Politika

Parti kapatmada Yargıtay Başsavcısı devre dışı

AKP, siyasi partileri kapatma davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı devre dışı bırakmayı planlıyor

01 Mayıs 2009 03:00
AKP, siyasi partileri kapatma davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı devre dışı bırakmak istiyor.

Anayasa değişikliği paketini büyük oranda tamamlayan AKP, siyasi partilerin kapatılması ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla ilgili getirilecek kriterleri netleştirmeye çalışıyor.

Siyasi partiler hakkında ancak “terör ve şiddete” karışma halinde kapatma davası açılabilmesini öngören AKP yönetimi, kapatma davasının açılmasını da zorlaştırmak istiyor.

Bunun için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın doğrudan kapatma davası açma yetkisinin kaldırılması, davanın ancak TBMM ya da Yargıtay’da oluşturulacak bir kurulun izin vermesi koşuluyla açılabilmesi formülü üzerinde duruluyor.

İznin TBMM tarafından verilmesi görüşü ağırlık kazanırken Anayasa Mahkemesi’nin de, kapatma kararlarını ancak üçte iki ya da dörtte üç çoğunlukla alabilmesi hükmünün getirilmesi planlanıyor.

Anayasa paketinde hangi düzenlemelerin yer alacağını büyük oranda kesinleştiren AKP, değişikliklerin içeriğini netleştirmeye çalışıyor.

Metin yazımı aşamasına gelinirken, hafta sonunda taslağın Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunulması, hafta başında yapılacak MYK toplantısında ise taslağa son şeklinin verilmesi bekleniyor. Siyasi partilerin kapatılmasının Venedik kriterlerine bağlanması ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesiyle ilgili düzenlemelerin pakette yer almasına karar veren AKP yönetimi, iki konuda hangi kriterlerin getirileceğini tartışıyor. Bu konuda gündeme getirilen formüller şöyle:

Siyasi partilerin kapatılması: Avrupa Birliği Venedik Komisyonu’nun siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin kriterlerin anayasaya taşınması tartışılıyor. Bu kapsamda siyasi partiler hakkında ancak “şiddet ve teröre” karışması ve terör olaylarını doğrudan desteklemesi ile yurtdışından para yardımı alması durumunda kapatma davası açılabilmesi formülü üzerinde duruluyor. Anayasanın 68. maddesinde değişiklik yapılarak, siyasi partilerin tüzük ve programlarının anayasanın temel ilkelerine aykırı olamayacağına ilişkin hüküm nedeniyle kapatma davası açılamaması, ancak bunların eyleme dönüşmesi durumunda yaptırım uygulanması tartışılıyor. Anayasada yapılacak değişiklikle Hazine yardımı alamayan partilere, seçime girememe cezası verilmesi de tartışılıyor. Bu yolla DTP’nin seçimlere girmesinin önüne geçilebileceğine dikkat çekiliyor.

Savcının dava açma yetkisi: Kapatma davası açılması ağır koşullara bağlanırken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın doğrudan dava açması yetkisinin de sınırlandırılması tartışılıyor. Bunun için savcının dava açabilmesi için TBMM Genel Kurulu’ndan ya da Yargıtay’da oluşturulacak bir kuruldan izin alması formülü üzerinde duruluyor. AKP yönetiminde, iznin TBMM tarafından verilmesi görüşü ağırlık kazanırken, kararın hangi oy çoğunluğuyla alınacağı tartışılıyor. Bunun için milletvekillerinin ancak üçte iki ya da dörtte üç çoğunlukla kapatma davası açılmasına izin verebileceği görüşü dile getiriliyor.

Kapatmaya oran arttırımı: AKP yönetimi, Anayasa Mahkemesi’nin partiler hakkında kapatma kararı verebilmesini de zorlaştırmak istiyor. Bunun için mahkemenin ancak üçte iki ya da dörtte üç çoğunlukla kapatma kararı alabilmesi formülü üzerinde duruluyor. Bu oranın mahkemenin üye sayısının kaça çıkarılacağına göre belirleneceği belirtiliyor.

Mahkeme üyelerine yıl sınırı: Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısını arttırmak isteyen AKP yönetimi, sayıyı 17’ye çıkarmayı, üyelerin 8’inin TBMM Genel Kurulu tarafından seçilmesine ilişkin düzenleme getirmeyi hedefliyor. Ancak üye sayısının 19 ya da 21 olması da tartışılıyor. Yeni yapıyla birlikte emekli oluncaya kadar üyelerin görevlerini sürdürmesi yerine üyelik süresinin 9 ya da 10 yılla sınırlandırılması seçeneği üzerinde duruluyor.