Denizli'de halka seslenen Recep Tayyip Erdoğan, "Ana muhalefetin genel müdürü bana bugün gene bana küfürler yağdırdı. Benim aldığım edep dersi sana aynı dille cevap vermeye müsaade etmez" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Denizli'de bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Denizli Valiliğini ziyaret etti. Valiliğe gelişinde polis mangasını selamladı.
Erdoğan, basına kapalı gerçekleşen ve yaklaşık 45 dakika süren ziyaret sonrası kentte halka seslendi.
Erdoğan, halen devam eden konuşmasında şunları söyledi: "Geçmişte sürekli ver öl diyen hükümetler vardı. Ama şimdi al diyen hükümetler var. Bakın geçtiğimiz ay içinde Köln’e gittik. Gurbetçilerimizle kucaklaştık. Ardından Avusturya Viyana’daki gurbetçilerimizle kucaklaştık. Hepsi de büyüyen Türkiye’den gurur duyuyor.
Eski Türkiye’nin izleri henüz silinmedi. Türkiye değişirken dönüşürken maalesef muhalefet dönüşemedi. Yeni ve büyük Türkiye’ye uyum sağlayamadı. 30 Mart’tan sonra kendilerine bir çatı aradılar. Gittiler saklandılar. Hiçbir yerde yoklar. Mahkeme kapılarını aşındırarak, dilekçe vererek, hakaret üreterek işi idare etmeye çalışıyorlar.
'Ana muhalefetin genel müdürü bana küfürler yağdırdı'
Ana muhalefetin genel müdürü bana bugün gene bana küfürler yağdırdı. Benim aldığım edep dersi sana aynı dille cevap vermeye müsaade etmez. Biz siyaseti böyle öğrendik. Siyaseti de böyle yaptık. Böyle yaptığımız için de milletimiz sekiz seçimdir bizi iktidardan indirmiyor. Bunlar Gezi’de de aynı şeyleri yaptılar. Varsın yapsınlar. Ama biz sahibine sığındık. Biz sadece rükuda eğiliriz. Bizde kula kulluk yok, sadece hakka kulluk var. Zaten kula kul olanlarla yolumuz ayrılıyor.
'Beş parti biraraya geldi'
Diyorlar ki, Erdoğan büyük imkanlarla bu yarışa girdi. Şu anda basın toplantısı yaptılar. Beş parti bir araya geldiler, bir aday çıkardılar. Öyle mi? Şu anda bütün medya gruplarıyla kendi yandaş gruplarıyla bir araya geldiler. Biz de milletimizle yola çıktık. Eski Türkiye’den kalma bir sorun daha ortadan kalkıyor. 10 Ağustos’ta cumhurbaşkanını artık millet seçiyor.
Bugünlerde ne diyorlar? Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, siyasetin dışında olmalı diyorlar. Cumhurbaşkanı bu cumhurun bu milletin başkanı değil mi? Cumhurbaşkanı ayrı, cumhur yani halk ayrı olabilir mi? Devlet ayrı millet ayrı olabilir mi? Cumhuriyet ile cumhurun arasında mesafe olabilir mi? Allah aşkına Denizli’den soruyorum, bugüne kadar gelen cumhurbaşkanlarının hangisi tarafsızdı, siyasetin dışındaydı? Kimileri milletin tarafını tuttular, kimileri de devletin tarafında oldular vesayet siyasetine tabii oldular. Hiç kimse kusura bakmasın, tarafsızlık adı altında, siyaset üstü olmak adı altında, devletin tarafını statükonun vesayetinin tarafını tutacak değiliz. Bizim tarafımız bellidir. Biz milletin tarafıyız.
Şimdi bir tane cumhurbaşkanı adayına soruyorlar. Siz bu karayollarını ne yapacaksınız? Verdiği cevap ne biliyor musunuz, o benim işim değil diyor. Niye? Çünkü siyasetin insan yönetme sanatı yönetme sanatı olduğunu, insana hizmetkar olma sanatı olduğu bilmeyenden cumhurbaşkanı olmaz. Anayasada tanımlanırken ne diyor? Yürütmenin başıdır diyor. Bu ülkede kuş uçsa cumhurbaşkanının bundan haberi olacak.
Yani sen, Babadağ’ın yolları nedir, Denizli Manisa bağlantısı nedir, Aydın Denizli bağlantısı nedir, eğer bunu bilmiyorsan senden bir şey olmaz. Onun için biz koşacağız. Suyuyla da ilgileneceğiz, yoluyla da ilgileneceğiz, Yavuz Sultan Selim köprüsünün bitirilmesiyle de ilgileneceğiz. Kocaeli Dilovası’ndan Karamürsel’e köprünün yapımıyla da ilgileneceğiz. Boğazın altından yeni çift katlı tüp geçitleriyle de ilgileneceğiz.
'Selfie'yi bırak'
Burada sıkıntımız var onu da aşacağız inşallah. Çünkü biz faizi yatırımların karşısında en büyük engel olarak görüyoruz. Yatırımlar arttıkça istihdam artacaktır. İstihdam arttıkça işsizlik azalacaktır. Bakın Avrupa’da büyüme oranları çok düşük 0,2-4,8 bu kadar. Ama Türkiye ilk çeyrekte 4,3 büyüme gösterdi. Bunu biz maalesef birilerine anlatamadık, anlamıyorlar. Ama er geç onlar da anlatacak.
Efendim Türkiye’nin çok borcu var. Yalan söylüyorlar. Biz geldiğimizde milli gelire borç oranı yüzde 73’tü, şimdi yüzde 35. Yoksa bu gezi olaylarında 17 -25 aralık olaylarında bizi duman ederlerdi. Ama güçlü olduğumuz için bir şey yapamadılar. Kendileri kaybettiler, rezil oldular. Daha da rezil olacaklar.
Paralel yapıyla mücadele çok daha güçlü şekilde devam edecektir. Ne yaptınız? Çocukları paralel yapının okullarından aldınız mı? Alın ha. Devletin okulları bize yeter. Verin devletin okullarına. Hafta sonlarında özel kurslar vereceğiz. Sakın ha hayırlarınızı mayırlarınızı bunlara vermeyin. Kurbanlarınızı filan sakın ha. Bunlar kurbanı alır başka yere kullanırlar. Paralel yapıya müsamaha yok.
Bu kirli yapıya, bu hain yapıya gereken dersi zaten siz 30 Mart’ta verdiniz. Biz de sizden aldığımız yetkiyle bunlara karşı hukuk içinde gereğini yapıyoruz yapacağız. Şimdi selfie’yi bırak sonra yaparız o işleri."