Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, dün gazeteye 20 yeni yazarın katılacağını duyurdu. Küçükkaya her hafta 5 yazarın ilan edileceğini söyleyerek " Özdemir İnce, Yazgülü Aldoğan, Adnan Binyazar, Deniz Yıldırım ve ZaferArapkirli isimlerini açıkladı. Küçükkaya'ya Sabah yazarı Salih Tuna da isim önerisinde bulundu. Tuna, "Madem 'Mustafa Kemal çizgisinde' yayın yapacaklar" diyerek "Nihat Genç'i, Uğur Dündar'ı ve Ümit Zileli'yi de düşünsünler" ifadesini kullandı.
Eski kurul üyelerinden Alev Coşkun’un yapılan toplantıda Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilmesinin ardından Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği’ne Murat Sabuncu'nun yerine, Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya getirildi. Gazetenin yayın kurulunda da değişiklikler oldu. Birçok istifanın yaşandığı gazetede yeni yazarların kadroya katılacağı bildirildi.
Tuna da yeni yazarlar için öneride bulundu. Tuna "Cumhuriyet’te kimler yazsın?" başlığıyla yayımlanan yazısında şunları kaydetti:
Bundan 6 yıl mukaddem şike operasyonlarını eleştirmek için "Bu kupa ABD'ye girsin" diyen bir muhterem vardı.
ABD'den kasıt Fetullah'tı.
Çok özür diledi ama işe yaramadı. Karaali yönetimindeki Star'dan ve FETÖkaçağı B. Keneş'in yönettiği Today's Zaman'dan kovuldu.
O da o kupayı çaresizlik yüzünden ne yapmışsa artık, "içine Fetullah kaçmış" hale geldi.
İşte bu muhterem (birkaç gün evvel) "Salih Tuna yeni yönetimi destekliyor" demiş.
"Yeni yönetim" dediği, Cumhuriyet gazetesini devralan ekip.
Nerden çıkardı bunu, anlamadım.
"FETÖ kontrolünde yayın yapan Cumhuriyet gazetesinin fabrika ayarlarına dönecek olması birilerini sevindirdiği gibi birilerini de çok üzdü" demiştim, bundan mı?
Bir de...
Avrupa Parlamentosu milletvekili ve Türkiye Raportörü Kati Piri'nin "Cumhuriyet gazetesi bağımsızlığını kaybetti" demesi üzerine, "bağımsız gazete olmak için FETÖ ve PKK muhibbi olmak mı gerekiyor" diye sormuştum.
Yoksa bundan mı?
Giden ekibe karşı olmam yeni yönetimi destekliyorum anlamına gelmez.
Her şeyden evvel yeni yönetimin ne yapacağını bilmiyorum!
***
Genel yayın yönetmeni Aykut Küçükkaya kırmızı çizgilerinden birini,"Cumhuriyet'te nefret dili kullanılamaz!" şeklinde ilan etmiş.
Ne güzel!...
Lakin, terör saldırısı nedeniyle yabancı liderlerin Sayın Erdoğan'a başsağlığı mesajına bile tahammül edemeyecek kadar nefretle malul Kadri Gürsel'in yazılarına devam etmesini de istemiş.
Madem öyle "içine Fetullah kaçmış" o muhterem de yazsın, tam olsun.
Aykut Küçükkaya dünkü yazısında, Özgür Mumcu'nun yazmasını da çok istediğini, Mumcu soyadına verdiği değer eşliğinde dile getirmiş.
Peki, Vedat Özdemiroğlu'nun "liberal kıkırdak" dediği bu çocuk hangi ihtiyacı karşılamak için yazacak?
"Bölücü örgütün siyasi koluna" destek vermek için mi?
E hani Mustafa Kemal kırmızı çizgileriniz arasındaydı!..
Şayet Mumcu soyadına hürmetinizi göstermek istiyorsanız, hiç çizgisini bozmayan Ceyhan Mumcu var.
Yok, biz çeşit istiyoruz diyorsanız, Gül'ün Fe'mi Bey'i ne güne duruyor.
Zaten o da "beni de alın" dercesine çeşit (farklılık) olsun diyor. Üstelik kalemi de kıvrak.
Bu arada, Etekli Yakup da boşa çıktı.
"Hukukun üstünlüğü" kontenjanından da Taha Akyol var.
***
Genel yayın yönetmeni arkadaşımız, Yazgülü Aldoğan'ın Cumhuriyet'te yazacağını müjdelemiş.
Ne diyelim, sağlık olsun.
Fakat, Özdemir İnce'yi yazı kadrolarına dahil etmeleri tam isabet olmuş. Hatta bu kararlarından ötürü yeni yönetime teşekkür ederim. Sonuçta bize de malzeme lazım...
Yazar konusunda naçizane önerim şudur:
Madem "Mustafa Kemal çizgisinde" yayın yapacaklar Nihat Genç'i, UğurDündar'ı ve Ümit Zileli'yi de düşünsünler.