Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, "vesayet kurumunun, iktidardan normal yolla indirilemeyecek bir zorbalık rejimi olduğunu" savunarak "O sebeple Türkiye'nin çoğunluğu Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 10 sene içinde vesayete karşı bir beyaz ihtilal, diğer bir deyimle bir demokratik ihtilal yapmak zorunda kalmıştır. Bütün yaşadıklarımızı da bu çerçevede değerlendirmek gerekir" görüşünü dile getirdi.
Rasim Ozan Kütahyalı'nın "Anadolu ihtilali ve karşı-ihtilal teşebbüsleri" başlığıyla yayımlanan (20 Mart 2017) yazısı şöyle:
16 Nisan 2017 günü 21 Temmuz 1946 hileli seçimlerinden beri süren demokrat- vesayetçi kavgasının son raundu olacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin milletin çoğunluğunun oylarıyla geçmesiyle birlikte demokratik siyaset kurumu bürokratik vesayet kurumuna karşı kesin bir zafer kazanacaktır...
***
Demokrasinin 16 Nisan'da kesin galibiyetinin ardından ileride yapılacak seçimlerde hangi partiden kim 5 seneliğine Cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin kazanan demokratik siyaset kurumu olacaktır...
***
Demokratik yolla seçilen siyasetçilerin de büyük hataları ve hatta dev yanlışları olabilir ama 5 sene sonra bunun bedelini öder ve iktidardan indirilirler. Zaten bu sistem geçtiğinde en fazla da 10 sene iktidarda kalabilirler ve sonra isteseler de istemeseler de emekli edilirler...
***
Vesayet kurumu ise isteseniz bile iktidardan normal yolla indiremeyeceğiniz bir zorbalık rejimidir. Zaten o sebeple Türkiye'nin çoğunluğu Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 10 sene içinde vesayete karşı bir beyaz ihtilal, diğer bir deyimle bir demokratik ihtilal yapmak zorunda kalmıştır. Bütün yaşadıklarımızı da bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Aksi halde Türkiye gerçeğini anlayamazsınız...
***
AK Parti'nin ilk 5 yılı geçmişteki DP, AP, ANAP dönemi gibi sadece hizmet ağırlıklı ve vesayetin tabularına bulaşmayan bir yönetimdir. Ama son 10 sene içinde yaşadığımız kansız bir sandık ihtilalidir. Belki de en doğru tabirle Anadolu ihtilalidir...
***
Olağan bir 10 yıl yaşamadık ve yaşamıyoruz. Olağanüstü ama her şeyin milletin çoğunluğunun desteği ile yapıldığı, vesayete karşı bir siyasal ihtilal sürecini hâlâ yaşıyoruz. 16 Nisan 2017 işte bu Anadolu ihtilalinin, bu beyaz ihtilalin, bu demokratik ihtilalin son aşaması olacaktır...
***
Vesayet kurumu iktidarı terk etmeme yönünde 2007'den itibaren olağanüstü ve zorba yöntemlerle direnmeye çalıştığı için o vesayeti kırma amaçlı olağanüstü tasfiye süreçleri zorunlu olarak yaşanmıştır ve milletin çoğunluğu da bu tasfiyeleri desteklemiştir 2014'e kadar. Şüphesiz demokratik bile olsa her ihtilal sürecinde olduğu gibi burada büyük haksızlıklar da olmuştur. Bu dönem Anadolu ihtilalinin birinci aşamasıdır...
***
Hemen ardından bu tasfiyelerin de baş aktörü olan grup Türkiye tarihinde görülmedik biçimde terör örgütüne dönüşerek yıkılan vesayetin yerine kendisi kumpasçı bir vesayet rejimi inşa etmek istemiş ve Anadolu ihtilalinin ikinci aşaması da bu noktada başlamak zorunda kalmıştır. Hem 17-25 Aralık hem de korkunç 15 Temmuz ihaneti demokrasiyi hedefleyen karşı- ihtilal teşebbüsleridir...
***
Geçmişte de 27 Nisan 2007 ve 14 Mart 2008 kapatma davası rezaletleri demokrasi düşmanı karşı-ihtilal teşebbüsleriydi. Milletin çoğunluğu Erdoğan'ın liderliğinde hem ihtilalin birinci aşamasında hem de ikinci aşamasında bu vesayetçi karşı-ihtilal teşebbüslerini bertaraf etmesini bilmiştir...
***
Anadolu ihtilalini yok ederek yeni bir vesayet rejimi kurmak isteyen hain örgüt FETÖ bugün yerle yeksan olmuş ve yüzde 95 oranında devletten temizlenmiştir. Fakat Türkiye'nin çoğunluğunun öteden beri devam eden klasik vesayetçiliğe karşı kavgası sürmektedir. 16 Nisan 2017 işte bu yüzden hayati önemdedir. 16 Nisan 2017 Anadolu ihtilalinin neticeleneceği gündür...