’Geceyarısı Ekspresi’ filminin yönetmeni Alan Parker, “İstenmeyen adam ilan edilmiştim ama şimdi çocuklarım tatillerini Türkiye’de geçiriyor. Türkiye gibisi yok” dedi.
Dünyada Türkiye’nin imajına büyük darbe indiren Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filminin yönetmeni Alan Parker, Türkiye’ye övgüler düzdü. 65 yaşındaki Alan Parker, ABD’nin Hartford Courant gazetesine verdiği röportajda, “Buenos Aires, Şangay, Venedik, Dublin, Marakeş, Berlin, Leningrad gibi yerleri çok seviyorum ama Türkiye bir başka... Modern dünya ile tarihin bir araya geldiği yer” ifadesini kullandı.
Türklere gülün yeter
Filminin büyük tartışmalara yol açtığını kabul eden Parker, “Geceyarısı Ekspresi ilk gösterime girdiği zaman Türkiye’den pek de iyi tepkiler gelmemişti. O dönemde istenmeyen adam ilan edilmiştim. Ama şimdi çocuklarım tatillerini hep Türkiye’de geçiriyor. Çok harika tatiller yapıyorlar” diye konuştu. İstanbul için “Doğu ile Batı’nın buluştuğu yer. Bu kültürel çeşitliliğin getirdiği enerji, kent sokaklarını gezerken sizi sarmalıyor” diyen Parker, şöyle konuştu: “Dünyanın dört bir yanını gördüm ama Türkiye gibisi yok... Tarihle biraz olsun ilgileniyorsanız Truva’yı, Efes’i, Gelibolu’yu görmemek hiç olur mu? Türk yemekleri harika ama rakıya biraz dikkat edin. Türkiye’de insanların yüzüne gülmeniz yeterli. Sesinizi yükseltmeyin ve ”teşekkür ederim“ sözünü sık sık kullanın yeter.”
İki Oscar almıştı
The Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi) filmi, 1970 yılında Türk polisi tarafından İstanbul’da esrar kaçakçılığından tutuklandığında 22 yaşında olan Amerikalı Billy Hayes’ın beş yıl sonra İmralı Cezaevi’nden firar ettikten sonra yazdığı aynı adlı otobiyografik kitabından uyarlandı. Film, en iyi özgün müzik ve en iyi uyarlama senaryo Oscar’larını kazandı. Filmde, Hayes hapishanede birçok işkenceden geçiyor ve tecavüze uğruyordu.