Terör soruşturması kapsamında tutuklanarak görevden alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın da tutuklandığı 'rüşvet' soruşturması kapsamında ikinci kez tutuklandı. Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat gibi, suç örgütü lideri olduğu öne sürülen Aziz İhsan Aktaş'ın şirketi tarafından alınan iki ayrı ihale nedeniyle sorgulandı. Savcılığın tutuklamaya sevk yazısında Özer, başkanlığı döneminde yapılan ve fesat karıştırıldığı öne sürülen bu iki ihalede "denetim ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmemek ve ihale sürecini yöneten kişileri atamakla" suçlandı. İfadesinde, 31 Ekim 2024 tarihinde tutuklandığını ve İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy'un yerine kayyım atandığını hatırlatan Özer, suçlama konusu ihalelerin itiraz edilmiş olmasına karşın kayyım tarafından iptal edilmeyerek uzatıldığını söyledi. Özer, “Kendisi (kayyım) ihaleyi yürürlüğe koymuştur, aldığım duyumlara göre de ödeme yapmıştır. Eğer ihaleye fesat karıştırılmışsa usulsüzlük varsa kayyım bunu neden devam ettirmiştir? Bir suç işlenmişse o zaman kayyım işlemiştir. Kamu zararı oluştuysa kayyım işlemiştir, bizimle uzaktan yakından alakası yoktur. Şaşkınlıkla izliyorum” dedi.
Özer ikinci kez tutuklandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Aziz İhsan Aktaş'ın lideri olduğu öne sürülen suç örgütünün, belediyelerin üst düzey yöneticilerine rüşvet vererek ihaleleri organize ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın ardından, görevden alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer de tutuklandı. Özer, “İhaleye fesat, haksız mal edinme ve rüşvet” iddialarıyla yürütülen soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile sorguya alınan Özer böylece ikinci defa tutuklanmış oldu.
“En ufak bir dahlim yoktur”
Özer, aynı soruşturmada tutuklu bulunan Aktaş’ın sahibi olduğu firmanın Esenyurt’un çöplerinin toplanması ve katı atıklara ilişkin ihaleyi kazanması nedeniyle sorgulandı. Savcılık sorgusu sırasında Özer buna ilişkin savunmasında, başkan sıfatıyla ihale süreçlerinde herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, ihale komisyon üyelerini ne ismen ne de şahsen tanımadığını belirterek, “Dosyaya konu iki ihale sürecinde en ufak bir dahlim yoktur. Önceki firmanın sözleşme süresi bitecekti. Yeni bir ihale yapılması gerektiği bilgisini bana verdiler. Ben de önceki firmanın yaşattığı sıkıntıların tekrar yaşanmaması için işini iyi yapan bir firmaya isin verilmesi gerektiğini, önceki firmanın araçlarının eski olduğunu ve bu sıkıntıları tekrar yaşamamamız gerektiğini söyledim” dedi.
“Açılışı Kaymakam Bey yaptı”
İhaleye giren firmalara ilişkin yazılı ya da sözlü talimatının olmadığını, teklif veren firmaları da Aziz İhsan Aktaş’ı da tanımadığını söyleyen Özer, göreve gelmesine kadar Esenyurt'ta temizlik sorunu olduğunu, kendi döneminde de bir süre bu sorunun devam ettiğini kaydetti. Özer, “Bu sorunu ortadan kaldırmak için çok çaba sarf ettim. ‘Temizyurt Esenyurt’ isimli kampanya başlattım. Bu kampanyaya tüm siyasi partilerin ilçe yöneticileri, kurum amirleri, kaymakam katıldı ve destek verdiler. Açılışı da kaymakam bey yaptı” dedi.
“Kayyım neden iptal etmedi?”
“İhaleye fesat karıştırışmışsa neden kayyım döneminde bu sözleşmeler yürürlüğe konulmuş ve İptal edilmemiştir?” diye soran Özer, ayrıca sözleşmenin süresinin kayyım tarafından da uzatıldığını ve yer teslimi yapılarak yürürlüğe konulduğunu söyledi ve şunları söyledi:
“Bu ihalelerle ilgili benim dönemimde hak ediş yapılmamış, tek kuruş ödeme gerçekleştirilmemiştir. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Ben Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanıyım. Görevimin 7. ayında haksız şekilde tutuklandım ve hakkımda uzaklaştırma kararı verildi. Belediye Başkanları düzenlenen ihalelerde ihale sorumlusu değildir. Suçlamaya konu ihale şartnamesi, zeyilnameler ve firmalardan alınan teklifler konusunda bilgi sahibi değilim. İhaleyi yapan komisyon şahsım tarafından oluşturulmamış, ihale sürecine bir dahlim ve yönlendirmem olmamıştır.
“Kayyım süre uzatım kararı verdi”
Söz konusu ihale tamamlandıktan sonra bir itiraz süreci yaşandı. İhale dosyası Kamu İhale Kurumu'na gitti. Bu durum haber verilince belediye hizmetlerinin aksamaması için 4734 sayılı Kanunun 21/b maddesi gereğince pazarlık usulü ile 2 ay süreli ihale işlemi gerçekleştirdik. Bunun sebebi çöplerin toplanmasını yaratacağı kamu sağlığı tehdidiydi ve kamu menfaati bulunmaktaydı. Tutuklanmam sonrasında kayyım yönetimi ve kuruma gelen müfettişlerce tüm ihaleler gibi temizlik ihalesinin de incelendiğini biliyorum.
Buna karşın söz konusu ihalede bir kanuna aykırılık görülmemiş olmalı ki 2 ay süreli pazarlık usulü ihaleye ilişkin kayyum tarafından süre uzatım kararı verilmiştir. Kayyımın sözleşmeyi feshetme yetkisi olmasına karşın halihazırda bu firmayla çalışmaya devam ettiğini de öğrendim. Hiçbir şekilde suç işleme kastımın olmadığı, suç oluşturacak bir fiil gerçekleştiremediğim, kamuyu zarara uğratma gayesiyle hareket etmediğim hukuki ve fiili bir sorumluluğumun bulunmadığı dosya kapsamındaki bilgi belge ve beyanlardan da anlaşılmaktadır.”
Savcılık: “Teknik şartnameye müdahale edildi”
Bu ifadesinin ardından Özer tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Savcılığın Özer hakkındaki tutuklamaya sevk yazısında, aynı soruşturmada tutuklu bulunan Aktaş’ın sahibi olduğu firmalar üzerinden yapıldığı öne sürülen usulsüzlüklere ilişkin bilgiler yer aldı. Aktaş’a ait Bilginay isimli firmanın Özer’in başkanlığı döneminde gerçekleştirilen iki ihaleyi kazandığı, ihale hazırlık sürecinde örgüt üyesi Ümit Gözütok’un belediyede görevli bazı isimlerle görüştüğü ve bu görüşmenin kayda alındığı ifade edildi.
Yazıda, kayda alınan görüşme içeriğinden teknik şartname ve ihale komisyon üyelerinin seçilmesine müdahale edildiğine ilişkin tespitlerin bulunduğu belirtildi. Her iki ihaleye de fesat karıştırıldığına dair bilirkişi raporlarının olduğu kaydedilen yazıda, suç örgütünün teknik şartnameye müdahale ederek rekabeti engellediği ve anlaşmalı firmalarla yan teklif verdiği anlatıldı.
“Bilirkişi sorumlu tutuyor”
Sevk yazısında dikkat çekici ifadeler de yer aldı. “Şüpheli Ahmet Özer’in denetim ve gözetim sorumluluğunun olduğu bilirkişi raporunda belirtilerek sorumlu tutulmuştur” denilen yazıda, diğer kişilerin beyanları ve ihale bedeli göz önüne alındığında, Özer’in ihale sürecinin her aşamasından bilgisi olduğu öne sürüldü.
Yazıda, “Yine kendi döneminde ihale sürecini yöneten İ.H.Ç, A.A ve M.Ş’nin kendisi tarafından atandığı anlaşılmıştır” denilerek, ihale sürecini yöneten kişileri atamakla suçlanan Özer için “Göreve gelmesinden sonra ihale sürecini yönetecek kişileri değiştirip kendi istediği kişileri atadığı, bu kişilerin şüphelinin bilgisi olmadan ihale sürecinde belirtilen usulsüzlükleri yapamayacağı (…), şüphelinin kendi atadığı kişilerle süreci yönlendirdiği ve bu hususta ihaleye fesat karıştırdığına yönelik somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesi oluşmuştur” değerlendirmesi yapıldı.
“Tek bir kanıt yok”
Bu suçlamalarla İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği’nde sorgulanan Özer, buradaki ifadesinde de müfettiş ve bilirkişi raporlarında belediye başkanı olarak kendisinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığının tespit edildiğini kaydetti. Özer, şunları söyledi:
“Bunu kendileri söylemektedir, raporları okuduğunuzda görebilirsiniz. İki tane bilirkişi benim herhangi bir yasal, hukuksal bir sorumluluğumun olmadığını açık açık beyan etmiştir. Bir tane bilirkişi de sadece görevi ihmal veya görevi kötüye kullanma suçu olabileceğini, ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşmadığını beyan etmiştir. Ben belediye başkanıyım, ihale yetkilisi değilim, imza yetkim yoktur, ihale sürecine de asla müdahalem söz konusu değildir. Dosyanın tamamında ihaleye fesat karıştırmak ile ilgili tek bir kanıt, tek bir ifade olmamasına, gerek müfettişlerin raporları, gerekse de bilirkişilerin raporlarına rağmen tutuklanmaya sevk edilmemin akla mantığa vicdana uygun bir temeli yoktur.
“Suç işlenmişse kayyım işlemiştir”
Ben bu ihale yapıldıktan sonra 30 Ekim tarihinde haksız ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınarak tutuklandım. Oysa ihaleye itiraz oldu, gelen kayyım Aralık boyunca ihaleyi uzatmıştır, ayrıca 1 Ocak tarihi itibariyle açık ihalenin yer teslimini yaparak ihaleyi başlatmıştır. Benim dönemimde hak ediş ödenmemiş, kamu zararı oluşmamıştır. 65 gün sonra bu süre içerisinde ihaleyi iptal edebilme zamanı olduğu halde kayyum ihaleyi iptal etmemiştir. Kendisi ihaleyi yürürlüğe koymuştur, aldığım duyumlara göre de ödeme yapmıştır. Eğer ihaleye fesat karıştırılmışsa usulsüzlük varsa kayyum bunu neden devam ettirmiştir? Bir suç işlenmişse o zaman kayyum işlemiştir. Kamu zararı oluştuysa kayyum işlemiştir, bizimle uzaktan yakından alakası yoktur.
“Atadığım kişilerden sorumluluk çıkarmak hukuka aykırı”
Belediye başkanı, başkan yardımcısını atamaktadır. Seçildiğim zaman Esenyurt'ta çöple ilgili sorunlar vardı, bu sorunlar ile ilgili ahaliden de büyük şikâyetler vardı, bu çerçeve içerisinde atadığım başkan yardımcısı başarısız olunca onu değiştirdim. Belediye başkanı olarak benim atadığım kişilerden yola çıkarak, bundan bir sorumluluk çıkarmak hukuka uygun değildir. Ne dosyada ne ifadelerde ne İçişleri Bakanlığı müfettişleri raporunda, ne de bilirkişi raporunda benim ihaleye fesat karıştırdığıma dair tek bir kanıt, tek bir maddi delil söz konusu değildir.
“Şaşkınlıkla izliyorum”
Eğer bütün bunlar yoksa savcı bile bile önceden planlayarak beni itibarsızlaştırmak için olmayan bir suçu benim üstüme atmıştır. Ben ülkemizde vicdanlı, vicdanına güvenebileceğimiz hakimler olduğuna inanmak istiyorum. Üniversite profesörüyüm, yıllarımı on binlerce öğrenci yetiştirmekle geçirdim, 1 milyonu aşkın bir şehrin belediye başkanı seçildim, layıkıyla görev yapmaktan başka bir idealim olmamıştır. Tüm derdimiz Esenyurt'un temizliğini yapabilmektir, fiyatlarla ilgili bir bilgim yoktur. Avukatlarımın bana verdiği bilgiye göre ilk ihale 2020 ya da 2021 yılında yapılmış. Enflasyon bugün Türkiye'de resmi rakamlara göre %50'nin üstünde, gayri resmi rakamlara göre %100'ün üstündedir. 2020’nin fiyatlarıyla 2024’ün fiyatlarının aynı olması beklenemez. Suçlamaları reddediyorum. Şaşkınlıkla izliyorum.”
Özer bu ifadesinin ardından Sulh Ceza Hakimliğince “delillerin toplanmamış olması ve kuvvetli suç şüphesi olduğu” gerekçesiyle tutuklandı.
|
Hakkındaki "suç örgütüne üye olma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "haksız mal edinme" suçlamalarıyla 4 gündür gözaltında olan CHP'li Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve suç örgütü lideri olduğu öne sürülen Aziz İhsan Aktaş ile Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Alican Abacı, Beşiktaş Belediyesi BELTAŞ İşletmecilik Sanayi ve Ticaret AŞ Başkanı Önder Gedik'in de aralarında olduğu 23 şüpheli tutuklandı, 17 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Akpolat, daha önce tutuklanıp tahliye edilen Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz ve halen tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'den sonra tutuklanan üçüncü CHP'li belediye başkanı oldu. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat kimdir; neden gözaltına alındı? |
Kızılcık Şerbeti kamera arkası: Nursema, Pembe, Fatih, Doğa ve diğer karakterler konuştu |