İzmir’de Bergama Kozak'a yeni bir altın madeni için bakanlık çevresel etkinlik değerlendirme (ÇED) onayı verdi. Koza şirketi bu sefer Kapıkaya köyünde maden arayacak ancak ruhsat sahası içinde korunması gereken endemik türler de bulunuyor. Belediyenin avukatı ise daha önce mahkeme kararıyla iptal edilen Yerlitahtacı projesinin isminin değiştirilerek yeniden ÇED olumlu kararının çıkarıldığını söyledi.
Evrensel'den Metehan Ud'un haberine göre uzun zamandır maden şirketlerinin tehdidi altında olan İzmir'in Bergama ilçesinin Kozak bölgesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni bir maden sahası için yapılan başvuruyu kabul etti. Bakanlık, altın madeni işletmeciliği yapan Koza Altın İşletmelerinin, Kapıkaya Altın-Gümüş-Bakır Madeni Açık Ocak İşletmesi Projesi için de ‘çevresel etki değerlendirme olumlu’ raporu verdi.
Bakanlığın sitesinde duyurulan nihai ÇED raporuna göre sahada iki açık ocak bulunacak. 4 yıl sürmesi planlanan projenin bedeli ise 924 bin lira. Bu süreçte 0,68 ton altın, 0,39 ton gümüş, 3,794 ton bakır üretilmesi planlanıyor. Raporda, maden arama çalışmalarının doğaya zarar vermeyeceği de ileri sürülüyor. ÇED alanına en yakın yerleşim yeri yaklaşık 2 km mesafede.
6 endemik bitki türü var
Proje sahası İzmir-Manisa Çevre Planında ormanlık alanda yer alıyor. Kızılçam ağaçları ile kaplı alanda 4 bin 325 ağaç kesilecek. Saha içerisinde 6 adet endemik tür tespit edildi. Endemik türlerden biri hariç, 'az tehdit altında' kategorisinde olduğu belirtilerek herhangi bir koruma önlemi alınmayacak. Alan içerisinde “Nesli tükenme tehlikesi büyük” olan türlerden Verbascum renzii (Fethiye sığırkuyu) de bulunuyor. Ayrıca proje sahasının etrafında zeytin tarlaları ve meralar da var.
Yakınlarında konuma bölgesi var
Proje dosyasında her ne kadar kültür varlığı bulunmadığı ileri sürülse de ruhsat sahası çevresinde kültürel varlıklar da bulunuyor. UNESCO Dünya Mirası Koruma Listesi'nde yer alan Kybele Kutsal Alanı, Kapıkaya köyü sınırları içinde kalıyor. Proje alanında patlatma yöntemi ile maden arayışı yapılacak.
Bergama Belediye Başkanı: Doğanın devlet eliyle katledilmesine seyirci kalmayacağız
Yöre halkı ve çevreciler, yargı kararları hiçe sayılarak sürekli yenilenen izinlere tepkili. Cumhuriyet'te yer alan habere göre Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, Koza’nın “ kayyım” aracılığıyla devlet tarafından işletildiğini, iznin de bakanlık aracılığıyla yine devlet tarafından verildiğini anımsattı.
Doğanın devlet eliyle katledilmesine seyirci kalmayacaklarını belirten Gönenç, “ Kayyım üzerinden yayılmacı bir politika izleniyor. Masanın iki tarafında da devlet var. Biri başvuruyor, diğeri izin veriyor. Bununla başa çıkabilmek için mahkemeye gidiyoruz. Ama kazansak da bir şey değişmiyor. Yargı kararlarını bir hafta içinde by-pass ediyorlar. Koza altın daha önce İpek grubu tarafından işletilirken de durum farklı değildi. Şimdi Kapıkaya’ya yapacakları açık ocağın ömrü 4-5 yıl. Biz mahkemeden sonuç çıkarıncaya kadar zaten ömrünü tamamlamış olacaklar. Yargı kararları zaten uygulanamadığı için bize çok fazla seçenek kalmadı. Duruma seyirci kalmayacağız. Yöre insanının tepkisiyle, sivil itaatsizlikle sonuç almaya çalışacağız” dedi.
Başka bir projeye de komşu
Kapıkaya Projesi’nin gerçekleşeceği ruhsat sahasının sınırları içinde ÇED süreci tamamlanan Kapıkaya Projesi de yer alıyor. 4.5 km mesafede yer alan projeye karşı başlatılmış yargı süreci devam ediyor. 2014 yılında Yerlitahtacı köyünde yapılmak istenen halkın katılımı toplantısına köylüler katılmamıştı.Aynı ruhsat sahası bölgesinde Kapıkaya Projesi daha öncesinde Yerlitahtacı Projesi olarak uygulanmak istemiş ancak mahkeme kararı ile ÇED olumlu kararı iptal edilmişti.
"İdare, yargı kararlarını dikate almıyor"
Projenin ÇED süreci ile ilgili Evrensel'e açıklamada bulunan Bergama Belediyesi'nin Avukatı Serdar Sinan, şunları kaydetti:
“Yerlitahtacı Projesinin ismi değiştirilerek Kapıkaya ismi verildi ve tekrardan sunuldu. İDK toplantılarına katılarak sunulanın yeni bir dosya olmadığını, sadece isminin değiştirildiğini ve yargı kararının arkasından dolanıldığını belirttik ve onay verilmemesini istedik. Önceki mahkeme kararı hâlâ geçerliliğini koruyor. Velev ki iddiamız doğru değil ilk yargı kararında çevredeki ekosisteme etkilerine dair tespitler, bilirkişi raporuna dayanılarak. Yerlitahtacı ile Kapıkaya komşu köyler. Yerlitahtacı için geçerli tespitler, Kapıkaya için de geçerli. Burası farklı ekosistemlere ait değil. Dolayısıyla oradaki iptal gerekçelerinin burası için de geçerli olduğunu dile getirdik. Ama böylesi bir karar verileceğini de bekliyorduk. Yargı kararının arkasından dolanılması alışık olmadığımız bir durum değil. Benzer bir durum geçtiğimiz günlerde Ovacık Köyü için de yaşandı. Hukuki zemindeki uğraşlarımızın sonuç vermediğini görüyoruz. Her defasında aynı senaryoyu yaşamak zorunda kalıyoruz. Malasef idareler yargı kararlarını dikkate almıyor."