'Otomatik Portakal', 'Düşlere Bir Ağıt', 'Yol', 'Paris'te Son Tango', 'Yüreğimdeki Delik', 'Geceyarısı Ekspresi', 'Salo Ya Da Sodom'un 120 Günü'... Bu filmlerin hepsi de farklı farklı ülkelerde yasaklandılar ya da sansüre maruz kaldılar. İşte yasaklı filmler....
Nerdeyse her filmi tartışıma yaratan Stanley Kubrick'in nedensiz şiddeti temel aldığı 'Otomatik Portakal', Yılmaz Güney'in Cannes ödüllü filmi 'Yol', Darren Aronofsky'nin bağımlılık üzerine başyapıtı 'Düşlere Bir Ağıt', Lukas Moodysson'un 2004 yapımı filmi 'Yüreğimdeki Delik', Türkiye'nin hapishanelerini anlatan 'Geceyarısı Ekspresi', P.P.Pasolini'nin faşizmi anlattığı 'Salo Ya Da Sodom'un 120 Günü', John Waters'ın 'kült ötesi' filmi 'Pink Flamingos', Jean Vigo klasiği 'La Grande Illusion', Russell Crowe'un ilk filmlerinden 'Romper Stomper', Tod Browning'in 30 yıl yasaklı kalan filmi 'Freaks', David Croneneberg'in alt metinleriyle fetişizme farklı bir boyut kattığı 'Crash', Quentin Tarantino'yu efsane yapan 'Reservoir Dogs'... Ve çok daha fazlası....
Bu filmlerin hepsi çeşitli nedenlerle birçok ülkede yasaklandı. Kimi uzun yıllar sonra gösterime girerken kimi sansüre uğrayarak seyirciyle buluştu. Genellikle içerdiği şiddet ya da siyasi nedenlerle yasaklanan bu filmlerin bazıları sinema tarihinin en önemli klasikleri rasında kabul ediliyor.
Son olarak Malezya, daha önce 'Borat' filmini yasakladığı İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen'in yeni komedisi 'Brüno'yu da "çok fazla cinsellik" içerdiği gerekçesiyle yasakladı. 'Borat' sadece Malezya'da değil Rusya gibi birçok ülkede de yasaklanmıştı.
'Ahlaka aykırı olmak', 'Cinsel içerikli sahneler', 'şiddet içerikli sahneler' ve 'siyasi nedenler' başta gelmek üzere belli başlı nedenlerle yasaklar sinemanın kurulduğu günden beri devam ediyor.
Sinemada yasak, Charlie Chaplin, Sergei M. Eisenstein gibi sinemanın dev isimlerinden Mc Carthy'nin 'kara listesi'ne, Luis Bunuel'den Stanley Kubrick'e kadar birçok dönemi ve ismi içinde barındırıyor.
Doğu'da daha fazla olmakla beraber Batı'da yasaklara rastlanıyor. Sinemaya sanat gözüyle bakmanın zor olduğu ülkelerde maalesef, çoğu film, daha sık şekilde seyirciyle buluşma tehlikesi yaşıyor. Örneğin dünyanın en gözde sinemalarından kabul edilen İran sinemasının önemli yönetmenleri, başyapıtlara imza atmasına rağmen hala ülkelerinde serbestçe film yapamıyorlar. Abbas Kiarostami, Jafar Panahi, Samira Makhmalbaf gibi isimlerin filmleri kendi ülkelerinde çoğunlukla gösterime giremiyor.
Martin Scorsese'nin 'The Last Temptation of Christ/ Günaha Son Çağrı' filmi de Hıristiyan dünyasından çok tepki almış, Batı'da birçok ülkede yasaklanmıştı. Son olarak Dan Brown'ın romanından uyarlanan 'Melekler ve Şeytanlar'a Vatikan'dan yasak gelmişti. Bunun gibi birçok örnek, din, tarih, aile gibi kurumların, hala birçok ülkede dokunulmaz alan olarak görüldüğünü gösteriyor.
'Amelie porno film kategorisinde'
2003 yılında Fransız sinemasının son yıllardaki en iyi filmlerinden sayılan 'Amelie', Türkiye'de gösterime girdiğinde traji-komik bir olay yaşanmıştı. AKP Bornova İlçe Teşkilatı, 'Amelie'nin porno olduğunu öne sürerek, filmi okul salonunda öğrencilere gösteren Bornova Anadolu Lisesi yöneticilerini AKP Genel Merkezi, AKP İzmir milletvekilleri ve Milli Eğitim Bakanlığı'na şikâyet etmişti.
Türkiye'nin yasaklı filmleri arasında en ünlü olanı 'Geceyarısı Ekspresi', 'Türkiye'yi yanlış ve kötü göstermek sebebiyle' yasaklanmıştı. Alan Parker'ın sinemasal açıdan da kötü eleştiriler alan filmi hala bu özelliğiyle anılıyor.
Geceyarısı ekspresi ve Ararat
'Geceyarısı Ekspresi' gibi tartışılan bir diğer film Amos Gitai'nin 'Ararat'ı oldu. Dağıtımcı şirket 'Ararat'ın Türkiye'de gösterilmemesine karar vermişti.
Kendi ülkesinde ancak 1998'de gösterime girebilen, Türk sinemasının zirvelerinden 1982 yapımı 'Yol'un da 'Türkiye'nin yasaklı filmler tarihi'nde farklı bir önemi var.