Sabah yazarı Melih Altınok, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Emine Bulut cinayeti sonrası Meclis'in 'idam' kararı vermesi durumunda kararı onaylayacağını dile getirmesini değerlendirdi. Altınok, "Türkiye gibi geçmişinde kötü deneyimleri olan, seçilmiş başbakanını, solcu gençlerini sehpaya göndermiş bir coğrafyada idam bumerangdan farksızdır. Dönüp kimi vuracağı belli olmaz" dedi.
Dün Ankara'da cuma namazı çıkışı açıklamalarda bulunan Erdoğan, Bu konuda Adalet Bakanlığımız gerekli çalışmaları zaten yaptı. Parti içi çalışmalarımız da aynı şekilde devam ediyor. Ben çok kesin bir şey söyledim. Eğer parlamentomuz, idam konusunda kararını verirse geleceği yer Cumhurbaşkanlığı. Ben bunu onaylarım, hiç düşünmem. Bu konuda vicdanım da rahat. Çünkü yavrusunun gözleri önünde öldürülen annenin hakkı ağırlaştırılmış müebbetle ödenmez" demişti.
Bazı eyaletlerinde uzun bir aradan sonra infazlara izin veren ABD de harıl harıl idamı tartışıyor...
Toplumdan yükselen bu taleplere siyasetin kayıtsız kalması elbette zor.
Dün sosyal medyada, Tarihi Selimiye Camii'nin duvarına spreyle yazılar yazan vandallarla ilgili şahit olduğum şu diyalog sanırım toplumun hissiyatını çok iyi özetliyor:
Ancak cezanın amacı intikam değil rehabilitasyondur. Telafisi imkânsız ceza olmaz. Hele ki hukuk sistemlerinin işleyişi ortadayken... FETÖ unsurlarından temizlenip temizlenmediği bile belli olmayan bu ortamda hangimiz hangi mahkeme kararına gönül rahatlığıyla güvenebiliriz?
Dahası, Türkiye gibi geçmişinde kötü deneyimleri olan, seçilmiş başbakanını, solcu gençlerini sehpaya göndermiş bir coğrafyada idam bumerangdan farksızdır. Dönüp kimi vuracağı belli olmaz.