Harvard Üniversitesi'nin ilk sanat tarihi profesörü olan Charles Eliot Norton anısına 1925 yılından bu yana düzenlenen konferansın bu yıl ki konuğu Nobel ödüllü Orhan Pamuk'tu. Pamuk, 22 Eylül Salı günü verilen ilk derste 'Roman okurken bize neler olur?' sorusunun cevabını verdikten sonra dünya edebiyatından en etkilendiği romancıları sıralarken en kıskandığı romanın da Anna Karenina olduğunu söyledi. Zaman Gazetesi'den Kılıç Buğra Kanat'ın konferansla ilgili izlenimleri şöyle:
22 Eylül Salı günü, Harvard Üniversitesi'nin en görkemli ve en geniş salonu olan Sanders Theatre'ın önünde uzun bir sıra, Norton Lectures dizisinin bu seneki konuğu olan Orhan Pamuk'un vereceği ilk derse girmek için bekliyor.
Charles Eliot Norton Dersleri, Harvard Üniversitesi'nin ilk sanat tarihi profesörü olan Charles Eliot Norton anısına, 1925 yılından bu yana düzenlenen bir konferans serisi. Her sene Harvard'a "Charles Eliot Norton Profesörü" olarak davet edilen bir sanatçı, altı derste kendi sanat dalını ilgilendiren hususlarda bir dizi ders veriyor. Daha önce T.S. Elliot, Jorge Louis Borges, Octavio Paz, Czeslaw Milosz, Italo Calvino, Harold Bloom ve Umberto Eco gibi isimlerin yer aldığı bu kürsünün bu yılki konuğu Orhan Pamuk. Bhabha, yaptığı kısa takdim konuşmasında, bir yandan eserlerine atıflarda bulunarak Pamuk'un romancılığı hakkındaki düşüncelerini ifade ederken, bir yandan da Pamuk'un davet edilişinin sebeplerini anlatıyor. Bhabha, konuşmasına Pamuk'un romanlarının dünyanın her yanını biraz Türkleştirdiği gibi, bu konferansı da İstanbullaştıracağını söyleyerek son verirken; o meşhur kürsüyü bu seneki konuğu olan Orhan Pamuk'a bırakıyor.
Orhan Pamuk konuşmasına Harvard Üniversitesi ile ilişkisine değinerek başlarken, bu kısa şahsi nottan Pamuk'un romanlarının İngilizce çevirmenleri olan Victoria Holbrook ve Mauren Freely; romanlarını incelemiş önemli eleştirmenler olarak ifade ettiği Jale Parla ve John Updike ile editörü ve edebiyat ajanının Harvard mezunu olduklarını öğreniyoruz. Pamuk'un verdiği ilk dersin konusu olan, "Roman okurken bize neler olur?" sorusunun cevabını, salonu dolduran kalabalığın ilgiyle onun kelimelerinde aradığı gözlerimizden kaçmıyor. Pamuk konuşmasına önce Schiller'in "On Naive and Sentimental Poetry" makalesine atfen romancıları ikiye ayırarak başlıyor. Daha sonrasında kendi roman anlayışının bu ayrımın neresinde olduğu hakkında ipuçları veriyor. Bunun yanında Pamuk, roman okurken bizim farkında olmadan neler yaptığımızı ve bize neler olduğunu da adım adım anlatıyor.
Pamuk'a göre; roman sayfalarını açtığımız andan itibaren otomatik pilota bağlanmış gibi bazı süreçlerden geçeriz. Bunların arasında roman içinde yaptığımız gözlemler, kelimeleri imgelere dönüştürmek, yazılanların ne kadar gerçek olduğunu sorgulamak, etik yargılamalarda bulunmak, okuyucu olarak romanı okumaktan kaynaklanan özel bir başarı hissine kapılmak, romanda gizli bir mesaj olduğunu düşünmek ve romanın gizli merkezini bulmaya çalışmak bulunuyor. Pamuk bu süreçleri ve işleyişleri, dünya edebiyatından verdiği örneklerle açıkladıktan sonra, soru-cevap bölümünde ise en etkilendiği romancıların Dostoyevski, Tolstoy, Proust ve Thomas Mann; en önemli bulduğu ve kıskandığı romanın da Anna Karenina olduğunu söyledi.
Pamuk, 'Charles Eliot Norton Dersleri Serisi' dahilinde roman sanatı üzerine önümüzdeki iki ay içerisinde beş konferans daha verecek. Bu konferansların konusu sırasıyla "Sayın Pamuk, bunların tümünü gerçekten yaşadınız mı?", "Karakter, zaman ve kurgu", "Resimler ve şeyler", "Müzeler ve romanlar" ve son olarak da "Merkez" olacak. Konferanslar daha sonra Harvard Üniversitesi'nin yayınevi tarafından kitaplaştırılacak.