İşte o açıklamalar: “Galatasaray Lisesi’nden mezun olduğumda babam hariciyeci olmamı istemişti. Paris’teki okuluma gideceğim sırada 1961 ihtilali oldu. O sırada diplomat olan sınıf arkadaşımı terör saldırılarında kaybettim. Neyse ben İstanbul’da kaldım ve erotik film yıldızı oldum. Bundan da hiç utanmadım. Çünkü ben filmlerde donumu hiç çıkarmadım. Bir yapımcı ‘donunu çıkar, sana aldığın paranın iki katını öderim’ dedi. Kabul etseydim, Kilyos’ta villa kentim olurdu. Erotik film duayeni olarak iddia ediyorum ki, sinemada sevişme sahnesinde oynayacak güzel ve seksi kadın yok. Hepsi donuk bakışlı, yapmacık kızlar. Şimdiki sevişme sahnelerinden midem bulanıyor. Sevişmiyor, boğuşuyorlar.”
Yılmaz Güney beni dinlemedi
Aydemir Akbaş, sözlerine şöyle devam etti: “İbrahim Tatlıses evladımdır. Bana karısını, kızını, trilyonlarını emanet eder. Çünkü güvenir. Ama diğer evladım Yılmaz Güney asla söz dinlemezdi. Ona ‘Oğlum hızlı araba ve silah kullanma’ derdim. 1974’te Yumurtalık hakimi Sefa Mutlu’yu öldürdüğünde her şey için çok geçti. Oysa ki birkaç gün önce ‘Aydemir Abi söz silah yok’ demişti. O gün ben yanında olsaydım bu talihsiz olay başına gelmezdi. Aynı şey Kemal Sunal için de geçerli. O gün ben Çiçek Bar’a gitseydim, asla Kemal’in o uçağa binmesine izin vermezdim. Çünkü ben de onun kadar uçaktan korkuyorum. O da beni dinler ve o uçağa binmezdi...”