Polis, Sivas’ta ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiye bir otomobile ateş açtı. Otomobil sürücüsü Turan Özdemir göğsüne isabet eden kurşunla yaşamını yitirdi. Bomba olduğu ‘sanılan’ araçtan bira şişeleri çıktı.
Polisin yetkilerini daha da genişleten “Polis Vazife ve Selâhiyetleri Kanunu”nda, iki yıl önce yapılan değişiklerden sonra peş peşe gelen polis kaynaklı işkence, yaralama ve ölüm iddialarına bir yenisi daha eklendi. Baran Tursun, Fatih Cem İnci, Festus Okey’in ardından bu kez bu kez 41 yaşındaki Turan Özdemir polis kurşunuyla can verdi.
Sivas’ta, Kümbet Mahallesi’nde, dün gece saat saat 01.00 sıralarında, polis ekipleri, ‘şüpheli’ görülen 33 HY 010 plakalı marka otomobili durdurmak istedi. Polis, ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesi ile, içinde 3 kişinin bulunduğu otomobile ateş açtı. Polisin ateşi sonucu, otomobil sürücüsü Turan Özdemir, göğsüne isabet eden kurşunla yaşamını yitirdi.
Bomba değil, bira şişesi
Araçta bulunan 48 yaşındaki Cafer Yağmurlu ve 40 yaşındaki Hüseyin Ayaz gözaltına alındı. Turan Özdemir’in cesedi otopsi için Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. ‘Bomba şüphesi’ bulunduğu iddiasıyla üzerine ateş açıldığı iddia edilen otomobilden ise bira şişeleri çıktı.
Hukukçular, insan hakları savunucuları ve millet vekilleri, Sivas’ta yaşanan olayı ve Polis Vazife ve Selahiyetler Kanunu’nu değerlendirdi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Sekreteri Avukat Ebru Timtik: Polis Vazife ve Selahiyetler Kanunu değiştirilmeli. Kanun polise geniş yetki tanıdığı için bu olaylar yaşanıyor. Mahkemeler de görevini yerine getiremiyor. Kanun böyle, ama bunu kötü uygulayanlara bugüne kadar yargı makamları gereken cezayı vermedi. Festus Okey’i vuran silahın sahibi polis, bir gün sonra silahını geri alıp görevine kaldığı yerden devam etti. Polise vur yetkisini savcılar, mahkemeler veriyor. Polisi cezalandırmayan, aslında ödüllendiren ve polise güç veren soruştuma ve yargılama makamlarıdır. Bu nedenle iş mahkemelere düşüyor."
'Keyfi infaz'
İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül: Bu yaşanan keyfi bir infazdır. Yargı bu tür suçlar işleyen güvenlik görevlilerini koruduğu ve cezasızlık politikası izlendiği sürece bu olaylar yaşanmaya devam edecektir. 2007 yılında polis vazifeleri ve salahiyetleri kanununda yapılan değişikliklerle bu tür olaylarda artış görüldü.
Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol: Böylesi bir uygulama faşizan bir uygulamadır. Toplumu götüreceği yer şiddetin daha da alevlenmesi, düşmanlığın körüklenmesidir. Baskı aracı olarak polisin kullanılması ve yetkilerinin daha da arttırılması düşündürücüdür.
Avukat Eren Keskin: Polis, hukuka aykırı davranıyor. Yani hiç bir şekilde ‘dur’ ihtarı yapma görevinde bulunmadan silah kullanıyor. Ben bu durumu polisin yetkileri çerçevesinde değil, bir devlet politikası olarak değerlendiriyorum. Çünkü bu suçu işleyen polisler hiç bir zaman tutuklanmayacak, ya da çok çabuk tahliye edilecek. Yani çok küçük cezalar alacaklar. Polisler bunun rahatlığı içinde.
11 kişi öldü
Geçen ay kamuoyuna açıklanan Türkiye İnsan Hakları Vakfı raporunda 2008'in ilk 7 aylık döneminde “yargısız infaz”, “dur ihtarı” ya da “rastgele ateş açılması” olayları derlenmişti. Raporda ayrıntıları ile açıklanan birçok olayda 11 yurttaşların yaşamı son bulurken, birçoğunun da yaralandığı açıklanmıştı.