Sabah yazarı Melih Altınok, Hürriyet yazarı Hande Fırat'a konuşan Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının "ekonomi yönetilemiyor yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığı ve bunun psikolojik olduğu"na yönelik açıklamalarını hatırlatarak, "Peki acaba niye böyle diye hiç düşünüyorlar mıdır? Öyle ya, iktidarın muhalefete 'Niçin ekonomiyi beğenmiyorsun, politikalarımızı alkışlamıyorsun, hep eleştiriyorsun' diye sitem etmesi saçma olur değil mi?" diye sordu.
Altınok, "Hükümete yakın kaynakların’ yüzünü gören cennetlik" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Ekonominin yarısı verilerse yarısının da psikolojik olduğunu bilmeyen yok. O halde iktidarın ekonomi politikalarını belirleyen, şekillendiren, uygulayan kadrolar niçin beyanatlarında isim bile vermekten çekiniyorlar. Diplomasi ya da ulusal güvenlikle ilgili bir mevzu olsa, Dışişleri'nde, Milli Savunma'da, MİT'te falan görevli olsalar bu gizliliği anlayacağız da... Ekonomiden konuşuyoruz. Nedir bu paravan arkasından seslenmeler?
Sözlerim Hande'nin isim vermediği 'kaynaklarına' yönelik olarak algılanmasın. Zira bilmiyorum, belki de görevleri konuşmalarına engel teşkil eden isimlerdir. Ne var ki ekonomi alanında resmi görevleri olan tonla siyasetçi, danışman, akademisyen var.
Onları da sahnede hiç göremiyoruz. Ne TV programlarında varlar ne gazete haberlerinde... Gazetecilerin konuşma tekliflerini reddetmek şöyle dursun, görevleri gereği onların gazetelerin, televizyonların kapılarını aşındırmaları gerekmez miydi? Hele hele bugünlerde...
Hâl bu olunca da kafasında soru işaretleri olan vatandaşın, uygulanan ekonomik model hakkında ağzından bir şeyler duyduğu tek isim Cumhurbaşkanı Erdoğan oluyor. Ancak ekonomi, kurtlar sofrasından farksız dış politikada Türkiye'nin varoluş meselelerini çözmek gibi çok ciddi sorumlulukları olan Cumhurbaşkanı'nın zor mesaisinde yalnızca bir kalem. Zaten bu yüzden de ekonomi yönetiminde dev bir kadro kurulmuş durumda.
Çıksınlar, konuşsunlar... Cumhurbaşkanı'nın konuşmalarında ana çerçevesini çizdiği ekonomik modelin ayrıntılarını anlatsınlar... 'Psikolojik' dedikleri havayı dağıtmak için şeffaf şekilde argümanlarını dile getirsinler... Belirsizlikten, önünü görememekten elindeki üç kuruş birikimini piyasadaki mecralarda çarçur eden vatandaşın paniğini dindirsinler... 'İşlerimizin başındayız, kontrol bizde, uğraşıyoruz' desinler... Ama yüzlerini gören cennetlik. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa sizleri o makamlarda zorla mı tutuyorlar?"