Politika

RTÜK Başkanı konuştukça batıyor

Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V. davasında, 'Türkiye'deki asıl failler' arasında gösterilen isimlerden biri de RTÜK Başkanı Zahid Akman'dı. İstifa etmemekte direnen Akman&

01 Ekim 2008 03:00
Almanya’da görülen Deniz Feneri e.V. davasıyla birlikte, Türkiye’de eylül ayının en çok konuşulan ismi Zahid Akman oldu. Dava süresince gözler sürekli Akman’ın üzerindeydi. Çünkü, Deniz Feneri e.V.’nin Türkiye’de ilişkide bulunduğu şirketlerin pek çoğunda yönetici konumunda Akman’ın ismi de geçiyordu. Üstelik Akman, dava sanıkları tarafından kuryelik yapmakla da suçlanıyordu.

Bu süreçde Akman’ın Almanya’da bir de kooperatif yolsuzluğuna karıştığı ortaya çıktı. Davaya bakan Alman savcı ve hakimin de, ‘Asıl failler Türkiye’de’ diye gösterdiği adresten çıkan isimlerden biri de yine Akman’dı. Akman’ın RTÜK’e üye seçildikten sonra bazı şirketlerde ortaklığı da anlaşılınca, başta muhalefet partileri olmak üzere kamuoyu istifasını bekledi, ancak o istifa etmemekte direndi. Bununla da kalmadı, gerek avukatı aracılığıyla, gerekse gazete ve televizyonlar aracılığıyla yaptığı açıklamalarda hiçbir suçlamayı kabul etmedi.
Ancak, RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, Deniz Feneri e.V. davası ile Offenbach ve Frankfurt Konut Yapı Kooperatifi’ndeki (OFWG) yolsuzluk soruşturması kapsamında yaptığı açıklamaların gerçeği yansıtmadığı pek çok kez ortaya çıktı. Bu süreçte Akman’ın yaptığı açıklamalar ve sonradan ortaya çıkan ’gerçekler’ şöyle:


AKMAN: Deniz Feneri e.V. iddianamesinde hiç adım geçmiyor.

GERÇEK: Akman’ın adı iddianamede 34 yerde geçiyor. Bu ortaya çıkınca Akman, 3 Eylül’deki basın toplantısında iddianamede adının geçtiğini kabul etti. Akman, kendini, "Herhangi bir iddianamede, herhangi bir kişinin isminin zikrediliyor olması, o kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez. Ergenekon bunun en canlı örneğidir" sözleriyle savundu.


Hem RTÜK Başkanı hem tacir

AKMAN: 3.5 yıldır yurt içinde ve dışında hiçbir ticari faaliyetim yok. RTÜK Başkanı olduktan 4.5 ay sonra bütün ticari faaliyetlerime son verdim.

GERÇEK: Akman, 17 Temmuz 2005’te RTÜK Başkanı seçildi. İddianamede yer alan kayıtlara göre ise Akman, European Consulting&Marketing GmbH (Yeni Şafak Europa GmbH) Sorumlu Genel Müdürlüğü’nü, 24 Ağustos 2006’ya kadar sürdürdü. Akman’ın, Armada’ya da ortak olan Hayat Yapı Ticaret ve Yatırım Limited Şirketi’nde de halen hissedar olduğu ortaya çıktı.

Türk Ticaret Kanunu, ‘tacir’ sıfatına haiz kişileri, ‘Bir ticari işletmeyi kurup açtığını sirkülerle, gazete ilanı vasıtasıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticari sicile kaydederek keyfiyeti ilan etmiş olan kimse tacir sayılır’ diyor. Bu tanım çerçevesinde Akman, RTÜK Başkanı olmasının yanı sıra tacir ünvanına da sahip.

Canlı yayında tapu hilesi

AKMAN: Bakın size tapuyu getirdim, Hayat Yapı Ticaret ve Yatırım Şirketi, 2003’te Armada’nın yüzde 3.3’ü için 41 bin 416 YTL ödedi. Burada 2003 yılında alındığı gözüküyor. Şimdi burada değer olarak 41 milyar lira civarında bir rakam var. Bu kendi yatırımımla yaptığım bir çalışmadır.

GERÇEK: Akman, NTV’deki bu sözlerin üzerinden 24 saat geçmeden avukatı Ali Yıldız aracılığıyla kendini düzeltmek zorunda kaldı. Yıldız yaptığı açıklamada, Armada hisseleri için 41 bin değil 905 bin 597 YTL ödediğini duyurdu. Akman böylece bir günde kendi sözlerinden tam 864 bin YTL’lik geri adım atmış oldu.

Akman’ın gösterdiği tapunun da, şu anda Armada Alışveriş Merkezi’nin bulunduğu arsanın değil, Armada 2’nin yapılacağı hemen yandaki 10 dönümlük bir arsaya ait tapu olduğu ortaya çıktı.

Akman’ın limited şirketi ortağı olarak Bağ-Kur’a kayıtlı olması da gerek. Oysa Akman Bağ-Kur’a kayıtlı değil. Burada da bir yasa dışılık var.

Armada’yı mahkemeden gizlemiş

AKMAN: Armada ortaklığımı mal beyanında gösterdim.

GERÇEK: Akman’ın Armada ortaklığını mal beyanında göstermediği avukat Levent Gök’ün açtığı bir davada ortaya çıktı. Akman, 11 Şubat 2008 tarihindeki duruşmada sanık sıfatıyla savunma yaparken, mal beyanında da Armada ortaklığını göstermedi, mahkemeye eksik beyanda bulundu.


AKMAN: Binanızdan gelir elde etmeniz ticaret değildir.

GERÇEK: Eğer evinizi kiraya vererek gelir elde ederseniz, bu gayrimenkul sermaya iradı sayılır. Ancak bir şirket bünyesinde işyerlerinizi kiraya vererek elde ettiğiniz kazanç, "ticari kazanç", yaptığınız faaliyet de "ticari faaliyet"tir. Bu nedenle Armada’daki işyerleri şirket yoluyla kira verildiğinden ticari kazanç elde edilmektedir. Bu gelir kurumlar vergisine tabidir. Kurumlar Vergisi Yasası madde 6 / 2’ye göre Akman, kamu görevlisi olarak tacir durumuna düşüyor. Bu da yasaya göre suç.

AKMAN: Almanya’daki OFWG kooperatifinin fahri üyesiyim.

GERÇEK: Almanya’daki kooperatifte kurucu ve yönetim kurulu üyesi olduğu Almanya’da ortaya çıkan belgelerle kanıtlandı.
Alman Kooperatifler Yasası’nın hiçbir yerinde, kooperatif fahri ortaklığı ya da üyeliği gibi bir madde de yok.

AKMAN: Hakkımda Almanya’da açılmış hiçbir soruşturma ve kovuşturma yoktur.

GERÇEKLER:

1- Deniz Feneri ve kooperatif soruşturması ortak yürütülüyor. Burada Zahid Akman hakkında iki ayrı ceza davası var: AZ 3570Js215584/07. Diğeri: AZ 3220 Js206991707.
Suç, dolandırıcılık ve hileli iflas.

2- Kooperatif soruşturmasında Frankfurt Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla, "dolandırıcılık ve kara para aklama" iddiasıyla 25 Nisan 2007’de Akman’ın Almanya’daki evinde arama yapıldı. Bir gün sonra da, Frankfurt’taki Vakıfbank Şubesi, Zahid Akman'ın hesap hareketlerini incelemek için 26.4.2007 tarihinde basıldı. 18 adet ödendi makbuzuna el konuldu. Akman'ın ve kooperatifin hesapları araştırılıyor.

3- Kısa adı OFWG olan Offenbach ve Frankfurt Konut Yapı Kooperatifi, 2002'de kuruluyor. 2003 ile 2005'in sonuna kadar Zahid Akman burada yönetim kurulu üyeliği yapıyor. Bizzat ev almaya, bakmaya gidiyor. Kooperatif, Alman devletinden 1600 üyesi adına her yıl Konut Teşvik Primi alıyor. Yetmiyor, üyelerden de aidat alınıyor, bu 12.000.000 Euro (12 milyon Euro) ediyor. Paralar da, Deniz Feneri ile Türkiye'de Kanal 7 ve yan kuruluşlara fatura karşılığı havale ediliyor. Yani hortumlanıyor. SUÇ: Nitelikli dolandırıcılık, kooperatif yolsuzluğu, hileli iflas...

4- Bu kooperatifin sözde iş yaptığı emlakçılar sorgulanıyor. Birinin ifadesi şöyle: Zahid Akman ve Tayip Erdoğan okul (sınıf değil) arkadaşıdır. Bu arada kooperatif ile Deniz Feneri bağlantısı kesinleşiyor. Zahid Akman'la ilgili olarak ayrıca Deniz Feneri yolsuzluğu nedeniyle ceza davası açılıyor. Suç, nitelikli dolandırıcılık... Dosya no: AZ 6330 Js203391/07. Akman'ın yöneticilik yaptığı Deniz Feneri şirketleri ile ilgili tam liste bilgisine ulaşılıyor.

Görüldüğü yerde tutuklanacak

5- Zahid Akman, Türkiye'ye gidip RTÜK Başkanı olduktan sonra Almanya'da ikametini göstermeye devam ediyor. Akman’ın oturma izni 23.11.2005 yılında bittiği halde, Almanya'da ikameti görünüyor. Bu suçtur, ülkede illegal yaşadığı anlamına gelir.
Hakkında bu nedenle, "Görüldüğü yerde yakalanmalı ve hemen gözaltına alınmalı" talimatı veriliyor.

6- Alman Enerji Dağıtım Şirketi ile anlaşma yapıyor Zahid Akman ve diğer kooperatif üyeleri. Şirket, ortada kooperatif olmadığını, asıl amacın para toplamak olduğunu anlayınca, suç duyurusunda bulunuyor. Polisin Zahid Akman'la ilgili yaptığı soruşturmada suç tanımları şöyle: Ağır ve nitelikli dolandırıcılık, emniyeti suiistimal ve kara para aklama şüphesi.

7- Ayrıca Zahid Akman ve diğer üç kooperatif yöneticisi hakkında 40'dan fazla kişisel başvuru nedeniyle ceza davası açılmış durumda. Bunun dışında, özel tazminat davaları
geliyor.
Çünkü, Zahid Akman ve arkadaşlarının kooperatife vatandaş adına tahsil ettiği Konut Teşvik Primlerini devlet geri istiyor. Bunları maalesef vatandaş geri ödemek zorunda, çünkü kooperatif onların yetkisiyle bunları alıp buhar olmuş durumda...

AKMAN: Başbakan arkamda.

GERÇEK: AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Habertürk’te "Sayın Başbakan’ın, Akman’a ’ben senin arkandayım’ dediğini zannetmiyorum" diyerek Akman’ı yalanladı.


Şeyhi’nin adını almış

Akman’ın, Zahid adını da sonradan aldığı ortaya çıktı. Milliyet gazetesi yazarı Serpil Yılmaz, Aykut yerine Zahid isminin alınış öyküsünü 25 Eylül 2008 tarihli yazısında şöyle anlattı:

RTÜK Başkanı “Dr. Aykut Zahid Akman“, ismindeki “Zahid“ adını 25-26 yaşlarında alıyor.
“Dünyadan elini eteğini çekerek Allah’a yönelen“ manasına gelen “Zahid“ adının alınış öyküsünü anlatalım.

Nüfus’ta yer almıyor

Çankırı-Kurşunlu Nüfus Dairesi’nden alınan, 29.12.1982 tarihli “Nüfus Hüviyet Cüzdanı Sureti“nin “Adı“ bölümünde “Zahid“ yer almıyor, yalnızca “Aykut“ yazıyor.
Ankara Çankaya ilçesi, Çamlıtepe Mahallesi Muhtarlığı’ından verilen 26.01.1984 tarihli “İkametgâh İlmühaberi“ belgesinde de “Adı: Aykut” yazıyor.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sekreterliği’nden alınan 17.08.1983 tarihli “Öğrenci Belgesi“ nin “Adı Soyadı“ bölümünde de yalnızca “Aykut Akman“ yazıyor.
RTÜK Başkanı adına düzenlenen belgelerde “Zahid“ adına ilk kez, Vefa Yayıncılık’ın çıkardığı “İslam Mecmuası“ ile düzenlenen, “İş Sözleşmesi“nde rastlıyoruz.
Sözleşmenin düzenlenme tarihi 15.01.1984.

RTÜK Başkanı’nın “Yazı İşleri Müdürü“ olarak işe giriş tarihi olarak belirtilen 15 Ocak 1984 tarihinde, “Zahid“ adı kullanılırken, bu tarihten 10 gün sonra düzenlenen “İkametgâh İlmühaberi“nde yalnızca “Aykut Akman“ kullanılıyor.
Nüfus kâğıtlarında isimler “tam“ olarak yer alır. O nedenle, nüfus kâğıdı ibraz edilerek alınan “ikametgâhlarda” da kimlik bilgilerinin esas alındığını düşünebiliriz.
Bu durumda Mehmet Zahid Kotku’nun lideri olduğu, Nakşibendi tarikatının güçlü cemaatlerinden (Başbakan Erdoğan’ın da aynı çevreden bilindiği) İskenderpaşa Dergâhı’nın çıkardığı ‘İslam Mecmuası’nda, “Zahid” adının kullanılması “hukuki” kriterlere uygun görünmüyor.
Şu yorumu yapmak mümkün olabilir:
Aykut Akman, “Zahid“ adını İslam Mecmuası’nda işe başladıktan sonra almış.
Nitekim, RTÜK Başkanı’nın İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde verdiği “TRT Televizyon Haberciliği“ tezi, 1987 yılını gösteriyor. Ve bu belgede “Zahid“ adı yer alıyor.

Coşan öncülük etmişti

M. Zahid Kotku, RTÜK Başkanı’nın “hocası.”
Kotku’nun 1980 yılında vefatıyla boşalan İskenderpaşa Cemaati liderliğini damadı M. Esad Coşan (2001 yılında vefat etti) almıştı.
Derginin kuruluşuna da Coşan’ın önderlik ettiği biliniyor.

Siyasetçilerin dergâhı

Turgut Özal, Necmettin Erbakan gibi siyasi liderlerin de “hocası“ olan Coşan’ın, medyayla ilgili şu sözü bu vesileyle anılmayı hak ediyor:
“Bir toplumun en uyanık insanları, basınla ilgili insanlardır.”
Tevekkeli değil, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davasında “Kanal 7 yöneticisi“ olarak Akman’ın adı sıkça gündeme geliyor.
(Tempo24)