Hürriyet yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, "Kemik ve eklemlerimiz neden hızla yaşlanıyor?" sorusunu gündeme getirerek köşesinde derinlemesine işledi. Eklemde ve kemiklerde yaşanan sorunların anotomisini çıkaran yazar, Eskiden 60’ından sonra pek az görülen sorunların, şimdilerde neredeyse 30’lu yaşlarda bile can sıktığını, rakamlardan hareketle her üç yetişkinden birinin diz, kalça, omuz, sırt, boyun ya da bel ağrısı yaşadığına dikkati çekti.
Sorunlarda beslenme hatalarının başı çektiğini vurgulayan Müftüoğlu, Pişirme yöntemi olarak tencere yemeklerinin terkedildiğini, Kelle-paça çorba ya da tavuk suyu çorbasının sofralardan uzaklaştığını kaydetti. Yazar, toplumdaki yeni beslenme tarzının zararlarından bahsederek, eklem dostu besinleri şöyle sıraladı:
"Esas sorun kolajende"
"Şu da mühim: Kıkırdak dokusunda da diğer dokular gibi sürekli bir yıkılma ve yeniden yapılanma var. Yeniden yapılanma için de bedenimize sürekli ve düzenli biçimde kolajen, hyaluronik asit ve farklı GAG’ları kazandırmamız gerekiyor. Sorunumuz da zaten tam da bu nokta da başlıyor. Yeni beslenme tarzımız (yani modern beslenme denilen kötülük!) bizi bu doğal ve çok mühim yapılardan mahrum hale getiriyor.
Neticede eklemlerin ihtiyaç duyduğu destek maddelerini yeterince kazanamıyoruz. Peki niçin? Yanıtı aşağıdaki kutuda bulacaksınız.
Sakatat kadar sebze yemeli, salata da önemli
Kemik ve eklemlerimizi koruyup, onlara güç verecek baharatlardan ve kıkırdak oluşumunu ve kolajen üretimini destekleyecek C vitamini zengini sebzelerden yani salatalardan da mahrum etmemeliyiz.
Kerevizi, yer elmasını, pancarı, havucu, patatesi de yeteri kadar tüketmiyoruz.
Eklem dostu, magnezyum zengini yeşil sebzelerden (ıspanak, karnabahar, lahana, yeşil fasulye) yeterince faydalandığımızı söylemek de pek kolay değil bence.
Sülfür deposu besinlerin de pek farkında değiliz. Sarımsağı, turpu, soğanı yemekten korkuyoruz. Kısacası eklemlerimizin düştüğü bu can sıkıcı durumdan öncelikle biz ve bizim beslenme hatalarımız sorumlu.
Eklem dostu besinler hangileri?
En başa omega-3 zengini besinleri yazın, özellikle de yağlı balıkları sık tüketmeyi sakın unutmayın. Eğer böyle bir şansınız yoksa omega-3 desteklerinden faydalanmayı düşünün. Hemen arkasına kalsiyum ve D vitamini zengini süt ürünlerini, özellikle de yoğurdu ilave edin.
Eklem dostu besinler listenizde hesperidin zengini portakal da mutlaka bulunmalı. Listenizde pektine de yer açın. Pektin portakal ve diğer turunçgillerde de var ama esas kaynağı elma. Eklem dostu besinler listesinde zeytinyağına da yer verin, onun da içinde güçlü yangı giderici eklem desteği antienflamatuar maddeler var. Zerdeçalın da mükemmel bir eklem dostu olduğunu unutmayın.
Eklem dostu besinler listenizde omega-3 ve magnezyum zengini ceviz de mutlaka bulunsun. Fırsat buldukça kolajen zengini sakatat tüketmeyi unutmayın. Et suyu, tavuk suyu çorbası ve bol kemikli et yemeklerine ağırlık verin. Kılçığı ile birlikte yenilebilen balıkların kılçığını atmayın. Proteinden zengin gıdalar kolajenin ana maddeleri olan lizin ve prolin isimli aminoasitlerini de bol miktarda içeriyor.
Onlardan da (süt ürünleri, yumurta, et ürünleri) bol ve sık istifade edin. Ananasta bol bulunan bromelain maddesi de kolajen üretimini uyarıyor. İmkânınız varsa meyve tercihlerinizde ananastan da istifade edin. Sarımsağın da kükürtlü bileşikleri sayesinde güçlü bir eklem destekçisi olduğu aklınızda bulunsun."
Yazının tamamı için tıklayın