başkan adayı olarak benim önerdiğim hiçbir arkadaş aday yapılmadı. Komitedekiler önerdiğim adayları değerlendirmeye bile tâbi tutmadılar. Çok üzüldüm ama biz zaten büyük bir mücadele içindeyiz. İstanbul’u zaten kazanıyoruz. O arkadaşlarımızın da anlayışlı olmalarını arzu ediyorum. Bu bireysel değil, toplumsal bir mücadele. O arkadaşlarımın tecrübelerinden mutlaka ve mutlaka İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yine aynı şekilde yararlanacağım. Fakat ben arzu ederdim ki benim önerdiğim en azından birkaç isim aday yapılsın. Bununla ilgili bir kırgınlığım yok ama alınganlığım var. Sonuçta siyaset bu, canlar sağ olsun. Ben çok büyük düşünüyorum. Çok büyük bir yolculuktayız. Bu yolculukta ufak tefek konulara takılamayız. O arkadaşlarımın da beni anlayışla karşıladıklarına inancım tam. Hoşgörüleri için teşekkür ediyorum.
Basın toplantısında Sayın Başbakan ile yarıştığınızı dile getirdiniz. Bunu açar mısınız?
Sayın Başbakan benimle yarışıyor, ben kendisiyle yarışmıyorum. Başbakan adayı değilim ben. Sayın Başbakan beni çok iyi takip ediyor; balık tuttuğuma kadar biliyor. Demek ki Sayın Başbakan, her şeyi bıraktı İstanbul’la ilgileniyor; aklı İstanbul’da fikri Sarıgül’de. Canları sağ olsun. Ben Başbakan’ın heyecanını anlıyorum.
10 Mart’tan sonra her güne bir proje
Seçilirseniz hangi projeleri hayata geçireceksiniz?
30 Mart’tan sonra trafik sorunu kademeli olarak iyi bir noktaya gelecek. Öğretmen arkadaşlarımızla ilgili olarak farklı projelerimiz var; engellilerimizle ilgili önemli çalışmalar yapacağız. Özellikle kreşlerle ilgili çalışmalar yapacağız. Kadın ve gençlerle ilgili çalışmalarımız olacak. Gençlerin önünü açmak istiyorum; onlar Türkiye’nin geleceğidir. 10 Mart’tan itibaren projelerimizi kamuoyuyla muhteşem bir şekilde paylaşacağız. Her gün bir proje açıklayacağız. Sinemalarda filmlerimiz yayımlanacak.
‘Bütün cemaatlerle diyaloğum iyidir’
Gülen Cemaati’yle rakiplerinizin söylediği kadar yakın mısınız?
Benim bütün cemaatlerle diyaloğum iyidir. Benim için zaman zaman “Sarıgül’ü Ermeni cemaati aday yaptı”, “Musevi lobisi, Sarıgül’ü aday yaptı” gibi sözler söylenir. Ben Mustafa Sarıgül olarak herkesi kucaklarım, ayrım yapmam. Bana oy veren yurttaşlarım da hangi dinden, hangi kültürden olursa olsun pişman olmayacaklar. Bana oy vermeyen yurttaşlarımın da gönlünü seçimden altı ay sonra kazanmış olacağım.