Kültür-Sanat

Oyuncu Çiçek Dilligil, Afife Jale'ye sordu: Korkuyor musun?

“Ben tiyatrodan asla vazgeçmedim. Sonra Atatürk, Cumhuriyet ile bize hak ettiğimiz hayatı verdi. Biz de tiyatroya hak ettiği değeri..."

30 Mart 2018 21:13

Resimleyen: Zeynep Özatalay
Yazan: Çiçek Dilligil*

“Korkuyor musun?” diye sordu genç kıza. Kız kafasını salladı. Bir dönüm noktasındaydı ve evet, korkuyordu. “Korkma!” diye devam etti Afife. “Senin bu hayata katmak istediklerine ihtiyacı var insanların. Söyleyecek sözlerini duymaya, seni seyretmeye… Tereddütlerin bizi senden mahrum edecektir. Sakın!” 

Genç kız derin bir nefes aldı. “Siz hiç korkmadınız mı?” diye sordu. “Korkmuştum. Hem de çok... Ancak ünlü tiyatrocu Muhsin Ertuğrul’un söylediklerini işittim. O, ‘Uzun zamandır bir oyunda oynamıyorum. Çünkü Türk aktris yok. Türk hanımlarından biri cesaret edip de benimle oynayıncaya kadar oynamayacağım,’ demişti. Ne kadar asil, diye düşündüm. Neden, dedim. Neden o aktris ben olmayayım, biz olmayalım?” 

Genç kız hayretle doğruldu dayandığı ağacın gölgesinde. “Peki ya sonra?” dedi heyecanla. Afife devam etti: Behire, Memduha, Beyza ve Refika ile birlikte Darülbedayi’ye, yani o zamanki sanat okuluna başvurduk ve kabul edildik. Orada bir tiyatro topluluğu da vardı ama bizim, yani Türk kadınının, sahneye çıkmasına izin verilmiyordu.” 

“Kadın rollerini de erkekler mi oynuyordu?” diye sordu genç kız. Gülümseyerek baktı Afife gelecekteki meslektaşına, “Hayır,” dedi. “Ermeni kadınlar oynuyordu o rolleri. O yıllarda sahneye konan Yamalar oyununda oynayan Eliza yurtdışına gitmişti ve onun yerine bir oyuncu aramaya başladılar. Düzenlenen sınava girip kazandım ve Jale takma ismi ile ilk kez sahneye çıktım.” 

Genç kız şaşkınlığına engel olamayıp, “Sizin soyadınızın Jale olduğunu sanıyordum,” dedi. “Hiç korkmadınız mı, diye sormuştun ya bana, işte takma adımda gizlidir korkum. Çünkü sahneye çıkmaya başladıktan sonra alkışların verdiği mutluluğu polisler aldı elimden. Neredeyse her oyunumuza baskın düzenlediler.” 

Afife’nin yüzündeki hüznü gören genç kız, “Anlatmak zorunda değilsiniz,” dedi hemen. “Küçüğüm!” dedi Afife, “Burada bize zarar veremezler, biliyorsun. Üzülme,” dedi genç meslektaşının saçını okşarken. Derin bir nefes alıp devam etti. “Belediyeden gelen, Müslüman kadınların sahneye çıkmasını yasaklayan o yazı ile en mutlu olduğum yerden men edildim.” 

O anları tekrar yaşar gibiydi. Gözleri dolmuştu. Genç kız ona sıkıca sarıldı. Afife, kendini geri çekti, kızı omuzlarından sıkıca tutup “Ben tiyatrodan asla vazgeçmedim. Sonra Atatürk, Cumhuriyet ile bize hak ettiğimiz hayatı verdi. Biz de tiyatroya hak ettiği değeri... Şimdi sıra sende. Hayallerini gerçekleştir. O sınavı kazan küçüğüm! Uyan artık,” dedi ve genç meslektaşını son kez alnından öptü. Bugüne kadar gördüğü bütün rüyalarda kaybolan genç kız, bu kez Afife Jale’nin tükenmek bilmeyen ışığıyla yeni hayatının ilk gününü aydınlatmıştı. 


*Oyuncu Çiçek Dilligil’in kaleme aldığı Afife Jale portresi, Türkiye’den 36 kadın yazarın, ilkleri başaran öncüllerinin hikâyelerini genç okurlar için anlattığı ‘Kim Demiş ki Ben Yapamam’ isimli kitaptan alınmıştır. Köstebek Yayınevi tarafından basılan kitabı, kitapçılardan temin edebilirsiniz.

TIKLAYIN - Kadınlar, Türkiye'nin ilklerini başaran kadınların hikâyelerini çocuklar için anlattı: Kim demiş ki ben yapamam?