arih Profesörü İlber Ortaylı, Mustafa Kemal Atatürk için söylenen ''ebedi şef'', ''önder'' sözlerinin zamanla bir ezber değil realite olduğunu anladığını belirterek, ''Hiç bir lider, 71 yıl sonra, günün getirdiği değişikliklere rağmen hala 'ebedi önder' olarak anılmıyorsa, orada durmak lazım'' dedi.
Prof. Dr. Ortaylı, Haliç Üniversitesi öğrencilerine ''Atatürk'' konulu bir konferans verdi.
Rönesans döneminin bir ifadesi olan hümanizm fikrinin biraz hayalci bir yaklaşım olduğunu, çünkü bu felsefenin bazen insanı sevmekten değil bir başkasına olan düşmanlıktan ileri geldiğini belirterek, ''Filistinlileri sevmenin Yahudi düşmanlığından ileri gelebildiği'' örneğini verdi.
Prof. Dr. Ortaylı, ''Avrupalılar aslında Yahudi düşmanıdır. Bu toplumlar aslında iptidaidir, dünyaya kapalıdır'' diye konuştu.
Dinler arası toleransın da aslında var olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ortaylı, Yahudilerin Müslümanlığı ''şarlatanlık'' olarak gördüklerini, Hıristiyanların ise ''dinde bir sapma'' olarak değerlendirdiklerini anlattı.
Almanların, Yahudi ve çingenelere karşı 2. Dünya Savaşı'nda yürüttükleri soykırımı kabul etmek istemediklerini ve akademisyenler düzeyinde bile bahaneler uydurduklarını ifade eden Prof. Dr. Ortaylı, ''Tarihleriyle barışmadılar, barıştırıldılar. Nürnberg duruşmaları ve Avrupalı siyasilerin baskısı ile onlara bazı şeyler empoze edildi'' dedi.
Ölümünün 71. yılında Mustafa Kemal Atatürk'ten hala ''ebedi önder'' diye bahsedildiğine işaret eden Prof. Dr. Ortaylı ''Bizim zamanımızda Atatürk için 'ebedi şef', 'önder' sözü ezberletilirdi. Zamanla bunun bir ezber değil, bir realite olduğunu anladık. Hiç bir lider, 71 yıl sonra, günün getirdiği değişikliklere rağmen hala ebedi önder olarak anılmıyorsa, orada durmak lazım'' şeklinde konuştu.
Öğrencilerden Cumhuriyet tarihi ve Osmanlı İmparatorluğunun son 50 yılını gözden geçirmelerini isteyen ve kaynak kitaplar tavsiye eden Prof. Dr. Ortaylı, Atatürk'ün bir dahi olduğunu, dahi olan insanların sistematik bir eğitim görmedikleri dallarda bile ihtisas sahibi olabildiklerini dile getirdi.
Osmanlı devletinde ileri zabitler yetiştiren Erkanı Harb Mektebi'nde eğitim alan Atatürk'ün bir kurmay olarak farklı ihtisas alanları olduğunu anlatan Prof. Dr. Ortaylı, onun tarih ve coğrafyaya hakim olmak fikriyle Dil, Tarih Coğrafya Fakültesini kurduğunu, İstanbul Üniversitesini de Almanya'dan getirdiği uzmanlarla ihya ettiğini belirtti.
Atatürk'ün Bizans dönemi uzmanı yetiştirmek amacıyla da 7 çocuk okuttuğunu söyleyen Prof. Dr. Ortaylı, ''Cumhuriyet, Bizans kültürünü sistematik olarak tahrip etmiştir'' şeklinde eleştiriler yöneltenlere yanıt olarak cami olarak bir numaralı mabed kabul edilen Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesini örnek gösterdi.
Prof. Dr. Ortaylı ''Böyle bir kiliseyi müzeye dönüştüreceksin. Dünyada bunun örneği yoktur'' dedi.
İlber Ortaylı, Atatürk'ün bu anlayışının 1940'lardan sonra ortadan kalktığını, o hümanizmin, o geleneğin anlaşılamadığını ifade etti.
Konferansın sonunda Prof. Dr. Ortaylı'ya, Haliç Üniversitesi Mütevveli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu tarafından teşekkür plaketi sunuldu.