Sağlık

Rahim ağzı kanseri

Rahim ağzı ya da diğer adıyla 'serviks' kanseri, cinsel temas sırasında kanama veya ağrı, anormal vajinal akıntı veya kanama, bel ve kasık ağrılarıyla kendini gösterebilir.

08 Temmuz 2008 03:00
Kadın rahmi, gövde ve rahim ağzı kısımlarından oluşur. Rahim ağzı, rahmin doğum sırasında genişleyerek bebeğin çıkmasını sağlayan kısmıdır. Bu kısmı oluşturan hücrelerin anormal bölünmesi ve üremesi sonucunda rahim ağzı kanseri oluşur.

Rahim ağzı kanseri, jinekolojik tümörler içinde sağlıklı kadınlarda yapılan düzenli tarama ile önlenebilen tek kanserdir. Uygulaması oldukça kolay olan pap-smear testi rahim ağzında kanserleşme eğilimi olan hücrelerin saptanmasını sağlar. Bu hücrelerin kanserleşmeden tedavisiyle tam iyileşme mümkün olur.

Rahim ağzı kanseri oluştuktan sonra lenf bezlerine, çevre organlara ve kan damarları yardımı ile uzak organlara yayılabilirler.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların başında gelen AIDS virüsü (HIV) ve insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonları serviks kanseri oluşumunda önemli risk faktörlerindendir. Sigara kullanımı, çok sayıda kişiyle cinsel temas, cinsel hayatın erken yaşlarda başlaması diğer risk faktörleridir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Cinsel temas sırasında kanama veya ağrı, anormal vajinal akıntı veya kanama, bel ve kasık ağrıları en sık belirtileridir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Hastalığın yaygınlığı tedavinin şeklini belirler. Hastalığın evresine göre cerrahi, radyoterapi, radyoterapiyle eşzamanlı kemoterapi veya sadece kemoterapi uygulanabilir.

Cerrahi tedavi yerleşimi rahim ağzı bölgesinde sınırlı tümörlerde uygulanır. Bu girişim tümörün boyutuna göre küçük cerrahi tekniklerden (biyopsi), tüm rahim, rahim ağzı ve lenf bezlerinin alındığı (histerektomi ve lenfodenektomi) büyük cerrahi tekniklere kadar değişmektedir.

Radyoterapi rahim ağzı kanserinin her aşamasında uygulanabilen tedavi yöntemidir. Rahim ağzında sınırlı tümörlerde cerrahi veya radyoterapi ile şifa oranları benzerdir. Ayrıca radyoterapinin etkisini artırmak amacıyla radyoterapiyle birlikte kemoterapi uygulanabilir. Bu durumda radyoterapinin yan etkileri artabilir.

ERKEN TANISI MÜMKÜN MÜDÜR?

Cinsel yaşamın başladığı yaştan itibaren kadınlar her yıl düzenli olarak kadın-doğum uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Düzenli aralıklarla rahim ağzı ve hazne akıntısından alınan örnekler patolog tarafından incelenir. Bu sayede kanser oluşmadan önce veya çok erken evrede tanı koymak mümkündür. Erken tanı konan hastalar tamamen iyileşir.

(KAYNAK: Tıbbi Onkoloji Derneği- http://www.kanser.org)