Çevre

Paris İklim Anlaşması rekor katılımla imzaya açılıyor

Anlaşma 1 yıl boyunca imzaya açık kalacak

22 Nisan 2016 17:55

 

Aralık ayında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 196 ülke tarafından kabul edilen Paris İklim Değişikliği Anlaşması, 22 Nisan 2016’da Türkiye saati ile 17:00’da düzenlenecek olan imza töreni ile imzaya açılıyor. 155 ülke tarafından doğrudan imzalanacak anlaşma 1 yıl boyunca imzaya açık kalacak.

Anlaşma’nın imza törenine Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 155 ülkenin katılması ve anlaşmayı imzalaması bekleniyor.  Rekor düzeyde katılım ile, Paris İklim Değişikliği Anlaşması Birleşmiş Milletler tarihine de geçecek. Daha önce hiçbir küresel anlaşma 155 ülkenin ilk imzacı olarak katılımı ile imzalanmamıştı.


Türkiye’nin yanı sıra imza törenine, ABD, Kanada, Çin, Avrupa Birliği, Hindistan, Brezilya gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler katılıyor. İmza törenine katılacakların tam listesi için tıklayın.

 

Anlaşma’nın yürürlüğe girişi

 

Anlaşma, 55 ülke imzaladığında ve imzalayan ülkelerin toplam sera gazı emisyonu, küresel emisyonların yüzde 55’inin üzerinde olduğunda resmi olarak yürürlüğe girmiş olacak.  Böylelikle anlaşma uluslararası hukuğun parçası haline gelecek.

Anlaşmayı imza töreninde imzalayacak olan ülkeler, daha sonra ulusal onay sürecinden geçirerek anlaşmaya resmi olarak taraf olmuş olacaklar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Paris Anlaşması’nın hükümet tarafından imzalandıktan sonra TBMM’de onaylanması gerekiyor.

 

Paris etkisi

 

Paris İklim Değişikliği Anlaşması kabul edilir edilmez, küresel ve yerel düzeyde önemli etkiler yaratmaya başlamıştı.  Aralık 2016’dan itibaren, özellikle fosil yakıt kullanımı ve enerji başlıkları altında dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmelerin en öne çıkanlarını aşağıda görebilirsiniz.

Paris Anlaşması ile beraber en dikkat çekici gelişmeler, enerji alanında özellikle kömür ve yenilebilir enerji konularında ortaya çıktı.

 

Kömürde Paris etkisi

 

 

İklim değişikliğinin en önemli kaynaklarının başında kömür geliyor. Kömür kullanımı küresel emisyonların neredeyse yarısından sorumlu. 2015 yılında yayınlanan Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre 2013 yılında küresel emisyonların yüzde 46’sı kömür kullanımından kaynaklanıyor. Bu yüzden, Paris Anlaşması’nın en önemli etkisinin kömür sektöründe görülmesi bekleniyordu. Beklendiği gibi, Anlaşma’nın kabulünden imzaya açılmasına kadarki kısa sürede bile kömür konusunda önemli gelişmeler yaşandı.

 

Ülkeler kömürden enerji üretimini terk ediyor

 

Paris İklim Konferansı’ndan sadece bir ay sonra, tam 70 kömürlü termik santral (toplam 44 GW) yapmayı planlayan Vietnam, “yeni termik santral inşaat planlamalarını gözden geçireceğini ve yeni termik santral projelerini durduracağını” açıkladı.

Bu ne ilk ne de son gelişme; Anlaşma’dan hemen önce Paris sürecini de desteklemek için Birleşik Krallık (İngiltere) geçtiğimiz Kasım ayında, 2025 yılına kadar kömürlü termik santrallerini kapatacağını açıklamıştı. Belçika ise Mart 2016 itibari ile artık kömürden elektrik üretmiyor. Bu son gelişme ile Avrupa’da artık yedi ülkede kömürden enerji üretilmiyor.  Ayrıca, İngiltere ile beraber, Portekiz 2020 yılında, Avusturya 2025 yılında, Finlandiya ise 2020li yıllarda kömürü terk edecek.

Dünyanın en çok karbon emisyonu salan ikinci ülkesi ABD’de ise, Başkan Barrack Obama yönetimi hemen Ocak 2016’da “kömürün çevresel ve sağlık etkilerini” inceleyeceğini ifade ederek üç yıl boyunca ülkede, yeni kömür madenine izin vermeyeceklerini açıkladı. Bu açıklamadan iki gün önce ise, New York Eyaleti kömürü terk ettiğini açıklamıştı.

 

Paris, kömür şirketlerinin
batmasına sebep oluyor

 

Dünya’nın en büyük kömür madenciliği şirketi olan, 50 milyon dolarlık Peabody, Nisan 2016’da ABD mahkemelerine başvurarak iflası ilan etmişti. Paris Konferansı’ndan yalnızca birkaç gün sonra, Ocak ayında, ise ABD’nin ikinci büyük kömür şirketi Arch Coal iflas etmişti.

 

Fonlar da kömüre yatırım yapmayı bırakıyor

 

Paris’in, küresel sıcaklık artışlarını 2 C derecenin çok altında, mümkünse 1.5 C derecede sınırlandırmak için verdiği mesaj, kömür şirketlerinin batmasına sebep olup ülkeleri kömürsüz enerji üretimi doğrultusunda bir dönüşüme yönlendirirken, bir yandan da emeklilik fonları ve üniversite fonları kömür firmalarındans yatırımlarını terk çekiyor.  186 Milyar Dolarlık Kaliforniya Emekli Öğretmenler Fonu Şubat ayında kömürlü termik santrallerdeki tüm yatırımlarını geri çekme kararı aldı. Diğer yandan, sadece son bir kaç ayda Kopenhag Şehri, Rockefeller Aile Fonu, Yale Üniversitesi Fonu gibi önemli fonlar, Paris Anlaşması’nın kabulünün üstünden sadece 4 ay geçmişken fosil yakıtlardan geri çekti.

Geçtiğimiz yıl, dünyanın en büyük emeklilik fonu olan 900 milyar dolarlık Norveç Emeklik Fonu, fosil yakıtlardan yatırımlarını geri çekme kararını açıklamıştı. 14 Nisan 2016’da fon yönetimi, yatırım listesinden halihazırda çıkardığı 52 kömür şirketini açıkladı. Peabody’nin de aralarında bulunduğu listenin açıklanmasından sadece bir kaç gün sonra Peabody iflasını ilan etmişti.

 

Yenilenebilir Enerji’de Paris etkisi

 

Paris Anlaşması ile beraber tüm dünya, hızlıca bir biçimde sera gazlarının azaltılması gerekliliği konusunda hemfikir olduklarını ve iklim değişikliği ile mücadele için ekonomik kalkınmanın karbonsuzlaşması konusunda uzlaştıklarını beyan etmişlerdi. Bu yüzden, anlaşma ile beraber yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin giderek artacağı öngörülüyordu. Sadece 4 ayda, şaşırtıcı derecede hızlı bir şekilde enerjide dönüşüm başladı.  Bu kısa sürede, rüzgar ve güneş başta olmak üzere, yenilenebilir enerji konusunda önemli gelişmeler yaşandı.

Aslında, yenilenebilir enerjiye dönüşün sinyalleri, anlaşma öncesinde de gelmeye başlamıştı. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) 2015 yılına dair açıkladığı istatistiklere göre 2015 yılında 152 gigawatt’lık (GW) yenilenebilir enerji kapasitesi artışı ile  yüzde 8.3 büyüdü. Bu rakam, sektöre için tarihteki en hızlı büyüme anlamına da geliyor. Yenilenebilir Kapasitesi İstatistikleri 2016 adlı çalışmaya göre, tüm dünyadaki yenilenebilir enerji kurulu gücü 1,985 GW’a ulaştı. Enerjide dönüşüm, Paris Anlaşması ile beraber daha da hızlandı.