Politika

Özgür Özel: Tayyip Erdoğan da duysun; o ihraç kararlarına imza atanlar, teğmenlerin geldiği gün siz ihraç olacaksınız

31 Ocak 2025 20:11

T24 Haber Merkezi

30 Ağustos’ta resmi mezuniyet töreninin sona ermesinin ardından alanda tekrar toplanarak kılıç çatan, Subay Andı okuyan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenler Ebru Eroğlu, Batuhan Gazi Kılıç, Deniz Demirtaş, Talip İzzet Akarsu ve Serhat Gündar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edildi. MSB, 3 disiplin amiri; Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk, Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu ve Alay Komutanı Yardımcısı Albay Alper Sarıçam'ın da "ayırma cezası" aldığını duyurdu. Disiplin amirlerinin üst rütbeli subaylar olmaları dikkati çekti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Atatürkçü Düşünce Derneği Prof. Dr. Muammer Aksoy'u Anma Töreni'nde konuştu. Özel, " İhraç edilen teğmenler bundan sonra kendilerini nerede görmek istiyorlarsa o görmek istedikleri görev başımızın üstündedir, teminatı biziz. O görev yapılacak ilk genel seçime kadar sürecek. O seçimden sonra bu beş teğmenimiz askerlik mesleğine dair hiçbir kayıpları olmaksızın şanlı üniformalarına ve görevlerine dönecekler. Benim siyasi hedeflerimden bir tanesi de şu olsun, buradan kayda geçiriyorum. Tayyip Erdoğan da duysun ama en çok da o ihraç kararlarına imza atanlar ve buna susanlar duysun ki, teğmenlerin geldiği gün siz ihraç olacaksınız" dedi.
 
NE OLMUŞTU? | Erdoğan’ın da katıldığı törende kılıçlı yemin tartışma yarattı, ihraca giden süreçte neler yaşandı?
 
Teğmenlerin TSK'dan ihracına tepki gösteren Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:

''Bugün Ekrem Başkanımız ifadeye gidiyordu bizi böleceklerini ayrı düşüreceklerini düşünenler avuçlarını yaladılar. Bugün 13 siyasi parti vardı Çağlayan'da. Yanyana gelmesi mümkün olmayan 13 parti bugün İstanbul'da bir aradaydı. Oraya giden bütün siyasetçilere bütün sivil toplum örgütlerine yürekten teşekkür ediyorum.

Akşam vakti olunca da hep birlikte yeniden öfkelendik. Böyle bir güne denk gelmesi bir yandan öfkemizi biraz daha çok bilemesi, kayda biraz daha net geçirmemiz açısından belki de iyidir. Ben o atfı da bilmiyordum. Şimdi öğrendim. Sağolsunlar. ‘Ben kimin askeri olacaklar? Trikopis’in mi?’ dediğimde Emre Kongar’dan övgü almak, atıf almak öyle kolay kolay nasip olacak bir şey değildir. Kendisine şükranlarımı sunuyorum. Bugün; zaten geçmişte yapılan bir yemini, hatta yönetmeliklerini değiştirmediler diye bordo berelilerin halen yaptığı, bu sene de yaptığı o yemini ‘Biz de etmek istiyoruz’ deyip de ‘Resmi törende edemezsiniz’ deyince, resmi tören bittikten sonra eden, Atatürk’e bağlılıklarını ifade eden, orduya sadakatlerini ifade eden, bu millet için gözlerini kırpmadan ölebilecek kadar bu ülkeyi sevdiklerini ifade eden beş teğmenin…

Hele hele biri var ki, hiçbirini birbirinden ayırmak olmaz ama bu sene bu ordunun da bu milletin de Türkiye’deki bütün kadınların da gurur yılıydı. Çünkü kara, hava ve deniz harp okullarının birincisi tarih boyunca ilk kez üçünün de kadındı. Bugün aldıkları o korkunç kararla, o büyüyü de bozdular. O bir Cumhuriyet hikâyesinin vardığı en üst noktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusunda, Türkiye Cumhuriyeti’nin, harp okullarının üçünde birden üç kadın teğmen dönem birincisi oluyorsa neredeyse tam notlarla, sen onlardan birini; Kara Harp Okulu’nun birincisini ihraç ediyorsan, bu senin zaten Cumhuriyet’le bir gönül bağının olmadığı, Atatürk’le kurduğun ilişkinin sadece söylemsel olduğu ve bu milletin yüzde 99’unun yüreğinde olan birine laf söylemenin maliyetinden kaçındığın için dönüp en yakın silah arkadaşına laf uzattığını hepimizin bildiği bir süreçte bugün yapılan meseleyi şöyle şuraya koyuyorum.

Daha önce de söyledim, burada da bir kez daha kayda geçeceğim. Bir; o beş teğmenimize hukuki destek, hukuki destek. Çünkü bir idari yargı süreci olacak dönmeleri için. Devamında eğer kendilerini nerede görmek istiyorlarsa, o görmek istedikleri görev başımızın üstündedir, teminatı biziz. Ama kendilerini görev almak istedikleri yerde misafir kabul ediyoruz. Çünkü o görev yapılacak ilk genel seçime kadar sürecek. O genel seçimden sonra, bu beş teğmenimiz hiçbir maddi tarafını zaten önemsemezler ama maddi ve manevi özellikle askerlik mesleğine dair, hiçbir kayıpları olmaksızın şanlı üniformalarına ve görevlerine, arkadaşlarının yanına dönecekler. Ben kendime dair bir siyasi kariyer hedefi hiç tarif etmiyorum, bunu bilenler biliyor.

Bunu da Recep Tayyip Erdoğan da duysun ama en çok da o ihraç kararlarına imza atanlarla, buna susanlar duysun ki; teğmenlerin geldiği gün siz ihraç olacaksınız. Bunu Soma davasında öldürdükleri kişi başına 4.5 gün yatıp salıverilenler çıkıp, neredeyse ölenlerin suçlu bulunduğu gün önünde konuşmuştum. Odamda o konuşmanın resmi var. Resmi çerçeveleyen evladımız da 33 yaşında geçen ay öldü, cenazesine gittim. Bu kadar çok acı çeken bir ülke, bir parti olmaz yani bu kadarı. Ama orada söylemiştim, burada bir daha söylüyorum. Soma’nın da Akbelen’in de teğmenlerin de hesabı sorulacak. And olsun, and olsun, and olsun.”

Teğmenlerin avukatlarından açıklama: Muhataplarına resmi olarak tebliğ edilmeden basın açıklaması olarak kamuoyuna duyuruldu

İhraç edilen teğmenlerin avukatlarından yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında geleneksel kılıç çatma seremonisi esnasında yine gelenekselleşmiş marş ve özlü sözler söyleme kapsamında; 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyen ve subay andını söyleyerek Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılıklarını, Türk vatanına yönelecek tehditlere karşı canlarını seve seve vermeye hazır olduklarını ifade eden yüzlerce teğmenin arasından seçilerek disiplin yargılamasına tâbi tutulan müvekkil beş teğmenimiz TSK'dan ayırma cezasıyla tecziye edildiği hususu, henüz muhataplarına resmi olarak tebliğ edilmeden devlet geleneklerine aykırı bir tutum ve büyük bir ciddiyetsizlikle basın açıklaması olarak kamuoyuna duyurulmuştur.

"Tarihe emre itaatsizlik değil, 'Mustafa Kemal'in askerleri'nin yargılanması olarak geçecek"

Şüphesizdir ki bu yargılama tarihe, bir emre itaatsizlik yargılaması olarak değil, gerçekte olduğu gibi “Mustafa Kemal'in Askerlerinin” yargılanması olarak geçecektir. Kara Harp Okulu’ndan Atatürk’ün askeri subayların mezun olmasını kabullenemeyen, Cumhuriyet değerlerine düşman çevrelerin siyaset ve bürokrasi üzerindeki baskısıyla verilen gerçeğe ve hukuka aykırı bu ceza karar, daha bugünden Türk Ulusunun vicdanında mahkûm edilmiş bulunmaktadır. Pırıl pırıl genç ve vakur teğmenlerimizin rütbesi şimdilik alınmış olup, kalplerinde Harbiyeli brövesi, Türk Ulusunun kalbinde ise yıldızları bâkidir. Sadece TÜRK MİLLETİ adına hareket ederek yargılama gerçekleştirecek olan mahkemelerin bu hukuksuzluğa karşı duracağına inancımız sonsuzdur. 

Vicdanlarda şimdiden mahkum olmuş haksız karara karşı hukuksal mücadelemiz tereddütsüz bir şekilde devam edecektir."

Teğmen Ebru Eroğlu'nun savunması: Sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar

“Ben teklifimi iletirken sadece resmi tören için iletmiştim. Resmi tören sonrasına yönelik herhangi bir sözlü veya yazılı bir emir yoktur, hatta bu konu en ufak şekilde bile gündeme gelmedi. 20 Ağustos 2024 tarihinde Tabur Komutanımız tarafından tören provası icra edilirken, tüm tabur önünde, ses yayından tören yönetmeliğinin değiştiği ve bu sebeple yine tören esnasında bu andı okuyamayacağımız tebliğ edildi. Biz de bu emre uyduk ve törende hiçbir şekilde bu emrin hilafında hareket etmedik, böyle bir girişimde dahi bulunmadık.

“Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum”

Bizler zaten Harp Okulu'na 27.09.2019 tarihinde Menteş Tören Alanında askerlik yeminini okuyarak girdik. Atatürk'ün de mezun olduğu okuldan mezun olurken de geleneksel kılıç atma esnasında son kez birlik beraberlik içinde subay andının benim tarafımdan okunmasının devre birincisi olarak benim üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu düşünerek hareket ettim. Kesinlikle disiplinsizlik gibi bir amacım yoktur. Harp Okulu safahatım incelendiğinde Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum. Yapılan bu eylemde kesinlikle derinden bağlı olduğum Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tartışmaya açmak, itibarını zedelemek, ayrıştırıcı bir tavır takınmak gibi amacım yoktur, olamaz.

“Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim”

Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim. Mikrofondan da bu yönde bir anons yapmadım. Ben protokol, tören alanını terk ettikten sonra basının da protokolle hareket ettiğini düşünüyordum. Çünkü bugüne kadar haber kanalları Cumhurbaşkanı alanı terk ettikten sonra yayını kestiler, törenin tamamını veya sonrasını yayımlamadılar.Bu faaliyette basını ilgilendiren hiçbir şey yoktur, bir fotoğraf veya video çekimi olmasını isteseydim en başında ailemi oraya davet ederdim. Hatta ailemin elinde bu ana ait hiçbir video yok. Basın yayın organlarının oraya gelişi bizim davetimizle değil, aksine koşarak ve oluşturduğumuz çemberi yararak girmeleriyle olmuştur.

Ben Harp Okulu'na 1'inci olarak girdim ve 1'inci olarak bitirdim. Öğrencilik sürem boyunca; Tabur Onur Teşkilatı üyesi, Bölük Kıdemli Yardımcısı, Harbiyeli Bölük Komutanı, Harbiyeli Tabur Komutanı, Harbiyeli Alay S1/S4, Bölük Ceza Sorumlusu, Kadın Harbiyelilerin kıdemlisi gibi görevlerde bulundum. Başarılı bir personel olduğum için Kayseri'de icra edilen kayak kursuna katıldım, Menteş'te yapılan dalgıçlık kursuna katıldım ve dalgıç sertifikam bulunmakta, İtalya'da düzenlenen Harp Okulları Arası Silahlı Çatışma Hukuku konulu yarışmaya Bakanlık onayı ile katıldım.

“Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim”

Harp Okulu'nda icra edilen 13 Mart gösterisi, 29 Ekim yürüyüşü, 27 Aralık koşusu, 30 Ağustos tören görevi gibi çeşitli faaliyetlere gönüllü olarak katıldım. İntibakta yapılan İngilizce sınavını başarıyla geçerek ikinci yabancı dil okuma hakkı kazandım. Hava Harp Okulu'nda icra edilen Harp Okulları arası koşu yarışmasında katıldım ve 1'inci olduk. Atış ve spor başarı rozetim vardır. Komando Temel Kursunu erkek harbiyelilerin de dahil olduğu sıralamada 58'inci olarak bitirdim. Sıralı amirlerimden askerlik ve akademik eğitim ile disiplin konularında takdirler aldım. Harp Okulu hayatım boyunca TSK'ya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yakışır bir Harbiyeli ve subay olmaya çalıştım, bunun için çabaladım. Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim.

Bugün sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar. Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk. Hayatımızın geri kalanında da bu minvalde hareket edeceğiz şüphesiz."

İhraç edilen teğmen dönüş davasını geri çekti; "Harp Okulu'nda yapı var"

TOLGA ŞARDAN YAZDI - Kara Harp Okulu’ndaki teğmen krizinde “Cumhurbaşkanı” detayı

FARUK BİLDİRİCİ YAZDI - Teğmenlere ceza telaşında düşülen komiklik


T24 Özel

Tek tıkla Zeugma Müzesi’ni kazı başkanının anlatımıyla gezin


Günün öne çıkan haberleri...

TIKLAYIN - İmamoğlu, “Akın Gürlek” ve “bilirkişi” soruşturmalarında ifade verdi, Çağlayan'dan seslendi: 4 aydır yargı tacizinin en üstünü yaşıyoruz

TIKLAYIN -Ölümlü kazaya karışan Zehra Kınık'ın tutuklanması talebi yine reddedildi

TIKLAYIN - İmamoğlu'nun "bilirkişi" soruşturmasında verdiği ifadeye ulaşıldı!

TIKLAYIN - İmamoğlu Akın Gürlek soruşturmasında verdiği ifadede ne söyledi?

TIKLAYIN - Murat Sabuncu | Erdoğan’dan İmamoğlu’na, ‘aynı yollarda’ 25 yıl sonra bir otobüs hikâyesi; Çağlayan’da yeni bir dönemin adımı atıldı

TIKLAYIN -Ölümcül risk: Türkiye'de de satılan antibiyotik ABD'de raflardan toplatıldı

TIKLAYIN - Bir "sarı serum" vakası daha; eczacı kalfasının taktığı 'atom serum' sonrası rahatsızlanan kadın öldü, soruşturma başlatıldı!