T24- CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı "başından beri komik bulduklarını" belirterek, "Sayın Arınç, kozmik odaya kozmetik oda dediniz mi demediniz mi?" diye sordu. Arınç'la polemiğe dönüşen konuşmaların yeni bir tartışma düellosuna yol açıp açmayacağı konusunda da Kılıçdaroğlu, "Benim açımdan bir sakınca yok. Kendisi kabul ederse niçin olmasın" karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Arınç’ın "Tüm basın mensuplarından ricam şudur, bana sorduğunuz bu soruyu Sayın Baykal’a da sorun. Sayın Kılıçdaroğlu’na da sorun. Çünkü bu olayı başından beri, ’komik’ bulduklarını, ’safsata’ olarak gördüklerini söyleyenler bu şahıslardır" dediğini belirterek, şunları söyledi: "Şimdi yanıtlıyorum. Sayın Arınç, ’kozmik odaya kozmetik oda dediniz mi, demediniz mi?’ Kozmik odaya, kozmetik oda diyerek olayı siz karikatürize etmiyor musunuz? Bunu bildiğimiz içindir ki biz sizi başından beri komik buluyoruz. Sorun da bu. Hala anlamadınız mı? Ama siz olayın özüyle ilgilenseydiniz size saygı duyardık.
Önce suikast dediniz, sonra ’Tabii bir suikast eylemi olarak düşünülmemeli’ diyerek suikasttan vazgeçtiniz. Size suikast yapacağı söylenenlerin yanlarında suikast silahları yoktu. Size Ankara’da suikast yapılacaktı, ama siz o sırada Manisa’daydınız. Sayın Yargıcı izlediği söylenen iki askeri araçta patates, soğan çıkıyor. Araçta bulunanlar aşçı ve elektrikçi.
Her olaydan sonra Genelkurmay Başkanlığı açıklama yapıp kamuoyunu bilgilendiriyor. Ama konuyu yakından izlemesi gereken İçişleri Bakanı hiçbir açıklama yapmazken, tüm açıklamaları siz yapıyorsunuz. Oysa siz, basın yayın, Anadolu Ajansı ve TRT’den sorumlusunuz. Yoksa siz AKP’nin derin karargahının sorumlusu ve sözcüsü müsünüz?" Şüphelilerin avukatının suikast ile ilgili ihbarın Amerika üzerinden yapıldığını söylediğini, Avukatın Mahkeme kararına geçen açıklamasında, "Soruşturmaya dayanak yapılan ihbar numarası 123 06 06’dır. Bu numara Amerika üzerinden yapılan bir ihbarı kanıtlamaktadır. Amerika’dan yapılan bu ihbarda vekillerimin kullandığı araç plakaları bile verilmiştir" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu doğru mu? Sayın Arınç acaba bunu doğrulama gereği duydu mu? Duymadıysa, neden? Her şeyi merak eden Arınç, acaba bunu niçin merak etmiyor?" diye konuştu.
-"GÖZYAŞLARINIZI BİRAZ DA BUNUN İÇİN GÖSTERİN"-
Arınç’ın, "Türkiye bir hukuk devletidir" dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Doğru, yasalar böyle diyor. Ama Türkiye AKP iktidarıyla birlikte hızla hukuk devletinden uzaklaşıyor. Sayın Arınç’a sormak isterim: Madem ki Türkiye bir hukuk devleti, sizin bakan arkadaşınız niçin ve hangi hukuk devleti mantığı ile Erzincan savcısına telefon açıp, gözaltına alınanları serbest bırakın diyebiliyor. Bunu acaba hiç vicdanınızda sorguladınız mı? Tutamadığınız gözyaşlarınızı biraz da bu olaylarda bize gösterin de samimiyetinizi görelim" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, emekli aylıklarına yapılacak zam için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a çiçek veren Türkiye İşçi Emeklileri Derneği yöneticilerini de eleştirerek, "Artık Türkiye İşçi Emeklileri derneğine üye olan emeklilerimiz yaz tatillerini Kanarya adalarında geçirebilir!" diye konuştu.
-"SİZİ YETİM BIRAKTILAR"-
4-C uygulaması konusundaki sözleri nedeniyle de Arınç’ı eleştiren Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi: "Sayın Arınç, şimdi 4-C’yi savunuyor. Yani ’işçilerin çalışırken sahip olduğu hakları ellerinden alınsın, aylıkları yarıdan fazla indirilsin’ diyor.
Sayın Arınç’a gerçekten de sormak isterim. Meclis Başkanı iken kendisini milletvekillerinden ayırıp 2 kat daha yüksek bir aylığa layık gören Sayın Arınç, aylığı üçte bire iner ise bunu kabul edecek mi? Bunu adaletli bir uygulama olarak görecek mi? Eğer kendisi çıkıp bunu kabul edecekse, bunun adaletli bir uygulama olduğunu söyleyecekse işçiler için düşündüklerini de biz doğru kabul edeceğiz.
Kendisine layık görmediği bir uygulamayı niçin işçilere, hangi vicdanla uygun görüyor? Buradan işçi arkadaşlarıma, emekli yurttaşlarıma sesleniyorum: Sizin önünüze düşenler, sizi köşe başına kadar getirip, yetim bıraktılar. Sizi açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, 4-C denilen çağdaş köleliğe mahkum ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Sizi köşe başında açlığa yoksulluğa mahkum edenlerin kendileri, bugün artık köşeyi döndüler. Hiç unutmayın, bu çifte standardı da, köşe dönmeyi de ’din iman adına’ yaptılar. ’Kul hakkı yedirmem’ diyenler, kul hakkını yiyenlerin sırtını sıvazladılar. Onlara arka çıktılar."
-"BUNLAR ERKEN SEÇİMİN İŞARETLERİDİR"-
Soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın "Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması için öngörülen 120 günlük süreyi, 45 güne indiren yasa teklifi verdiğinin" anımsatılması üzerine, anayasaların ciddi belgeler olduğunu ve değiştirilmesinin özel prosedüre tabi olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, toplumsal uzlaşma sağlanmadan anayasa değişikliği yapmanın doğru olmadığını belirterek, "Ama AKP anayasayı da diğer yasalar gibi yol geçen hanına döndürdü. 120 günü getiren kim? AKP. Halka götüren kim? Yine AKP. Olay kabul edildi. Şimdi AKP bundan vazgeçiyor. Niçin vazgeçiyor? Sayın Bekir Bozdağ, ’halkımız daha bilinçli oy kullansın diye 120 günü 45 güne indiriyoruz’, diyor.
Halkın bilincine niye güvenmiyorsunuz? Böyle bir gerekçe olabilir mi? Çocuk mu kandırıyorsunuz. Bunlar erken seçimin işaretleridir" şeklinde konuştu.
Bunun anayasa değişikliği için hazırlık olup olmadığının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in "mini bir paketten söz ettiğini", Bozdağ’ın ise "bundan haberimiz yok" dediğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, "Doğrusunu isterseniz neyin ne olduğunu daha henüz çözmüş de değiliz. Anayasa değişikliği için Sayın Mehmet Ali Şahin neden ve hangi gerekçeyle bu açıklamayı yaptı? Onu da bilmiyoruz. Bu ayrıntılar sanıyorum önümüzdeki günlerde biraz daha net ortaya çıkar" dedi.
-"DÜELLO"-
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bülent Arınç ile polemiğe girmiş durumdasınız.
Arınç ile bir düello yaşanabilir mi?" sorusuna da, "Benim açımdan bir sakınca yok. Kendisi kabul ederse niçin olmasın" karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine ise her partinin, gelinen noktada, kendisini erken seçime endekslemek durumunda olduğunu söyledi.