Almanya’nın Erlangen-Nürnberg Üniversitesi'nden biyolog Oliver Behr, rüzgâr türbinlerinin tehlikeleri konusunda şunları söylüyor: “Rüzgâr türbinlerinin kanatlarının ucunda bulunan dev pervaneler, rüzgâr çıktığında saatte 300 kilometre hıza ulaşıyor. Bu nedenle bu tehlikeyi fark edemeyen kuşların pervanelere çarpması kimseyi şaşırtmamalı.”
Ancak bu durum nedeniyle telef olan kuş sayısı tam olarak hâlâ bilenemiyor. Rüzgâr türbinlerinin çevresindeki kuş kadavralarının sayılması da istatikî veri oluşturması açısından yeterli değil. Çünkü kuş kadavraları çoğu kez çevredeki yüksek otluk bölgelere düşebiliyor, ya da leş yiyen hayvanlar tarafından başka yerlere götürülüyorlar.
Almanya Çevre Koruma Derneği Nabu'dan Hermann Hötker, hâlihazırda sadece tahminî rakamlar verebileceklerini belirtiyor: “Tahmin ettiğimiz sayı tüm Almanya’da yılda 10 bin ilâ 100 bin arasında… Ama trafikte kedilerin aracın önüne çıkması, ya da kuşların aracın ön camına yapışması sonucu meydana gelen trafik kazalarındaki kayıplarla karşılaştırıldığında bu sayı çok yüksek sayılmaz.”
Tükenmekte olan türler için büyük tehlike
Norveç kıyılarındaki Smola Adası’nda RSPB (Kraliyet Kuşları Koruma Derneği)’nin verilerine göre bu adada sadece son 10 ay içinde 9 Akkuyruklu kartalın öldüğü saptandı. Ayrıca rüzgar türbinlerinin kurulduğu 1998 yılından bugüne 19 olan üreyen çift sayısının sadece 1’e düştüğü de belirlendi.
Almanya Çevre Koruma Derneği’ni asıl endişelendiren, doğada zaten türleri azalmış olan yırtıcı kuşlardan kızıl çaylak gibi kuş türlerinin özellikle rüzgâr türbinlerinin prevanelerine çarparak ölmesi. Uluslararası Kuşları Koruma Konseyi'nin (Birdlife International) verilerine göre, başka ülkelerde özellikle kaya kartalları ve kızıl akbabalar rüzgâr türbinlerinin pervanelerine çarparak telef oluyorlar. Bu şekilde telef olan bir diğer hayvan türü ise yarasalar. Almanya’nın beş eyaletindeki toplam 78 rüzgâr türbini çevresinde yapılan araştırmalarda, yılda 10-12 yarasanın telef olduğu saptanmış. Bu sayı tüm Almanya çapındaki rüzgâr türbini sayısı ile çarpıldığında, yaklaşık 250 bin yarasanın telef olduğu ortaya çıkıyor. Ancak araştırmacılar bunun tahminî bir rakam olduğunun altını çiziyorlar. Araştırmacılar, çevreci kuruluşlar ile rüzgâr türbinlerini işleten firmalara bir uzlaşma önerisinde bulunarak, özellikle çok sayıda yarasanın, rüzgâr türbinlerinin pervanelerinin bulunduğu yükseklikte uçtukları dönemlerde tesislerin şalterini indirmelerini tavsiye ediyorlar.
'Tesisler inşa edilirken dikkat edilmeli'
Almanya’nın Erlangen-Nürnberg Üniversitesi’nden biyolog Oliver Behr şunları belirtiyor: “Zaten yarasaların bilhassa rüzgârın çok şiddetli olmadığı dönemlerde bu tesislerin civarında uçtukları düşünülecek olursa, firmalar açısından çok büyük bir zarar ortaya çıkmayacaktır. Yani rüzgâr türbini tesislerinin şalteri zaten neredeyse hiç enerji üretmedikleri dönemlerde indirilmiş olacak. Bu nedenle bizim şimdiye kadar edindiğimiz tecrübelere göre bu önleme başvuran üretici firmanın yıllık zararı yüzde birin altında kalıyor ve yılda en fazla iki yarasanın ölmesine göz yumulmuş oluyor.”
Ne var ki bu çözümün her kuş türü için aynı anlama gelmediğine de işaret ediliyor. Bu yüzden de Almanya Çevre Koruma Derneği Nabu, Almanya’da gelecekte yeni rüzgâr türbinlerinin nereye inşa edilmesinin daha uygun olacağına özellikle dikkat edilmesi gerektiğini önemle vurguluyor. Dernek yetkililerinden Hermann Hötker bu konuda şunları söylüyor: “Tesisi inşa ederken örneğin yakınlarda kızıl çaylak ya da diğer yırtıcı kuşların yuvalarının olup olmadığına, ya da göçmen kuşların konaklama noktalarının bu çevrelerde bulunup bulunmadığına dikkat edilmeli. Bu noktalara önem verilirse, kuşkusuz ortaya çıkacak çok sayıda zararın önüne geçilmiş olacaktır.”
Deutsche Welle Türkçe
Brigitte Osterath / Çelik Akpınar