Yaşam

Polisler neden intihar ediyor?

Emniyet Genel Müdürlüğü raporunda polis intiharlarının sebebi kişisel sorunlar olarak belirtilse de farklı raporlar mesleki koşullardan doğan sorunların da etkili olduğunu gösterdi

01 Kasım 2013 15:04

Milliyet Ankara Haber Müdür Gökçer Tahincioğlu, diğer memuriyetlere kıyasla polisler arasında neden daha yüksek intihar oranlarına rastlandığını araştırdı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün raporlarına göre, polis intiharları ‘kişisel sorunlara’ dayanıyor. Ancak Emniyet-Sen’in verileri, intiharlarda ‘mesleki koşullardan doğan sorunların’ da etkili olduğunu söylüyor.

Murat Taşdemir’in “Polis İntiharlarının Sosyal Yönleri” başlıklı yüksek lisans tezinde intiharların büyük bölümünün; ‘mesleğin ilk dört yılındaki genç polisler arasında’ meydana geldiği belirtiliyor. Araştırmaya göre, 1996-2005 yılları arasındaki 289 polis intiharı olayı var. İntiharlar genellikle beylik silahlarla yapılıyor. Polis intiharları sadece Türkiye’nin sorunu değil.

National P.O.L.I.C.E. Suicide Foundation (Ulusal Polis İntihar Kuruluşu) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, her yıl Amerika’da yaklaşık 300 polis intihar ediyor. Resmi olarak varlığı kabul edilmeyen, kurulan ilk polis sendikası olan Emniyet-Sen’in verilerine göre ise 1990’da 5, 1991’de 9, 1992’de 3, 1993’te 2, 1994’te 22, 1995’te 23, 1996’da 38, 1997’de 33, 1998’de 32, 1999’da 29, 2000’de 49, 2001’de 47, 2002’de 29, 2003’te 27, 2004’te 26, 2005’te 19, 2006’da 29, 2007’de 28, 2008’de 27, 2009 yılında 27, 2010’da 22, 2011’de 26 polis intihar etti.

2000-2010 arasında intihar eden polislerden 3’ü 1. sınıf, 1’i 3. sınıf, 1’i 4. sınıf emniyet müdürü. 1 emniyet amiri, 6 başkomiser, 4 komiser, 7 komiser yardımcısı, 427 polis memuru, 27 bekçi intihar etmiş.

Emniyet’e göre, 97’si bunalım, 64’ü ailevi nedenler, 56’sı maddi problem, 18’i özel hayat, 2’si sarhoşluk nedeniyle yaşamına son vermiş. Diğerlerinin gerekçesi bilinmiyor.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun CHP’li Üyesi Levent Gök’ün çalışmasına göre ise son 12 yılda intihar eden polis sayısı 600. Gök’ün hesabına göre, yılda 50 polis intihar ediyor. Gök, yaptığı çalışmada, intiharların nedenleri konusunda, “Eylemde, komşusunu, arkadaşını, yakınlarını görüyor. Sert bir müdahaleyi içinden doğru bulmayabiliyor. Ancak, katı hiyerarşik sistemde, bu müdahale zorunlu olduğu için üstünde bir baskı oluşuyor” yorumunu yapıyor. Mesai saatlerinin ailesi, yakınlarıyla birlikte olmasını engellediğine dikkat çeken Gök, bunun psikolojik baskıyı artırdığını vurguluyor.


Sosyal hizmet yok

 

Ağır bir yük, suçlamalar, görevler, bitmek bilmez mesai polisler üzerinde ağır baskı yaratıyor.
Peki, bütün bu baskıdan kurtulmak için, rahat bir soluk almak için yeterli imkanları var mı polislerin?
Ne kadar sosyaller, sosyal imkanları neler?

Şunları anlatıyor polisler:

“Polis teşkilatı olarak polis evleri, polis tatil merkezleri ve polis moral eğitim merkezleri gibi bazı sosyal tesislerimiz vardır ancak bu tesis ve tatil merkezlerinden sürekli olarak rütbeliler sınıfı faydalanmakta polis memurlarına sıra gelmemektedir. Polis evlerinde yapılan “amir bölümü”, “memur bölümü” gibi ayrımcı uygulamalar da polis memurlarını bu tip yerlerden uzaklaştırmıştır. Sosyal Hizmetler Daire başkanlığı ve şubeler de kuruluş amaçları doğrultusunda çalışmamakta ve çok eksik kalmaktadır.
Bu şubeler sadece lojman dağıtır, taziye ve geçmiş olsun ziyaretlerine gider. Örneğin sosyal yardımlaşma adıyla kurdukları ve bütün polislerden aylık kesilen fonun ne şekilde harcandığı bir muammadır. Maddi sorunlar yüzünden intihar eden veya intihar eşiğinde olan hiç kimseye bu fondan herhangi bir yardım yapılmamaktadır. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığının sitesinde “istatistikler” diye kocaman bir buton olmasına rağmen herhangi bir istatiğe ulaşamazsınız.”

Bu ağır koşullar sonrasında rahat bir emeklilik hayatı da beklemiyor polisleri. Zaten bütün meslekler için güç olan emeklilik polisler için daha da ağır. Bir polis, “Görevde iken maddi ve psikolojik sorunlarla boğuşan polis, emeklilikte de aynı sorunlar altında ezilmektedir, Polis hem emekli ikramiyesini az almakta hem de normal devlet memurundan daha fazla yani en az  yüzde 60 oranında maaş kaybına uğramaktadır” diye aktarıyor yaşadıklarını. 

Emniyet Sen’e göre de polisle aynı görevi yapması nedeniyle hemen hemen emsali sayılan bir jandarma astsubayının ek göstergesi 3600 iken, polis memurunun göstergesi 2200 olduğundan, bir astsubaya göre yüzde 30 daha düşük maaş alıyor polis memurları.

Yapılan çalışmaya göre de bir devlet memuru ortalama 20-25 yıl kadar emekli aylığı alabilirken, polis memuru ölmeden önce ortalama 2 yıl aylık alabiliyor sadece.

Sendikaya göre polisin kendi memleketinde çalışamamasından dolayı emekli olduğunda memleketine yerleşmek istediğinde tanıdığı insanlardan yıllardır uzak olması nedeniyle büyük zorluklar yaşanıyor. Kendisi ve ailesi birer yabancı gibi hayatına devam edebiliyor.

 

Polisler reform istiyor


Polislerin sıkıntılarının çözülebilmesi için bir reform çalışması yapılması, belki öncelikle bir zihniyet devrimi gerçekleştirmek gerekiyor.

Polis olarak mesleğe başlayıp makam şoförlüğü yapan, gününü araba yıkayarak geçiren, masabaşı işlerde ömür tüketen binlerce meslek mensubu bulunuyor. Bu nedenle iş bölümü, çalışma koşulları ve eğitim belki de yapılacak bir reformun en önemli parçasını oluşturuyor.

Atama sorunu, atama puan sisteminin oluşturulması, nöbet koşulları, rütbe ve terfi hakkı, branşlaşma, kurumsal özerklik, dernek ve sendika hakkı, yetki ve vazifelerin çerçevesinin net belirlenmesi, disiplin tüzüğünün değişmesi, özel yaşama saygı, amir-memur ilişkileri, keyfi atamalar olası bir reform çalışmasının mutlaka üzerinde çalışılması gereken başlıkları.

 

Teşkilatın yarısı bekâr

 

Bütün bu olumsuz tablo, elbette ki yaşamlarını etkiliyor polislerin ve görev yapış biçimlerini.

Bir polis, ailesiyle ilişkisini şöyle anlatıyor:

“Düşününüz 12-12 çalışansın veya 12-24, üç günde bir gece çalışıyorsun. Geceden çıkıp sabah 8’de eve gitsen, yatsan 12.00 gibi 13.00 gibi kalkıyorsun. Ailene nasıl vakit ayıracaksın. Çocuklarını nasıl göreceksin. Boşanma oranları bu yüzden çok yüksek. Bekar polisler neredeyse teşkilatın yarısı.”

Emniyet-Sen, psikolojik baskı altında olan, aile yaşamı düzensiz polislerin “rahatsız” olarak algılanmaktan korktuğu için psikoloğa bile gidemediğini, silahlı görev yapamama riskinden dolayı ilaç alamadığını, arkadaşları, eşleri üzerine alınan ilaçları kullandıklarını savunuyor.

 

Nasıl bir emeklilik istiyorlar

 

Emeklilik konusundaki talepler ise şöyle:

- Üniversite mezunu polislerin 3600 ek göstergeden emekli olabileceği şekilde ek göstergeler kademeli olarak artırılmalıdır,

- Çalışırken almış olduğu tazminatlardan kesintiler yapılmak suretiyle emekli maaşlarının artırılması sağlanmalıdır,

- Polisin yaptığı yıpratıcı görev sebebiyle ortalama yaşam ömrü de dikkate alınarak emeklilik yaşının aşağıya çekilmesi sağlanmalıdır.

- Polisin ailesinin ve kendisinin durumları göz önünde bulundurularak memleketinde çalışmasının önü açılmalıdır.

- Üyelerinin neredeyse tamamına yakınını memurların oluşturduğu ancak tamamen amir sınıfının kontrolündeki Polis Bakım ve Yardım Sandığı’nın tüzüğünün değiştirilerek kişi veya kurumların kontrolünden çıkartılması, sandığın tek kişi veya imtiyazlı sınıf uygulamasının sona erdirilerek herkesin sandık organlarında rahatça görev alabilmesinin ya da aday olabilmesinin önü açılarak gerçek sahiplerine iade edilmesi gerekmektedir

- Şu anda 1. Sınıf Emniyet Müdürleri hariç diğer mensuplar ister üniversite mezunu olsun ve hatta isterlerse master ya da doktora yapsınlar asla kadro derecesi 1’e yükseltilememektedir. Yani ek gösterge rakamı kendilerini ne kadar geliştirirlerse geliştirsinler 2200’de  kalmaktadır.

 

Cem Kılıç yanıtlıyor: Özel düzenlemeler zorunluluktur


Polislerin çalışma koşulları nelerdir, nasıl olması gerekir?

- Bilindiği gibi polislik mesleği 24 saat esasına göre ifa edilen kesintisiz hizmet verilen bir meslektir. Buna rağmen polisin çalıştığı mekânlar bakımsız, binaları genel olarak eski, zamanın şartlarına uymayan bir görünümdedir. Özellikle karakollara ve 24 saat kesintisiz hizmet veren yerlere 24 saat esasına göre çalışacak yardımcı hizmetlilere gerek olduğu aşikardır. Ayrıca yıllardır polisin fazla çalışması dillere dolanmasına rağmen çözülmemiştir. Polislerle ilgili yapılan çalışmalarda belirtildiği üzere, son yıllarda sağlanan bazı iyileştirmelere rağmen ikinci emir ve keyfi mesai uzatımı devam etmektedir. Özellikle Karakol Amirliği gibi belli bazı görevler adeta iş yerinde yatmayı gerektirecek şekilde ifa edilmektedir. Bu durum aktif polislik yapılan birimlerden diğer birimlere rağbeti artırmaktadır.

Polislerin bağlı olduğu yasa yeterli midir, değişiklik düşünülüyor mu?

- Polisler Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak faaliyet göstermektedir. Ancak 250 bini aşkın polis için bu yasadaki bazı koşullar yeterli olmamakta, özel bir yasal düzenleme yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Olası bir yasal düzenlemede ek gösterge, fazla mesai, mesai saatleri gibi konularda polislerin çalışma koşulları göz önünde bulundurularak özel düzenlemeler yapılması zorunlu gözükmektedir.