Pensilvanya’da yaşayan Amerikalılar Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Gülen cemaatini hedef alarak nitelediği "Pensilvanya" sözlerine tepki gösterdi. Hemen her konuşmasında “Pensilvanya” diyerek cemaate gönderme yapan Başbakan Erdoğan’ı ti'ye alan ABD’nin Pensilvanya eyaletindeki gazeteciler kurgu bir haber yaptılar.
Philadephia Inquirer gazetesinde, “Pensilvanya eyaleti Türkiye’ye savaş açtı” başlığıyla yayınlanan kurgu haberde “Ne zaman televizyonlarımızı açsak, karşımızda kaba bir adam, sürekli Pensilvanya, Pensilvanya diye bağırıp çağırıyor. Pensilvanya ile problemin ne senin kardeşim, arttık tahammül edemiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Savaş Süzal’ın "Pensilvanya Türkiye’ye savaş açtı" başlığıyla Yeniçağ gazetesindeki köşesine taşıdığı (1 Ağustos 2014) yazısı şöyle:
Bir arkadaşım, Philadephia Inquirer gazetesinde, “Pensilvanya eyaleti Türkiye’ye savaş açtı” diye bir yazı var diye uyardı. Heyecanlandım. Buldum ve okumaya başladım.
“Amerikan eyaletlerinden 12 milyon nüfuslu Pennsylvania (Pensilvanya) Başbakan Erdoğan’a savaş ilan etti. Erdoğan’ın Gülen tarikatını kastederek Pensilvanya, Pensilvanya diye nutuklar atması, Eyaleti valisi, Tom Corbett’in 26 Temmuz gecesi, Eyalet meclisinde, Türkiye’ye savaş ilan etmesine neden oldu.
Gazetenin haberine göre, kürsüye geç saatlerde “Von minut, Von minut” diye gelen eyalet valisi Corbett, eyalet başkenti Harrisburg’ten yayınladığı bildiride; “Ne zaman televizyonlarımızı açsak, karşımızda kaba bir adam, sürekli Pensilvanya, Pensilvanya diye bağırıp çağırıyor. Pensilvanya ile problemin ne senin kardeşim, arttık tahammül edemiyoruz” dedi. Meclis’te milletvekilleri de, “sustur onu, sustur onu” diye bağırdı.
Haberde, olay nedeniyle, başkan Obama’nın, uyandırılıp, konu hakkında bilgi verildiği ve Başkan “Vali Corbet’in kararını anlayışla karşıladığını” söylediği yer almış. “Türk başbakanı tarafından, hakaret edilen, her eyaletin, kendini savunma hakkı vardır” diyen başkan, Savunma Bakanlığına, Pensilvanya eyalet halkına dağıtılmak üzere birer, beyzbol sopası tedarik etme emri de vermiş. Başkan Obama daha sonra,” Tanrı onların yardımcısı olsun, iyi geceler” deyip yatmış.
Eyalet valisine, gazeteciler tarafından, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye ile nasıl baş edebilecekleri sorulmuş. Vali gülerek, ”Onun kendi ordusuna yaptığını dikkate alırsak Ankara’ya ulaşmamız iki hafta alır” diye konuşmuş.”
'Resman dalga geçtiler'
Yazının tamamını okuyunca bizle dalga geçtiklerini fark ettim ve üzüldüm. Anlaşılan, Başbakan Erdoğan’ın, isim vermeden, paralel yapı ve Fethullah Gülen tarikatına, “Pensilvanya, Pensilvanya...” diye saldırması, Amerikan basın yayın kurumlarında alay konusu olmuş. Bunlardan sonuncusu da, eyaletin ve ülkenin saygın, sayılı gazetelerinden birinin imzasıyla, fıkra gibi, magazin haber olarak yayınlanması. İşte, AKP iktidarının, dünya gözünde, bizi getirdiği nokta.
Yukarıda yazılanlar, biz dışarıda yaşayan Türkleri, yaralayan ve üzen fıkra-magazin yayınlar. Meraklısı ve İngilizce bilenler yazının aslını (http://www.brighteningglance.org/pennsylvania-declares-war-on-turkey-26-july-2014.html) adresinden izleyebilir. Artık, Türkiye ile uluslararası alanda, herkesin nasıl kafa bulduğu da ortada. Hele Bülent Arınç’ın, kadınların kahkahası konusunda söyledikleri, birçok yabancı basın dilinde sakız oldu. The Guardian, The Times, The Independent, daha yüzlercesi için, girin Google, “AKP ağlama” yazın bakın neler geliyor.
Bu yazılardan biri ilginç, “bizim bildiğimiz Türklerde, erkekler ağlamaz diye bir söylem vardır. Nedir, AKP’lilerin, salya, sümük, kadın gibi her fırsatta ağlaması. Bunların sorunları mı var?” diye soruluyor.
Gördüğünüz gibi, uzun süredir, AKP iktidarı, yabancı basının, kara mizah konusu. Doğal olarak, havuz medyası, bunları yayınlayabilecek, ne yürek, ne de yetenek sahibi. Gelelim ciddi konulara.
ABD Orta Doğu politikası, kafa karıştıran işler ve mesajlar vermeye devam ediyor. Mesela, bir yandan bağımsız Kürt devleti için, Beyaz Saray internet sitesinde imza toplayıp, açıklamalar yaparken, Meksika körfezinde, Kürtlerin petrolünü taşıyan bir tankere, el koyma kararı alınabiliyor. Barzani’nin, açık, açık, bağımsızlık söylemleri Washington’da yankı buluyor.
Bu arada, Filistin ve Gazze konusunda, Mısır’dan ateşkese öncülük etmesini isteyen, ABD, Mısır ile sorunları olan, Katar ve Türkiye ile ateşkes konusunu görüşebiliyor. Gene Orta Doğu’da, aralarında sorun olan, İran ile Suudi Arabistan, karşılıklı görüşmelere başlıyor. Orta Doğu’da, Suriye ile Washington, el altından görüşmeler yapıyor. Libya’da Amerika ve dostlarının yardımı ile Kaddafi’yi deviren muhalefet, bu kez başka bir isyancı gurup tarafından ateş altına alınıyor. Irak’ta bir radikal dinci gurup, IŞİD, çıkıp ülkede terör estiriyor. Tüm bunlara karşılık, kendi soydaşlarını koruması beklenen Ankara’daki AKP iktidarı, Türkmenleri içeri almak yerine, Suriyeli Araplara sınırlarını açıyor. ABD tarafından yayınlanan din raporuna göre, dindar geçinen Ankara’daki iktidar, yönettiği topraklarda din ve mezhep ayırımı yapmakla suçlanıyor. Bu batının ne yazık ki mıncık mıncık oynadığı İslam âlemi.
Ama elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün, Türkiye bu iktidar öncesinde, hem de en zayıf koalisyon hükümetlerinde bile, bu denli dış politikada, ne yaptığını bilemez halde değildi. Şimdi siz bir de oturmuş, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimini karmaşık buluyorsunuz. Hem de, işleri bu denli karmaşık hale getiren bir guruba favori gözüyle bakarak.