Sosyoloji profesörü ve yazar Richard Sennett'in İnşa Etmek ve Yaşamak: Şehir Etiği adlı kitabı, Ayrıntı Yayınları tarafından ilk kez Türkçe olarak yayımlandı. Şehir planlaması, mimarlık ve sosyoloji alanlarına özgün bir perspektif sunan kitabında Sennett, modern şehirlerin mimarisiyle bu şehirlerdeki yaşam biçimlerini derinlemesine ele alıyor. Antik Yunan'dan günümüzün küresel metropollerine uzanan örneklerle, şehirlerin yalnızca fiziksel birer yapı değil, aynı zamanda sosyal ve etik birer meydan okuma olduğunu ileri süren Sennett, kontrol edilen "kapalı şehir"lerin dünyaya yayılmasına karşılık "açık şehir"leri savunuyor. Şehirleşmenin geleceği üzerine yeni bir vizyon ortaya koyan İnşa Etmek ve Yaşamak: Şehir Etiği, şehirlerin kapsayıcı, esnek ve insan odaklı tasarlanması gerektiğine dikkat çekiyor.
Ayrıntı Yayınları, Richard Sennett'in Kamusal İnsanın Çöküşü, Gözün Vicdanı, Karakter Aşınması, Otorite, Saygı, Yeni Kapitalizmin Kültürü, Zanaatkâr ve Beraber kitaplarının ardından İnşa Etmek ve Yaşamak: Şehir Etiği adlı çalışmasını okurlarla buluşturdu. Ağır Kitaplar dizisinden çıkan kitabı Türkçeye Aydın Çavdar çevirdi.
Richard Sennett bu kapsamlı çalışmada, Antik Yunan'dan yola çıkarak yirmi birinci yüzyıl Şanghay'ına kadar uzanan bir bağlamda şehirlerin mimari biçimleriyle insanların yaşayışı arasındaki kederli ilişkiyi ele alıyor. Paris, Barselona ve New York'un modern biçimlerini nasıl kazandıklarını analiz ederken, bizi Kolombiya'nın Medellín şehrinin arka sokaklarından Manhattan'daki Google merkez binasına kadar günümüzün mekânlarında sosyolojik bir tura çıkarıyor.
Sennett belli kesimlere ayrılan, düzen altına alınan ve kontrol edilen "kapalı şehirlerin" Kuzey Yarımküreden Güneye doğru yayılmasından yakınıyor. Alternatif olarak, vatandaşlar arasındaki farklılıkların aktif şekilde tartışıldığı ve planlamacıların kentsel biçimler üzerinde deneyler yaptığı "açık şehri" savunuyor, insanların karmaşayla nasıl başa çıkabileceğini anlatıyor.
“Marmara Denizi’ni kurtarmak için 1 milyar dolar gerekiyor” – Prof. Dr. Bayram Öztürk anlatıyor |