Yaşam

Pınar Kür: Örtünmeyle özgürlüğü eşdeğer görenler derin bir kavram kargaşası içinde

Yazar Pınar Kür, Soyunan kadın ile örtünen kadın arasındaki benzerlik, 'kendini yalnızca cinselliği ile tanımlayan, erkeğe sunulmuş bir arzu nesnesi olmayı kabullenme durumudur' dedi

11 Nisan 2014 15:44

Yazar Pınar Kür,tartışmalara neden olan  "Ben öyle başını, şurasını burasını örten kadınlarla, tamamen Playboy dergisine çıplak poz veren kadınlar arasında zihniyet olarak fark görmüyorum" sözleri ile ilgili olarak, “Örtünmeyle özgürlüğü eşdeğer görenlerin derin bir kavram kargaşası içinde olduklarını düşünüyorum” dedi.

Aydınlık gazetesinden Hayati Asılyazıcı’ya konuşan Pınar Kür,  kendisine yöneltilen eleştirilere ise “Ne acıdır ki ülkemizde doğru dürüst okuma yazma bilmeyen, okuduğunu da anlamayan bir kitle var. Analitik düşünce yeteneği olmayan bu gibi kişilerin duyduklarını da anlamadığı ortaya çıktı” şeklinde yanıt verdi.

Pınar Kür’ün Aydınlık gazetesinde yer alan söyleşisi şöyle:

- Televizyondaki söyleşinizde kadının giyimine yönelik iki değişik görüşü belirttiniz ve eleştirel bir yaklaşım getirdiniz. Bu konudaki görüşünüzü açıklar mısınız?

Ülkemizde kadını ikinci sınıf insan olarak görmek hatta insan yerine koymamak alışkanlığı ne yazık ki erkekler kadar kadınlar arasında da yaygın. Öteden beri karşı çıktığım bu eşitsizliğe dikkat çekmek istedim. Soyunan kadın ile örtünen kadın arasındaki benzerlik, her ikisinde de gözlenen “kendini yalnızca cinselliği ile tanımlayan, erkeğe sunulmuş bir arzu nesnesi “ olmayı kabullenme durumudur.

 

‘Okuduğunu da anlamayan bir kitle var’

 

Ben bu düşüncemi yazdığım romanlarda da dile getirdim. Ne acıdır ki ülkemizde doğru dürüst okuma yazma bilmeyen, okuduğunu da anlamayan bir kitle var. Analitik düşünce yeteneği olmayan bu gibi kişilerin duyduklarını da anlamadığı ortaya çıktı.

- Sözlerinizle ilgili bazı çevrelerce hedef alınmanızdan sonra özellikle kadın derneklerinin bu konudaki suskunlukları için ne düşünüyorsunuz?

Kadın derneklerinin suskunluğuna gelince.... Artık örtünmeyi “normal” görme modası var ya, o yüzdendir herhalde. Oysa örtünmeyle özgürlüğü eşdeğer görenlerin derin bir kavram kargaşası içinde olduklarını düşünüyorum. İnsanın üstünü baştan ayağa kapamakla nasıl özgür olabildiğini anlayabilmiş değilim.

- Size yönelik eleştirileri nasıl karşıladınız?

Demokrat olduğunu savunanlardan en çok Ahmet Hakan şaşırttı beni. Sanırım programı izlememiş, şuradan buradan duyduğu ya da Twitter’da okuduğu nefret söylemli cümlelerden etkilenmiş. Ben başörtüsünün “gericilik” ya da “normal” olmadığını söyledim. Birilerinin “ileri demokrasi” hakkında ileri geri konuşma hakkı var da benim kendimi ifade etme hakkım yok mu? Soyunan kadın ile örtünen kadın örneğini verdiğimde kendilerini düşünen, üreten, yaratıcılığı olan bir “insan” değil, cinselliği ile erkekleri baştan çıkardığına inanan yaratıklar olduklarını belirttim. Herhalde Ahmet Hakan da benimle ilgili yaptığı benzetmelerden utanacaktır günün birinde.

 

‘Sıkıyönetimde yargılandım’

 

Bir de “faşist” olduğum söylenmiş. Bu çok yanlış. Aklımın erdiği yaştan beri, babamın yolundan gitmiş bir solcuyum. Bu yüzden sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandım. Ama bu günlerde gördüğüm o ki artık solculuğun da modası geçmiş, geçerliliğini kaybetmiş bir düşünce olduğunu sananlar var.