Politika

Prof. Hüseyin Hatemi: Gülen hareketini Türk istihbaratı kurdurdu

Hatemi, geçen hafta Aksiyon'a verdiği söyleşide Erdoğan'ı kastederek, "Sonunun, Menderes gibi olmaması için acıyorum" demişti

01 Şubat 2016 14:50

12 Eylül döneminde görevden uzaklaştırılan 1402’lik akademisyenler arasında yer alan ve şu an İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, "Fethullah hareketini ilk başlatan, kanaatimce Kürt-Nurculuğuna karşı bir görünürde Nurculuk, gerçekte Türkçülük akımı yaratmak isteyen Türk istihbaratı oldu" iddiasında bulundu.

Hatemi, geçen hafta Gülen cemaatine yakın yayın organlarından Aksiyon dergisine verdiği söyleşide, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı kastederek, "Sonunun, Menderes gibi olmaması için acıyorum" demişti. Bunun üzerine bir açıklama yapan Hatemi, sözlerinin çarpıtıldığını ileri sürmüş, ancak Aksiyon dergisi röportajın ses kayıtlarını yayımlayarak iddiaları reddetmişti. 

"Son seçimden sonra da kötü gidişten dönülmediğini görünce AKP'ye olan ümidimi yitirdiğim" diyen Hatemi, "Ancak dost kaldığımı söyledim. Bunun üzerine zibidi saldırısı başladı. Bu kadar söyleyelim" ifadesini kullandı. AKP'ye yönelik eleştirileri nedeniyle kamuoyunda 'Ak troll' olarak bilinen iktidara yakın Twitter hesapları tarafından hedef alınan Hatemi, "AK Parti de maalesef bunları adam yerine koyuyor" diye konuştu.

Yeni Yüzyıl gazetesinden Esra Elönü'nün sorularını yanıtlayan (1 Şubat 2016) Prof. Hatemi'nin açıklamaları şöyle:

Günde kaç kez İrancılıkla suçlanıyorsunuz? İrancı mısınız?

- İran toplumunun yüzde 100 bir Medine-i fazıla toplumu olduğu için, yahut başka bir sebeple değil, sadece günümüzde İslam’a bağlılığı en yüksek derecede olduğu için severim. Ancak, ceza hukuku yorum ve uygulamalarını tasvip etmem. Şu halde İrancı değil, İslam bağlısıyım. Şimdi kılkuyruk zibidiler bir ağızdan “Takuniyye yapir!” dese de vız gelir. Twitter’dan geçen salı günü sabah ayrıldıktan sonra suçlamaları duymuyorum. Twitter’da iken günde ortalama 4-5 kez oluyordu. Sövgüsüz, tehditsiz, vakur dil

AK Parti’nin bile adam yerine koymadığı aktrolleri neden dikkate alıp Twitter’ınızı kapatıyorsunuz?

- Ben kapatmazdım ama gerek çekirdek, gerek kabuk ailedeki huzursuzluk ve tepkiler karşısında yapacak bir şey bulamadım. AK Parti de maalesef bunları adam yerine koyuyor. 

Gerçek Müslüman’ın eleştiri dili nasıl olmalı sizce?

- Sövgüsüz, tehditsiz, vakur ve insaflı bir dil olmalı! Böyle olması için gerekli şartlar toplumumuzda yok, Fakıyh de derviş de şair de ‘valide ve zevce dümdüz gitmeyi’ marifet sayıyor.

Türkiye’de Paralel Devlet Yapılanması konusunda henüz herkes uyurken ilk ayılanlardan biri de sizdiniz. Gördüğünüz ilk tehlike neydi?

- Fethullah hareketini ilk başlatan, kanaatimce Kürt-Nurculuğuna karşı bir görünürde Nurculuk, gerçekte Türkçülük akımı yaratmak isteyen Türk istihbaratı oldu. 1980 darbesinden sonra bu hareket mensuplarının da kovuşturulması dönemi başladı. Özal döneminde ABD Ankara Elçisi Abramovitz bu hareketin İran’a yayılmasına karşı kullanabilir olduğunu Özal’a telkin etti. 28 Şubat döneminde o zamanlar öyle düşünüyordum ama herhalde “danışıklı” olarak bir kaset ortaya atılıp Gülen’in ABD’de kalması sağlandı. Türkiye’nin gidişinden memnun olmayan emperyalist odak 2013’te önce “Gezi Olaylarını” başlattı. Başarıya ulaşmayınca “Fethullah hareketi”nin bir darbe yapmasını tasarladı. Bu darbe de 2008’deki “başsavcı darbe teşebbüsü” gibi olacaktı. Bunda da muvaffak olunamadı ve bu harekete karşı savunma tedbirleri alındı. 2010’da tehlikeyi belirtmiştim. Ancak Gülen’in iyi niyetli olup çevresini saranların emperyalist odağın işbirlikçisi olduğunu zannediyordum. Cumhurbaşkanı da Başbakan olduğu o dönemde böyle sanıyordu.

Paralel Örgüt, Selam Tevhit Örgüt üyeliğinden sizi de dinlemiş; sizin tane tane naif konuşmalarınızın tamamını dinleyebilmişler midir?

- Öküz altında buzağı arama gayretiyle hareket ettikleri için bir bahane bulma gayretiyle sonuna kadar dinlemişlerdir zannımca?

 

"Son seçimde ümidimi yitirdim"

 

17-25 Aralık’ta Erdoğan’ın yanında olduğunuz aşikardı. Şimdi nasıl oluyor da bu paralel köstebekler sizin Erdoğan’ın sonunun Menderes gibi olacağından korktuğunuzu söylediğinizi iddia ediyor?

- Yalnız 17-25 Aralık sürecinde değil, Sayın Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı olduğundan itibaren, cezaevinden çıkıncaya kadar içtenlikle onu savundum. Ancak AK Parti’nin kuruluşu sırasında, kadro bana “mükemmel” görünmedi ve bir müddet hazırlık yapılmasının doğru olacağını düşünüyordum. Parti kurulduktan ve iktidara geldikten sonra “tezkere” olayı bu kanaatimi güçlendirdi. Fakat enflasyona karşı başarı, tezkerenin Meclis’ten geçmemesi, tekrar AK Parti’ye meyil etmeme sebep oldu. Hele 2007 Cumhuriyet mitingleri ve 2008 başsavcı darbesi dolayısıyla AK Parti’den çok AK Partili oldum. 2010 sonuna kadar böyle gitti. Maalesef 2010’dan sonra AK Parti’ye BOP çelmesi takıldı. 2012 yılında dördüncü kez yazmaya başladığım zaman, Yeni Şafak’ta yanlış gidişi belirtmeye çalıştım. Bu kez de “zibidiler”in “Şiilik” hücumları başladı. Gazeteden ayrıldım ve yeniden ümitsizliğe düştüm. 17-25 Aralık darbe girişimi savulunca tekrar AK Partili yönüm canlandı. Ancak, son seçimden sonra da kötü gidişten dönülmediğini görünce ümidimi yitirdiğimi ancak, dost kaldığımı söyledim. Bunun üzerine zibidi saldırısı başladı. Bu kadar söyleyelim.

 

"Alevi çalıştayı da barış süreci
gibi fare doğurdu"

 

Geleneksel dindarlık kafasıyla IŞİD’le mücadele edilebilir mi?

- Geleneksel dindarlık terimine yüklenen anlama göre değişir. Samimi Hanefi Müslümanlık IŞİD’le mücadele edebilir. Tekfircilik, haricilikle elbette IŞİD’le mücadele edilemez, IŞİD’e sevgi duyurulur. Çünkü bu akımlar esasen IŞİD’ in doğmasına sebep olmuştur. 

Şii misiniz?

- Ehl-i Beyt yolunda Müslümanım Elhamdülillah!

Mehdi’nin İstanbul’dan çıkacağını söylediğiniz iddia ediliyor öyleyse neden İstanbul?

- Ben böyle bir söz söylemedim. İnancıma aykırıdır. Sadece İslam’ın Batı’ya İstanbul merkezinden tebliğ edileceğini söyledim. Bu İslam gerçek İslam olacaktır. Evrensel temel hukuk ve ahlak ilkelerinin İslam’ı! Burada dayandığım Kehf Suresi’nde yer alan “İki yetimin hazinesi” (Hızır ve Musa kıssası) remzidir. 

Akademisyenlerin bildirisine imza atar mıydınız? İçinde barışın geçtiği lakin PKK’nın hendeklerin, topraklarından sürgün edilmek zorunda bırakılan Kürt halkının terör tahrikinin bahsinin hiç geçmediği bir metin nasıl barış bildirisi olabiliyor?

- Bildiriye bu şekliyle imza atmazdım. Ancak sivillerin zarar görmemesi için son derece dikkat gösterilmesini isteyen bir bildiri olsa idi imzalardım. 

Alevi kardeşlerimiz sizce mutlu mu? Mutsuzluk sorunu nasıl çözülmeli sizce? Ya da mutsuzlarsa neden mutsuzlar?

- Alevilerin genellikle mutlu oldukları söylenemez. Ancak, Alevi çalıştayları da barış süreci gibi fare doğurdu. Bir taraftan mutlu olmalarını dilemek, diğer taraftan yeni köprünün adını Yavuz Sultan Selim koymak sağlam bir bakışa sahip olmadığımızı göstermiyor mu? 

Tayyip Erdoğan’ın sizin sözlüğünüzdeki anlamı ne?

- Dürüst ve iyi niyetli. Ancak, Mervanlar karşısında Osman saflığı gösterebilir. Bu konuda o’nu uyarma kötü niyet belirtisi midir? 

Ekran dindarlığıyla, ekran hocalığıyla Kuran’ı yanlış anlama sorununun önüne geçilebilir mi?

- Asla geçilemez. Sadece çorap ve cep delikliğinin önüne geçilebilir. 

Kemal Alemdaroğlu, üniversitede beslediğiniz kedileri başörtülü sandığı için mi toplatmak istedi?

- Hayır, “çevre kirliliği” sebebi olduğu gerekçesiyle “toplatmak” değil, “yoklamak” (yok etmek) istedi. 

Doğu’daki kaos ve terör ilk hangi hamleyle çözülebilir sizce?

- Kürt mümin kanaat önderleri, Bediüzzaman halefleriyle Türk mümin kanaat önderlerini toplayarak danışılmalı ve ırkçı beyanlar ve eylemlerle Kürtler ayrılıkçılığa itilmemeli! İrlanda örneği incelenmeli. 

Yeniden akil heyeti kurulsa ilk beşte hangi isimler olmalı sizce?

- Söylesem tam aksi yapılabilir. Kendileri bulsunlar. 

Aziz Mahmut Hüdayi Cami’nin imamı Mehmet Efe soğuk günlerde kedileri camide beslediği için takdir de gördü eleştiri de aldı. Kedilerle saf tutulamaz mı? Şeytanla aynı ortamda olabiliyoruz da kedilerle neden olmayalım?

- Cami içi temiz tutulabiliyorsa ne mahzuru var? Çok sevimli bir tutum! Mehmet Efe Bey’i tebrik ederim. Resuli Ekrem’in ( S.A) hane-i saadetinde Muazza Hanım yok mu idi? 

Eşiniz Kezban Hatemi, Türkiye’nin çok sevdiği bir isim. İkiniz de hukukçusunuz peki kim kimin avukatı?

- Ben avukat olmadığıma göre Refika- i Şefikam benim avukatımdır. 

Sizden sonra kiminle röportaj yapsam da okusanız? 

- Kabul ederlerse Niyazi Sayın Bey.

En sevdiğiniz Kemal Sunal filmi?

- Merhum Kemal Sunal’ın filmlerinin adlarını hafızamda tutamadım. Ancak izlediklerimden hoşlandım. Sadece bir filminde sevenler ahirette dahi kavuşamıyorlardı ki, bu sonu doğru bulmadım! 


Hangi liderle hangi çizgi filmi izlemek isterdiniz?

- İyi bir çizgi film ise, yine de Cumhurbaşkanı’yla izlemek isterdim. 

En zeki düşmanınız?

- Bir dost bulamadım. En zeki düşmanın yok. Kırtıpil, kıtipiyoz, kılkuyruk, vıddırı vızık var. 

İslamcılardan yakın dostunuz?

- İslamcı kalmadı ki dostum ola… İslamcı diye ün kazananları söylüyorum. Gizli hazineler vardır ama “Bir dost bulamadım gün akşam oldu.” 

İkizlikle alakalı ‘Tek yumurta mı çift yumurta mı’ sorusuna en son ne zaman maruz kaldınız?

- Bu soruya sık sık muhatap oluyorum. Sonuncusu yanlış hatırlamıyorsam iki ay kadar önceydi. 

Babanıza aldığınız en son hediye?

- Babam, altı ay süren bir rahatsızlık döneminden sonra 1970’te vefat etti. Daha Anneler Günü kutlaması dahi yoktu veya yaygınlaşmamıştı. Hediye sayılmaz ama babama 1970 yılının mart başında yemesi için aldığım eti yiyemeden babam vefat etti. Bunu düşününce içim acır. 

İnsanların kedilerden öğrenebileceği ilk şey?

- “Kediler Rabbimin şiirlerdir/ Ne kadar çok sevilseler yeridir.” Dale Carnegie’ye göre bir de insana gerginlikten kurtulmuş olarak uyumayı öğretirler. Hayvan sevgisi, kedi sevgisi olmayan bir “Ehlullah” yoktur. 

En sevdiğiniz Sezen Aksu şarkısı?

- Keşke “Ol gülün gülzar-ı hüsnü bad-i minnet bulmasın, ab-ü tabıyla bu şeb haneme canan geliyor, gözümde daim hayal-i cana”yı okusaydı! Yanılmıyorsam Sezen Aksu’nun okuduğu “Sen ağlama” şarkısını severim. 

Tahammül edemediğiniz bahane cümlesi.

- Bir hayırlı girişime katılmaktan korkanlar, katılmamak için kullandıkları her türlü bahane cümlesinden hoşlanmam. Sövgüden nefret ederim 

En sık ettiğiniz küfür?

- Çok nadir olarak şiddetli bir “Eşşoğlu eşşek!” demişsem ardından nedamet duyarım. Küfrü mucip sövgü sözlerinden nefret ederim. Cinsi küfürler gibi! Son yıllarda elhamdülillah kızdığım zaman sadece “zakkum!” demeyi başarıyorum. 

İkizinizin en sevdiğiniz ama sizde olmayan bir özelliği?

- Sevdiğim özelliklerin cümlesi bu Fakıyr’de cem olduğu için elhamdülillah biraderime gıpta eylememe mahal kalmıyor. 

Meclis’in en Hulusi Kentmen’i kim?

- Maalesef tek bir Hulusi Kentmen dahi göremiyorum. 

Çocuklarınıza tavsiye ettiğiniz ilk kitap?

- Ben başaramadım ama çocuklarımıza iyi derede Kur’an dili öğretilirse, aslında Kur’an-ı Kerim okumalarını tavsiye ederdim. 

Çorabınız delik de olsa evine gitmekten çekinmeyeceğiniz dostunuz?

- Allah düşmanımı bile delik çorapla bırakmasın. 

Yaşayan Ebuzer Gıffari kim?

- Görürseniz lütfen, Allah rızası için bana da söyleyin! Ebuzer yok ama bol miktarda Mervan’ın sürüsüne gayri bereket.

 

"Demirel kedimin ismini cebine koydu"

 

Kedilerinizi türbede mi buldunuz isimleri çok mübarek?

- Erkek kedinin ismi, Garibuddin Derviş Reşat Sabri Şakir Siyaveş Siyamek Feridun Minuçehr Abdulhannam Abdulmennan Tayfur Hatemi. Anne kedi vefat etti geçen sene beş yavrusunun adları; Ferhunda Funda Füreyya Hatemi, Feride Simin Fıtta Hatemi, Nakiyye Ber fin Beyza Hatemi, Taliban Mihriban Lale Tulpe Tuğba Hatemi, İlknur Cevriye Haykanur Derga Hatemi. Bir de bizim vefat eden bir kedimiz vardı. Merhum Demirel uzun ismini duyunca bunu alın demişti, cebine koymuş kahkaha atarak: Abdürrahim Miyavüddin Canki Ebu Mırmır ibni Mırnav Hüreyretullah Hayrullah Lütfullah Sadullah Maşallah Tayfur Hatemi.