Korkusuz yazarı Can Ataklı, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün darbe girişimi ve Avrupa Birliği (AB) ile ilgili olan açıklamalarının birçok medya organında yer bulmamasına ilişkin olarak “Dün gazeteleri şöyle bir taradım, Gül'den tek satır bile yok. (Gül’ün açıklamaları Cumhuriyet’in manşetinde yer almıştı/T24) İç sayfalarda tek sütun bile vermemişler. Hürriyet'te olabileceğini düşündüm, onda da yoktu. Sanki gizli bir el “Bu haber asla yayınlanmayacak” demiş. Medyaya böyle bir talimat gittiğini sanmıyorum. Ama medya saray korkusu nedeniyle belli ki kendine oto sansür uyguladı” dedi. Ataklı, “Bir önceki cumhurbaşkanı iktidarı eleştiriyor ama medya buna tek satır bile yer vermiyor. Olacak şey mi? Korku içindeki medya bir önceki cumhurbaşkanını, üstelik yaptığı çok önemli açıklamalara rağmen göz göre göre gömdü. Yaşasın yeni Türkiye, yaşasın ileri demokrasi” ifadelerini kullandı.
Ataklı’nın Korkusuz’da bugün (17 Kasım 2016) “Saray korkusu Abdullah Gül’ü gömdü” başlıklı yazısında yer alan ilgili kısım şöyle:
Önce bir dedikodu vermek istiyorum.
“Dedikodu” diyorum, çünkü kanıtlamam olanaksız. Ancak Ankara'da kulağı hayli delik bir kaynağım “kesinlikle doğru” diye anlattı.
Erdoğan saraya çağırdığı önemli bir AKP'li isme “O üçünü kelepçeli görmek istiyorum” demiş.
Kaynağım “Demiş diyorum ama öyle sakin ifadeyle değil, öfkeyle öyle bağırmış ki sarayın camları zangırdamış” diyerek sözlerine destek verdi.
Kim peki bu üç kişi?
Biri bir dönem öncesinin en tepedeki ismi. Diğeri yine kısa süre öncesine kadar devletin en önemli icra makamını işgal eden kişi. Üçüncüsü ise AKP'nin kurucularından, demokrasinin kalesinin yöneticiliğini yapmış bir isim.
Öfkenin kaynağı ise bu üç kişinin cemaatle ilişkili olduğuna inanılması. Saray bu üçlünün gizliden gizliye kuyusunu kazdığına inanıyormuş.
Dedikoduyu bir kenara bırakalım, önceki gün yapılan bir toplantıya değinelim.
KALDER yani Kalite Derneği önceki gün AB konusunda bir toplantı düzenledi. Bu toplantının açılış konuşmasını 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaptı.
Gül daha sonra soru-cevaplı bir de sohbet toplantısına katıldı, Avrupa Birliği ile ilgili görüşlerini açıkladı.
Türkiye'nin AB ile üyelik müzakereleri sürecini kendisinin başlattığını söyleyen Gül, şu an gelinen süreci ise sağlıklı bulmadığını söyledi.
Yani Gül bir anlamda son günlerde başta saray olarak üzere iktidar temsilcilerinin Avrupa Birliği ile didişmesini doğru bulmadığını belirterek üstü kapalı da olsa Erdoğan ve çevresini eleştirdi.
Abdullah Gül AB ile ilgili sürecin bitme aşamasına gelmemesi gerektiğini de belirterek
“Esas hedef, AB'nin 27-28 üye ülkesinden biri olmak değildir; mesele o seviyede bir ülke olmaktır. Bunu Avrupa'yı tatmin etmek, Avrupa'ya taviz vermek anlamında görürseniz yanılırsınız” dedi.
En büyük ekonomik büyümeleri AB'ye üyelik sürecinde gerçekleştirdiğimizi de belirten Gül, “Bu süreç sürekli işimize yaramıştır, ekonomik olarak da siyasi olarak da yaramıştır” diye konuştu.
Abdullah Gül'ün konuşmasını dinledikten sonra “Bakalım” dedim kendi kendime “Bu konuşma medyada nasıl yankı bulacak. AKP içinde bir çalkantıya neden olacak mı?”
Televizyon haberlerine baktım, Gül'ün bu sözlerini kimse yayınlamadı.
Dün gazeteleri şöyle bir taradım, Gül'den tek satır bile yok.
İç sayfalarda tek sütun bile vermemişler. Hürriyet'te olabileceğini düşündüm, onda da yoktu.
Sanki gizli bir el “Bu haber asla yayınlanmayacak” demiş.
Medyaya böyle bir talimat gittiğini sanmıyorum.
Ama medya saray korkusu nedeniyle belli ki kendine oto sansür uyguladı.
Bir önceki cumhurbaşkanı iktidarı eleştiriyor ama medya buna tek satır bile yer vermiyor. Olacak şey mi?
Korku içindeki medya bir önceki cumhurbaşkanını, üstelik yaptığı çok önemli açıklamalara rağmen göz göre göre gömdü.
Yaşasın yeni Türkiye, yaşasın ileri demokrasi.