İspanyol ressam ve gravür sanatçısı Francisco de Goya, 28 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında Pera Müzesi Film Etkinlikleri kapsamında gösterime girecek. Pera Film'de "Goya Bordeaux'da", "Goya bir dahi kadar deli", "Çıplak Maya", "Menotti: Goya Opera" ve "Goya: Mini-Seri" adlı eserler gösterilecek.
Pera'da Goya yolculuğu
Romantizm akımının önde gelen isimlerindendir. İspanyol saltanatının saray ressamı olarak çalışan Goya'nın eserleri, yaşadığı döneme ait bilgi veren önemli belgeler oldukları düşünülüyor. Portreleriyle de ün kazanan Goya, sanatındaki yaratıcı öğeler ve cesur resimleriyle kendisinden sonra gelen Manet, Picasso ve Bacon gibi ünlü ressamları etkilemiştir. Modern sanatın öncülerinden biri olan ressamın eserlerinin büyük bir bölümü Madrid'deki del Prado Müzesinde sergilenmektedir.
Francisco küçükken babasının atölyesinde çalışmayı ek gelir garantisi olmadığı için reddedip, farklı bir zanaat öğrenmeye koyuldu. Bundan dolayı 1760 yılından itibaren Saragossa'daki Barok ressamı José Luzán'dan ders almaya başladı ve daha sonra uzun bir süre Madrid'de çalıştı. 1775 ile 76 arası Madrid'deki Santa Bárbara Royal Halı Fabrikası için modeller tasarladı ve daha sonra akademi profesörü olarak atandı. 1786'da ilk kez saray ressamı olarak İspanya Kral'ı III. Karl'ın ve 1788'de ise IV. Karl'ın hizmetine girdi.
O dönemde genelde fresk ve sunak resimleri yaptı. Kısa bir süre sonra Anton Raphael Mengs tarafından, Mengs'in kurduğu ve krala ait halı dokumacılığı atölyelerinde işe alındı.
Goya, 1792 yılında kalıcı sağırlığa yol açmış olan ağır bir hastalık geçirdi. Spekülasyon ve efsanelere göre, Alba Düşesi ile yaşadıkları idda edilen aşk ilişkisinde, defalarca portresini yaptığı söyleniyor. Ancak bu konuda çok az anlamlı kaynaklar bulunuyor.
1790'lı yıllarda Goya, sanatsal çalışmalarında bir dönüm noktası yaşadı, yavaş yavaş başkasının emrinde çalışmayı reddetmeye başladı ve serbest piyasada baskılı grafikler satmaya çalıştı.
'Çıplak Maya', İspanyol sanat tarihinde kasık tüylerinin ilk kez görüldüğü cinsel resimdir. Bu Tablo başlangıçta bir menteşe ile kendisinin eşi olan 'Giyinik Maya' tablosuna bağlıymış.
Burbonlar İspanya'nın tahtını tekrar ele geçirince, Goya yeniden saray ressamı olarak istihdam edildi.
Goya 1819 yılında, duvarlarını 1823'e kadar boyadığı "Quinta del Sordo" (Sağır Adamın Köy Evi) adlı kır evine geri çekilmeye karar verdi. "Pinturas Negras" (Kara Resimler) adlı, o zamanın baskıcı koşulları ile ressamın karanlık fantezilerinin muhtemelen birbirine karıştığı çalışmaları, son eserlerinin etkileyici sertifikaları olarak sayılır.
Liberal çevrelerde çalışan Goya için, durum artık katlanamayacağı bir hal aldı. Politik takiplerden kaçmak için, 1824'ten beri Bordeaux'da yaşadığı Fransa'ya döndü. Orada, boğa güreşi sahneleri gösterdiği son baskıları üzerinde çalıştı. Goya'nın son resmi olarak bilinen, 1827'de oluşan "Bordeaux'lu Sütçü Kız" (La lechera de Burdeos)'nun Maria del Rosario Weiss tarafından çizilmiş olma ihtimali olduğu, eleştirmenler tarafından tahmin ediliyor.
Ölümünden çok sonra, 19. yüzyılın sonlarında "Sağır Adamın Köy Evi"nin duvarları yetkililerce sökülerek Madrid'deki del Prado Müzesi'ne götürüldü ve bu resimler plasterlerle özel bir teknik uygulanarak tuallere (canvas) geçirildi.
Pera Müzesi'nde, 28 Nisan 15 Temmuz arasında gerçekleşecek olan Program için seçilen filmler şunlar: sinematik renklerin ustası Carlos Saura’dan tutkulu bir anlatı, "Goya Bordeaux’da"; Robert Hughes’dan detaylı bir görsel ve entelektüel belgesel, "Goya: Bir Dahi Kadar Deli"; Goya ile Alba Düşesi arasındaki aşk üzerine kurgusal ve hayali bir hikaye, başrolünde Ava Gardner’ın oynadığı "Çıplak Maya"; 20. yüzyıl Amerikan operasının en etkili bestecilerinden Gian Carlo Menotti’den Goya ve hayatı üzerine bir opera, ve son olarak TVE’nin 1984 yapımı etkileyici TV mini-serisi: "Goya".